Google Play Store
App Store

AKP iktidarı sanatı hedef alıyor. Son örneği Feshane’deki “Ortadan Başlamak” adlı sergi oldu. Sanatçılar baskılara boyun eğmeyeceklerini söyleyerek “Sanat böyle zorluklarla, zorbalıklarla engellenecek bir şey değil” dedi.

Heykel düşmanı zorba anlayış

Işıl ÇALIŞKAN

iktidarın hedefinde sanatı ve sanatçılar var. 2002 yılında iktidar olan AKP, gücünü eksik gördüğü kültür ve sanat alanına yasaklama, sansür ve baskılarla karşılık veriyor. 

Fahrettin Altun’un 2018’de sarf ettiği “Siyasi hegemonyanız bitti, kültürel hegemonyanız da bitecek” sözleri ile AKP’li Recep Tayyip Erdoğan’ın 2021 yılında “Kültür konularında arzu ettiğimiz inkişafı sağlayamadığımızı da kabul etmemiz gerekiyor” ifadeleri İktidarın kültür alanında yürüttüğü savaşın örneklerinden birkaçı.

Son olarak İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB)’nin 23 Haziran’da açılışını yaptığı Art İstanbul Feshane’deki ‘Ortadan Başlamak’ isimli serginin hedef gösterilmesi tepkilere neden oldu.

Serginin Yeni Şafak, Sabah  gibi yandaş basın organlarının yanı sıra sosyal medyada bazı kullanıcılar tarafından hedef gösterilmesi üzerine LGBTİ propagandası, cinsel içerikli tabloların bulunduğunu iddia eden bir grup gerici Feshane’de açıklama yaptı. Sergi, saldırı girişimi nedeniyle geçici süreliğine ziyarete kapatıldı.

AKP iktidarının eserleri ve heykelleri hedef alması ilk değil. 2006 yılında Kars’ta heykeltıraş Mehmet Aksoy tarafından yapılan ve Erdoğan’ın “ucube” dediği “İnsanlık Anıtı”nın yıkılması büyük yankı uyandırmıştı. Bursa’nın Nilüfer ilçesinde Vietnamlı sanatçı Van Hoang Huynh’un "Özgür Olmak" adlı heykelin kafasının koparılması ve esere tam üç kez saldırılması da örnekler arasında. Yakın zamanda da İzmir’deki bir metro istasyonunda bulunan “Müzisyen” adlı ahşap heykel de müstehcen olduğu iddiasıyla Serdar Kelça adlı saldırgan tarafından iki kez kırılmıştı.  

SANAT DÜŞMANI TAVRIN TEZAHÜRÜ

BirGün’e konuşan Aksoy, Feshane’deki hedef gösterilen sergiye ilişkin, “Gerici, sanat düşmanı bir tavrın tezahürü” dedi ve ekledi: “El ele tutuşan adamdan porno dersi çıkarmak falan bunlar çok komik şeyler. Bir sanat kültürümüz yok. AKP iktidarı da sanat kültürünün yok olmasını sağlamak için elinden geleni yapıyor. Şimdi de ideolojik olarak bir şeyler tutturmaya çalışıyorlar. Kendilerinin yapamadıklarını başkalarına çamur atarak engellemeye çalışıyorlar. Gerici, sanatçı düşmanı bir tavrın tezahürü gibi bir şey bu. Tayyip Ankara’daki Resim Heykel Müzesi’ne geldiği zaman korumalar nü kadın resminin önünde duruyor, üstünü kapatmaya çalışıyor. Bakış açısı tam da budur, ne desek boş.”

Mehmet Aksoy - Heykeltraş

Heykeltraş Mehmet Aksoy, heykeli yıkıldığı zamanki hislerini şu ifadelerle paylaştı: “Heykelimin yıkıldığını gördüğüm zaman çocuğum öldürülmüş gibi oldum. Bu durum AKP iktidarına ne sağladı? Hiçbir şey. Tam tersine bütün dünya onları Taliban gibi gördü. Onlar da çok rahatsız değiller gerçi Taliban gibi görünmekten. Taliban’la nasıl konuştuklarını biliyoruz nihayetinde.”

Bu yıkımın kendisini daha da hırslandırdığını ifade eden Aksoy, “Heykelin demek ki bir sözü, etkisi var ki yıkmak istiyorsun diye düşündüm ve hırslandım. Barışın duyulması, barışın içselleştirilmesi, savaş karşıtı olması bir heykelle mümkün demek ki. İnsanlar Kars’a gittiğinde hâlâ o tepeye çıkıyorlar, burada insanlık anıtı vardı diye. Sanat böyle zorluklarla, zorbalıklarla engellenecek bir şey değil. Onun farkında değiller. Bu AKP’nin sanata bakışının eğriliğini gösteriyor” sözlerini kaydetti.

ONLARIN HEYKELLERİ YÜREKLER ACISI

İktidarın estetik anlayışının sorunlu olduğuna vurgu yapan Aksoy, şunları kaydetti: “15 Temmuz Şehitleri için Saray’a yaptırdıkları heykele bakın, yürekler acısı. Bu zevksizliği, kültürsüzlüğü gösteriyor. Her konuda bir yüzeysellik var. Heykel günahtır, bunları yapan cehennemlik olacaktır bunlar hepsi palavra. Fetvalarla yönetiliyoruz. Bir adam sakal bırakıyor, cübbe giyiyor kafasına bir takke geçiriyor. Başlıyor konuşmaya. Ondan sonra her şey ters düz olabilir. Bunlar hep aklın, mantığın ve bilimin gösterdiği ilerici tavra karşıt bir duruşları var. Bütün mesele soru sormaktan başlar. Ne söylerse inanacaksın. E yalan söylüyor… Buradan kâr ediyorlar zaten. İnsanları bilinçsiz bırakıp sanattan anlamasın, düşünmesin. Ve bana oy versin. Bunun için her şey yapılıyor.”

Küratör İbrahim Karaoğlu ise yasakçı zihniyetin insan bedenini yalnızca cinselliğe indirgediğini ifade etti. Karaoğlu, “Güzel sanatlar fakültelerinde nü modeller yasaklanıyor. Oysa insan bedenini binbir biçimde görmeyen, görme biçimlerini çeşitlendirmeyen bir sanat öğrencisi yaratıcılığını geliştiremez. Yasakçı zihniyet, insan bedenini yalnızca cinselliğe indirgeyerek, tek bir görme biçimi üzerinden görüyor; o da cinsellik. Ama Kur’an kurslarında, tarikat yuvalarında kız ve erkek çocukların istismar edilmesine, daha çocukken zorla evlendirilmelerden hiç utanmıyorlar” ifadelerini kullandı.

İbrahim Karaoğlu - Küratör

SANAT, ÖZGÜRLÜĞÜN VE UMUDUN TEMSİLCİSİ

Sanatın özgürlüğün ve umudun temsilcisi olduğuna vurgu yapan Karaoğlu, şu ifadeleri kaydetti: “Bedeni estetik, ironik ya da metamorfoz üzerinden tanımlayan sanat; onlara göre sapkın. Cinsellik, çıplaklık, bedenin dilini özgürce yansıtan resimler, heykeller, bale ve dans sanatı da yasaklanmalı diye düşünüyorlar. Görselliği okumayı, kendi öznel anlayışlarıyla gerçekleştirip, herkesi de bu sapkın anlayışla okumaya zorluyorlar. Sanat özgürlüğün ve umudun en yüksek biçimidir. Yasaklarla okunup değerlendirilemez. Sanat iyiliği, özgürlüğü ve umudu taşır içinde. Sanatı kendi sapkınlıklarının savaş ve kargaşa aracı olarak kullanmak isteyenler hep yanıldılar tarih boyunca.

On bin yıllık bir tarihsel süreçte kavimler kapısı olan bu ülkenin dağarcığı, kültür mücevherleriyle doluydu; hâlâ da dolu. Birbirini bütünleyen kültür katmanlarının varsıllığı insanı odak almasından ve yüceltmesinden dolayıdır. Yeryüzünün en güzel heykelleri bu ülkenin müzelerindedir binlerce yıldır. Ve o kalıtlar, insanlık tarihinin de onurudur. Kim ne derse desin, sanat umudun en yüksek biçimidir.”

***

‘Sanat zevki’ tartışılan iktidar heykelleri

21 yıl boyunca AKP’li belediyelerin ‘şehrin simgesi’ diye adlandırdığı çok sayıda heykel tartışmaların odağı oldu. Bir nesne veya şehirde üretimi yapılan bir meyve sebzenin devasa boyutlardaki heykelleri, şehirlerin girişlerine ya da merkezine yerleştiriliyor. Şanlıurfa’nın Harran İlçe Belediyesi tarafından 15 Temmuz Anıtı’nda yer alan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın tanka eliyle ‘dur’ işareti yaptığı heykeli. Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi tarafından havalimanı kavşağında yapılan karpuz içinde çocuk ve kadayıf tepsisi taşıyan adam heykelleri bunlardan birkaçı.

İşte AKP döneminde yapılan ‘sanat zevki’ tartışılan heykeller: