‘Hilal Nesin’e sistematik saldırı’ ve tek yanlı haber

BirGün’ün “Hilal Nesin’e sistematik saldırı” başlıklı haberinde tiyatrocu ve yazar Hilal Nesin’in, “sosyal medyada yaygınlaşan yardım kampanyaları konusunda paylaşımda bulunmasının ardından hakaret ve cinsiyetçi saldırılara maruz bırakıldığı” belirtiliyordu.

Aziz Nesin’in oğlu Ahmet Nesin’in eşi olan Hilal Nesin, yaşadıklarını anlatırken, “Sosyal medya paylaşımı yapmamın üzerinden bir saat geçmeden Tamer Dursun, hakkımda sosyal medyada yazı yazmaya başladı. 1.5 yıldır bana saldırıyor. ‘Aziz Nesin’in gelini’ diye her yerde benim hakkımda paylaşım yapıyor” diyerek pedagog ve yazar Tamer Dursun’u suçluyordu.

Hilal Nesin’in suçlamalarını içeren bu habere, Almanya’da yaşayan Tamer Dursun tepki gösterdi. Sosyal medya hesabında “BirGün gazetesini halka şikâyetimdir” başlığıyla kaleme aldığı yazıda Hilal Nesin’in 9 Mart 2021’deki ilk paylaşımında “direkt kendisini ve eşini hedef gösterdiğini”, konunun bir iki ay içinde kapandığını ama Hilal Nesin’in 17 Nisan 2022’de bir daha suçlaması üzerine tartışmanın yeniden açıldığını savundu. Tamer Dursun, bir paylaşım hariç cinsiyetçi bir saldırı olmadığını ve tehdit iddiasının da gerçeği yansıtmadığını yazdı.

Bir okurun uyarısı üzerine Tamer Dursun’un BirGün’ün haberine yönelik eleştirisini gördüm. Sonra da iki taraf arasında yaşananları inceledim. Gördüğüm kadarıyla, olaylar Hilal Nesin’in geçen yıl IBAN numarası vererek yardım toplayanlarla ilgili bir paylaşımıyla başlıyor. Hilal Nesin paylaşımlarında isim vermese de “IBAN numarası dağıtanlar çok iyi birer hatiptir. Şiir de yazabilir hatta destan yazarlar kitapları vardır” ve “Tarlabaşı dayanışma topluluğu” diye yazarak Tamer Dursun ve eşini işaret ediyor. İki taraf arasında başlayan tartışmaların ardından Tamer Dursun ve eşi Aysel Toraman Dursun, topladıkları yardım paralarını kişisel çıkarları için kullandıkları iddiasının incelenmesi için Duisburg Alevi Toplumu’na (AABF) başvuruyorlar. Bu topluluktan 25 Mart 2021’de yapılan açıklamada Tamer Dursun ve eşinin yardım topladıkları hesapların incelendiği ve “olumsuz bir harcama tespit edilmediği” belirtiliyor.

Ancak tartışmalar bununla bitmiyor; bu kez Almanya Alevi Kadınlar Birliği, Hilal Nesin’i destekleyen ve “Sosyal Medyada Hilal Nesin’e yönelik küfür, hakaret ve cinsiyetçi saldırıları kınıyoruz” denilen bir açıklama yapıyor. Ardından Hilal Nesin, Almanya’ya giderek Dursun çifti hakkında suç duyurusunda bulunuyor; ancak soruşturma dava açılmadan kapanıyor. Sonra da daha çok iki tarafı destekleyenlerin yürüttüğü kavga, hakaret, cinsiyetçi söylem, küfür ve tehditlerle sürüp gidiyor. Son aylarda yatışmış gibi görünen kavga, BirGün’de 20 Haziran’da yayımlanan haberin ardından yeniden alevleniyor.

İki tarafın iddiaları, suçlamaları tamamen ayrı bir inceleme konusu. Ben gazetecilik açısından baktığımda BirGün’ün sadece Hilal Nesin’in anlatımına dayanarak haber hazırlamasını yanlış buldum. Böylesine uzun ve ağır suçlamalarla dolu bir kavgada tek yanlı haber hazırlamak yerine iki tarafı dinlemek, iki tarafın tezlerini de incelemek, en azından Tamer Dursun’un “karşı görüşü”ne haberde yer vermek gerekirdi.

Şimdi haber yayımlandığına göre geriye tek seçenek kalıyor; cevap hakkı tanımak…

“TERS PİRAMİT”E VEDA

Haber teknolojileri yenilendi ama neredeyse gazeteciliğin doğumu kadar eski olan “ters piramit” kuralından bir türlü kurtulamadık. Hâlâ haber yazılırken illa haberin bütün unsurları haberin girişinde özetleniyor, sonra gelişmelerin ayrıntısına geçiliyor.

Bu yazım tekniği özellikle kısa haberlerde çok fena sırıtıyor, okuyanı da sıkıyor. Çünkü 4-5 cümlelik kısacık haberlerde sırf “flaş” olsun diye aynı cümleler tekrarlanıyor. Süregiden bu yanlışın anlaşılması bakımından birkaç örnek vereyim. Gazete Pencere’nin 8 Haziran’daki “Bakan İstanbul-İzmir Otoyolu’nu övmek için eski yolu uzattı” haberi dört cümleden oluşuyordu. Ama “Bakan Karaismailoğlu ‘İstanbul-İzmir arası yol 8,5 saatti. Otoyol yapılmasaydı bugün 12 saat olacaktı’ dedi” cümlesi iki kez tekrarlanmıştı.

hilal-nesin-e-sistematik-saldiri-ve-tek-yanli-haber-1033782-1.

Hürriyet’in 9 Haziran’daki “Hablemitoğlu soruşturmasında yeni gözaltı dalgası” haberi de 21 satırlık, 8 cümlelik kısa bir haber. Bu haberde de “Levent Göktaş ve Fikret Emek’in de aralarında bulunduğu 9 şüpheli için gözaltı kararı verildi” cümlesi tekrardı. Cumhuriyet’in 11 Haziran’daki “Trafoya girdi yanarak öldü” haberinde ilk iki cümle de “...hayatını kaybetti” ve “…hayatını yitirdi” diye bitiyor ve hemen aynı bilgiyi veriyordu. Ayrıca ilk cümlede “kimliği belirsiz kişi” deniliyordu ama haberin devamında ölen kişinin ismi de verilmişti.

Milliyet’in üç cümlelik “Cumhurbaşkanı’na tazminat ödeyecek” haberinde mahkemenin “Kılıçdaroğlu’nun Erdoğan’a 60 bin lira tazminat ödemesine hükmettiği” iki kez yinelenmişti.

BirGün’ün 23 Haziran’daki “Üzerine kale direği devrilen çocuk öldü” başlıklı kısa haberinde de olay ve çocuğun toprağa verilmesi başta ve sonda bir daha tekrarlanıyordu.

Dijital mecraların sağladığı teknik olanaklarla haber yazımının gözden geçirilmesinin gerektiği bir dönemdeyiz. Artık ters piramit kuralına veda etmenin zamanı geldi de geçiyor.

TEK CÜMLEYLE:

•Sözcü, Basın İlan Kurumu’nun Sözcü ve Korkusuz’a verdiği ilan kesme cezalarını aktardığı “Kul hakkı yiyorsunuz” haberinde BirGün, Cumhuriyet, Evrensel ve Yeni Asya’ya verilen cezalardan hiç bahsetmedi.

hilal-nesin-e-sistematik-saldiri-ve-tek-yanli-haber-1033783-1.

•Mehmet Barlas, Sedat Peker’in danışmanı Emre Olur aracılığıyla paylaştığı “Boğaz’daki Les Ottomans otelde iş takibi sonucu aldığın cukkaları da anlatacağım” sözünü görmezden geldi.

•Yeniçağ, “Erdoğan’a şok üstüne şok” haberinde aktardığı araştırmada Gelecek Partisi’nin yüzde 0.6’lık oy oranını bile yazarken, yüzde 10’un üzerinde oyu görünen HDP’yi yok saydı.

•BirGün, Cumhuriyet, Hürriyet, Gazete Duvar, Gazete Pencere, İHA, NTV, Sabah ve T24’ün de aralarında olduğu birçok yerde yayımlanan “Hanefi Avcı’nın rütbeleri geri alındı” başlıklı haberde soruşturmayı yürüten ve karar veren kurumun adı eksikti.

•Sabah’ın “Kreşte dehşet” haberinde dövülen 17 aylık çocuk ile ona saldırdığı öne sürülen 2.5 yaşındaki çocuğun fotoğraf ve görüntülerinin kullanılması etik ilkelere ve yasaya aykırıydı.

•Bülent Ersoy, onlarca sitede çıkan “1.5 milyon liraya 10 metre derinlikte mezar hazırlandığı” haberlerini “Bu başlıklar, haberler; mantığa ve haber etiğine uygun mu?” diyerek yalanladı.

•Hürriyet, bir kavga ve yaralama haberinde CHP Milletvekili Sezgin Tanrıkulu’nun oğlunun adını açıkça yazarken, kavgaya karışan diğer kişilerin soyadlarını kodladı.

•Sözcü, Mezopotamya Ajansı’nın “Artuklu’da AKP’li 13 Belediye meclis üyesinden istifa dilekçesi” haberini kaynak göstermeden alıntıladı.

•Posta, “Yalvarmasına aldırmadan tetiği çekti” haberinde cinayet anının fotoğrafını kullandı.

•Cumhuriyet “Kadınlara yine engel” haberinde polisin kadın cinayetlerine tepki için düzenlenen eyleme “müdahalesi”ni, “arbede yaşandı” diye aktardı.

ELEŞTİRİ, ŞİKÂYET VE ÖNERİLERİNİZ İÇİN: okur@birgun.net