Şeçime iki hafta kaldı ve yine ortalıkta anketler dolaşıyor. Birbirinin tamamen tersini söyleyen anketler ve anketlere geçmiştekinden tamamen farklı tepkiler veren siyasiler dikkatinizi çekiyordur. Her adımını anketle atmakla ünlü Erdoğan, bu kez “Onlar anket toto oynasın, biz alanlardayız” yaklaşımıyla anketlere güvensizliğini ilan ederken; dün anketlerin üvey evlat muamelesi yaptığı muhalefetin “anketlere inancı tam” ve gördüklerinden […]

Şeçime iki hafta kaldı ve yine ortalıkta anketler dolaşıyor. Birbirinin tamamen tersini söyleyen anketler ve anketlere geçmiştekinden tamamen farklı tepkiler veren siyasiler dikkatinizi çekiyordur.

Her adımını anketle atmakla ünlü Erdoğan, bu kez “Onlar anket toto oynasın, biz alanlardayız” yaklaşımıyla anketlere güvensizliğini ilan ederken; dün anketlerin üvey evlat muamelesi yaptığı muhalefetin “anketlere inancı tam” ve gördüklerinden pek memnunlar.

Anketlere değil de, ahbaplık ettiğim AKP’li, MHP’li esnafın söylediklerine bakarak yazdıklarımı, “Sana öyle derler, gider yine AKP’ye oy verirler” diye makaraya saran arkadaşlarımı sevindirecek bir şey söyleyeyim: Cemil, yine AKP’ye oy verecek!

Taksici esnafından, Zaman gazetesinin bayrak gibi taşındığı ilk günlerden bu yana tanıdığım ve hep tatlı tatlı atıştığımız bir AKP’li Cemil.

Geçen gün mahallede yine başladık tartışmaya. “Başka kimse yok ki, söyle kime vereyim” dedi sonunda.

O son söylediğinden önce söyledikleri ama, benim için “Şimdiye kadar hep AKP’ye verdim, ama bu kez…” diye yemin billah edenlerin söylediklerinden çok daha önemliydi.      

“Ekonomik krizi yönetemedi” dedi, asla toz kondurmadığı Reis için. “Millet gerçekten perişan. Bir tepki var. Ankara’da Mansur’u değil, Fethi Yaşar’ı da gösterse kazanırdı CHP. Adamı MHP’lisi de seviyor, AKP’lisi de; demek iyi işler yapmış.”

Hala Reis’e oy verecek olsa da, Cemil’in bunları söylemesi onun iç dünyasında büyük bir değişikliğe işaret ediyor ve ekonomik krizin AKP tabanını da teğet falan geçmediğinin, bekâ satışının o tabanda bile alıcısının olmadığının göstergesi.

Şimdiye kadar kazandığı her seçimde AKP’nin asıl hikâyesi ekonomiydi. Büyüyen, enflasyonu indiren, parasından sıfırlar atan, kişi başına milli geliri artıran Türkiye’nin mimarı olduklarını anlatıyorlardı. Bugün, Erdoğan da kabul etti ki; “Ne yazık ki, yılın 4. çeyreğinde bir eksi büyüme oldu.”

İktidar bu duruma “oldu da bitti maşallah” diyerek yaklaşsa da, uzmanlar 2019 için epey karanlık bir manzara çiziyor ve vatandaş da o karanlığı gündelik hayatta hissediyor.

Anlatacak bir hikâye kalmayınca, karşımızda ezanın ıslıklanması gibi iddialar ve bekâ satışıyla şapkadan bu seçimde de tavşan çıkarmaya çalışan bir iktidar bloğu var.

Bugün bir fark da, en sıkı AKP savunucularından bile, Erdoğan’ın ağzından çıkmasına karşın, “ezan ıslıklandı” iddialarına “yok artık” tepkisinin gelmesi! Şapkadan tavşan çıkarma çabası içinde sürdürülen bu söylem de AKP-MHP ittifakının ayaklarına dolaşacak gibi.

Adana’dan bir okur; Erdoğan’ın Adana mitingine katılımın az olduğunu belirterek; “Belediyemizin metro yatırımındaki borcundan dolayı sıkıntıda olduğunu her Adanalı bilir. Önceki konuşmalarında da Ulaştırma Bakanlığı’na devir sözü vermişti, ama olmadı. Şimdi yine aynı konuda söz verildi. Halk neyin yapılıp neyin yapılmadığını bildiğinden, artık AKP ve Erdoğan’a eski ilgi yok.”, mesajı atmıştı.

Bir mitingde; “Geçtiğimiz yıl Şırnak’a doğalgaz verdik. Düğmeye basınca ev ısınıyor artık” diyor ya misal, mitingde bunu alkışlayan vatandaş, eve gidince, düğmeye basınca gelen bir doğal gaz olmadığını görüyor!

Ya da, “Bay Kemal ne diyor? ‘Çiftçi aç, çiftçinin topraklarına el konuldu’ diyor. Eline diline dursun. … 2,6 katrilyon çiftçilerimize tarımsal destek verdik?” diyor ve biz ekranlardan alkış sesi duyuyoruz ya, bir de kendi gerçeği ile duyduklarını karşılaştıran çiftçi var işte.

Bunlar bir yana, beni asıl Cemil’in söyledikleri ikna etti; hikâye bitti ve elde bir tek bekâ kaldı! Bakalım, hikâye mi yaman, bekâ mı?