Hillary’nin Trump kartı

Vijay Prashad
@vijayprashad
Ortadoğu Uzmanı


Bir teknik arıza nedeniyle Los Angeles’tan Chicago’ya gidecek uçağın içinde kalkıştan önce bir saat bekledik. Uçuş görevlilerine, bu tür gecikmelerde fazla mesai ödeniyor mu, diye sordum. Dört uçuş görevlisi gerektirecek şekilde donatılmış uçakta sadece iki görevli vardı. Görevlilerden biri; Maya, maaşlarının uçağın kalktığı saat temel alınarak hesaplandığını söyledi. “Kalkıştan önceki her dakikamız şirkete hediye” dedi.

Cumhuriyetçi Başkanlık adayının kadınlarla ilgili cinsel saldırı niteliğindeki ses kaydının yayınlandığı gündü… Donald Trump “delinin teki” dedi Maya. Diğer görevli, Ray, “Her ikisini de sevmiyorum” şeklinde konuştu. “Trump’ın başkan olmasını istemiyorum” diyor Maya, “fakat kim kazanırsa kazansın bizim için çok az şey yapacak”. Trump’ın adı anılınca iki tepkiyle karşılaşıyorsunuz; biri uzaklaşma diğeri ise şiddetle savunma.

Demokrat aday Hillary Clinton, Trump destekçilerinin ‘acınacak halde’ olduğunu söylemişti. Kastettiği, Ku Klux Klan’ın eski liderlerinin ve alt-Right’ın (Alternatif sağ) da içinde olduğu üstünlük yanlısı beyazlardı. Trump hareketinin ana hatlarını göçmenlik, kültürel çeşitlilik ve İslam düşmanlığı oluşturuyor. Diğer bir taraftan Trump savunucuları, ana akım medyanın iftirasına uğradığını hissediyor.

Kadınlar ABD nüfusunun yüzde 51’ini oluşturuyor ve erkeklerden daha çok oy kullanıyorlar. Cumhuriyetçi Parti, 2012’de Obama’dan çok Mitt Romney’e oy veren üniversite mezunu kadınları, bu sefer cezbedemedi. Trump’ın maçoluğu ve cinsiyetçiliği bu kadınları çekmiyor, hatta partiden uzaklaştırıyor. Cumhuriyetçi Parti’nin önde gele pek çok kadın üyesi açıkça Trump’ın adaylığını geri çekmesini istedi. Hem Maya’nın hem de Ray’in keyfini kaçıran da buydu. Bayağılık onları utandırıyordu.

Pennsylvania’da silahlara bağlılığı dolayısıyla “aslında Cumhuriyetçi Parti’ye oy verebileceğini” söyleyen iki öğrenci, “Trump bir felaket’ diyor. Siyaset bilimi okuyan Meaghan’a göre “Amerika dünyanın önünde küçük duruma düşüyor”. Arkadaşı Evan ise gülümsüyor. Kırsal alanda yaşayan aileleri borç içinde. Evan tüm ailesinin Trump’a oy vereceğini söylüyor. Motivasyonları basit: Refahlarındaki düşüş son 30 yılda sürekli hale gelmiş ve hiçbir politikacı bu durumu umursamamış. Onlar için Trump en azından küreselleşmenin kurbanları (endüstriyel işçiler, çiftçiler ve iş bulamayanlar ya da hayatta kalmak için birden fazla işte çalışması gerekenler ) için sesini yükseltiyor. Pennsylvania’nın Monessen kentinde Trump, “Küreselleşme politikacılara bağışta bulunan finansal eliti çok çok zengin yaptı, fakat milyonlarca işçiyi yoksullukla ve kalp kriziyle baş başa bıraktı” dedi. Eski metal işçilerinin ve çiftçilerin evlerinde yankılanan mesaj bu.

2014 Şubatı’nda Hillary, Goldman-BlackRock üyelerine bir konuşma yaptı. Dinleyiciler finansal elitin kaymak tabakasıydı “Kocamla birlikte sahip olduğumuz servet ve yaşadığım hayat nedeniyle çok uzaklaştım” dedi. Hillary’nin Evan’ın ailesi gibi insanların geldiği yerle de yaşadıklarıyla da alakası yoktu. Milyarder olmakla övünen Trump’ın da yok. Yine de, Evan ve Meaghan gibilerini yabancılaştıran, Hillary’nin toplumdaki yerinden çok politik çizgisi.

Hillary finansçılara şöyle dedi: “Herhangi bir politikayla ilgili pozisyon almıyorum, fakat ülkede oyunun şikeli olduğuna dair büyüyen bir duygu hatta öfke var”. Oyunun adı ‘finans’tı ve Hillary haklıydı. Marketplace & Madison araştırma şirketinin 2016 yoklamasına göre, Amerikalıların yüzde 71’i ekonomik sistemin “belirli gruplar lehine şikeli” olduğunu düşünüyor. Orta sınıf kazancı 1996’dan beri durgunluk içinde, eşitsizlik ve geleceğin ‘çer çöp ücret veren çer çöp işler’ getireceğine dair inanç artıyor.”

Hillary, Bernie Sanders ve Trump, kampanyaları boyunca, geniş kitlelerin ekonomik hayal kırıklığıyla ilgili konuşmalar yaptı. Sanders, finansal yapıya ve büyük işletme lobilerinin işçilere yönelik fırsatları nasıl boğduğuna parmak bastı. Trump’ın parmağı bankaları ve göçmenleri işaret etti. Söyledikleri, ırkçılıkla koyulaştırılmış ekonomik milliyetçilikti. Bu sözleri anlamak, Sanders’in daha karmaşık olan eleştirilerini anlamaktan çok daha kolay. Finansın soyut güçlerini anlamak, arka sokakta yaşayan göçmenleri anlamaktan çok daha zor. Irkçılık her zaman daha etkili politikalar üretir, etkili kamu politikaları üretmese bile. Hillary ise Goldman-BlackRock’a dediği gibi, kararsız. 2014’te, “Hiçbir politikayla ilgili pozisyon almıyorum” dediği günden beri kendi ajandası konusunda karmaşık.

Demokratik kurumlardan daha çok bankacılara meyilli olduğunu gösteren bir başka alıntı, Hillary üzerindeki şüpheleri yükseliyor. “Altın anahtarın hangisi olduğunu nasıl seziyorsunuz, neyin işe yarayacağına nasıl karar veriyoruz?” diye soruyor finansçılara. “Endüstriyi en iyi bilenler endüstride çalışanlardır” diye ekliyor. Hillary politika önerilerini finansçı sınıfından alaca, peki bu sınıf toplumun geri kalanına karşı kendi çıkarlarını gözetmez mi? Evan ve Meaghan gibi kişilerin merak ettiği bu.

Seçmen 8 Kasım’da yapılacak seçimler için oylarını mektupla göndermeye başladı. Trump’a karşı öfke onları Hillary’e oy vermeye yönlendirecek. Hillary için heves düşük. Eğer karşısında başka bir aday olsaydı zaferinden daha az emin olunurdu. Seçimi Trump’ın rezillikleri yönlendiriyor. George H.W. Bush, Hillary’e oy vereceğini belirtti. Oğlunun döneminde Savunma Bakanı olan Donald Rumsfeld de öyle. Hem Demokrat hem de Cumhuriyetçi elitler yüzlerini Hillary’e döndü. Güvenilir bir aday o. Trump’ın popülizmine gerek yok. Sistem Hillary Clinton’ın ellerinde güvende olacak.

Çeviri: Ömür Şahin Keyif