Heykel olma teşebbüsü
Franz Erhard Walther’in “Heykel Olma Teşebbüsü” başlıklı kapsamlı sergisi Arter’de. Alman sanatçı, sanatsal pratiğine interaktif eylemi sokarak klasik heykel ve resim anlayışını değiştiriyor.

Konuk Yazar: Serfiraz ERGUN
Arter, birkaç hafta önce Franz Erhard Walther’in ‘Heykel Olma Teşebbüsü’ başlıklı kapsamlı bir sergisini açtı. Sanatçı bu başlığı, 1958’de, 18 yaşında denediği ve yolunu çizmeye öncülük eden bir işinden çıkartmış. Yere bağdaş kurarak oturmuş, önünde bir bez parçası, yanındaki kasede hamur yapmada kullanılan kabartma tozu, su ve süt karışımı, kasedeki sıvıdan ağzına alıp püskürtüyor. Ağzından fışkıran suya artık performans mı dersiniz, sıvı heykel mi dersiniz, biraz ironik ama bir eylem; ortaya çıkan ve boşlukta yer kaplayan bir heykel var. Bu heykel sudan da olsa... Ayrıca Walther’in ailesi fırıncı; sanatçı bu eylemle aile mesleği fırıncı olma yolunu da kapadığını söylüyor.
Franz Erhard Walther, 1939 Almanya doğumlu, disiplinlerarası kavramsal işler yapan bir sanatçı. İkinci Dünya Savaşı’nın tam göbeğine doğmuş. Savaş sonrası, hem ülke hem umutlar yıkılmış bir Almanya’da sanatçıların yeni akımlar, yeni arayışlar içinde olduğunu biliyoruz. 2016'da Sakıp Sabancı Müzesi, Zero ve Heinz Mack sergilerini açmıştı. Aynı kuşak sanatçılar ve aynı düşünce biçimi; ‘eskiyi unutup her şeye sıfırdan başlanmalı’…
ÇOK DİSİPLİNLİ SANAT PRATİĞİ
Arter’deki ‘Heykel Olma Teşebbüsü’ sergisinin küratörü Başküratör Selen Ansen. Müzenin iki katına yayılan sergiyi sanatçı Walther, küratör Ansen ve sanatçının boşandığı 2’nci eşi ve Franz Erhard Walther Vakfı Direktörü ile birlikte gezdik. Sanatçının bu geniş kapsamlı sergisinde kafasındaki birçok fikri, çok disiplinli sanat pratiğini bir arada görebiliyoruz. O kendisini bir heykeltraş olarak görüyor belli ki ama aslında performatif ve heykellerini kavramlarla ifade eden bir heykeltıraş.
Evet sergide birçok yerleştirme var ama bunlar bizin bildiğimiz taş, metal, pleksiglas ya da mermer heykeller değil. Sanatçının palet, pigment, boya, fırça, tuval gibi etrafında araçları da yok. Bunlar yazı, kağıt, ambalaj kartonu, kumaş, dikiş, tutkal, beden, bedensel hareket, hareketin süreci hatta hava, hava üflenerek şişirilmiş yastıklar...
Franz Erhard Walther eş yönünden şanslı; boşandığı eşleri yanında hep. İlk eşinin ailesi de terzi olduğundan sanat pratiğine ipliği ve dikişi de sokmuş. Nesneleri kumaşla kaplıyor, onları katlıyor, bir yerlere yerleştiriyor, şekillerini değiştiriyor ya da depoluyor. Bunların hepsini heykel olarak görüyor. Sonra herhalde bizim şüpheci olmamızdan çekinip ‘Heykel Olma Teşebbüsü’ diye de başlık atıyor bu çok geniş kapsamlı sergisine. Doğaya, dağlara, tepelere çıkıyor, ‘land art-arazi sanatı’ yaratacak diyorsunuz. Hayır, o doğa ile bedensel hareketleri, nesnelerle insanlar arasındaki interaktif eylemi sanatsal pratiğine sokuyor; klasik heykel ve resim anlayışını değiştiriyor.

Bir müzeye, bir sergiye gittiğinizde size sanat eserlerine dokunmanıza izin verilmez. Oysa Walther’in eserlerine sarılabilir, burnunuzu dayayabilir, onları asıldığı yerden alıp giyebilir, elinize alıp havaya kaldırabilir, üfleyebilirsiniz. Dokunulmazla aranızda bir etkileşim kurabilirsiniz. Sanatın nesnelliğine meydan okuyup anlamını nesneden bedene ve eyleme kaydırabilirsiniz.
2017 Venedik Bienali Altın Arslan Ödülü sahibi, Beden Karar Verir, Heykel Olarak Eylem, Resimler Sizin Kafanızın İçindedir, Boşluğun Yıkımı gibi kitapların yazarı, eserleri İspanya’dan İsviçre’ye, ABD’den Almanya’ya dünyanın ünlü müzelerinde, galerilerinde sergilenen, koleksiyonlarına yerleşen 86 yaşındaki Franz Erhard Walther’in ‘Heykel Olma Teşebbüsü’ başlıklı sergisi Arter’de 5 Ekim 2025’e kadar açık.