Çinli yetkililer, Sabang’daki bu yeni üssün Hint Okyanusu’na giren Çin gemileri üzerinde baskı kurmayı amaçladığını söylüyor. Çin, sadece ürünlerini Afrika ve Avrupa pazarlarına göndermek için değil aynı zamanda Ortadoğu ve Afrika’dan petrol ve diğer hammaddeleri taşımak için, bütünüyle Malakka Boğazı’na bel bağlamış durumda

Hindistan’ın Endonezya’daki limanı

Vijay Prashad - Tarihçi

Geçen hafta, Hindistan Başbakanı Narendra Modi ve Endonezya Cumhurbaşkanı Joko Widodo, Cakarta’da buluştu. İki ülke Hindistan’ın, Açe’nin (Endonezya) kuzeyindeki Sabang adasında bir ekonomi bölgesi ve askeri üs inşa etmesi konusunda anlaştı. Buradaki ana unsur Sabang’ın Malakka boğazının ağzında olması ve bu boğazdan her yıl 3 trilyon dolarlık malın geçmesi. Dünyada deniz yoluyla yapılan ticaretin yarısı bu boğazdan geçiyor. Bu dar geçit, Doğu Asya ile Afrika ve Avrupa arasındaki ticaret için çok önemli. Çin, boğazın askerileştirilmesi konusunda gergin. Bu askeri üs, onun öfkesini daha da artıracak.

Bu durumun Çin için ne demek olduğunu bilen Hindistan ve Endonezya hükümetleri, limanda askeri üs olacağı bilgisini yalanladı. Ortak açıklamalarında, limanın özellikle ekonomik konular için kullanılacağı belirtildi. Hindistan İç İşleri Bakanlığı’ndan üst düzey bir yetkili bana limanın kullanımı konusundaki beklentinin Hindistan’ın korsan karşıtı mücadelesi için kullanılması olduğunu söyledi. Yetkili nihayet, limanın Hindistan ve Endonezya sahil güvenlik kuvvetlerinin eğitim ve gözlemleri için kullanılacağını belirtti.

Bu sularda, korsanlık artmaya devam ediyor. (2016-2017 arası yüzde 20 yükseldi.) Fakat gerçek rakamlar çok düşük. Singapur Boğazı’nda korsanlar sekiz gemiye çıkmaya çalıştı, Malakka Boğazı’nda ise sadece bir teşebbüs gerçekleşti. Bu gemi istilaları, aynı zamanda abartılmış durumda. Küçük sürat teknelerindeki korsanlar, büyük tankerlerin ve kargo gemilerinin yanına çekip, onlara biniyor ve çoğu olayda, görüldüklerinde gemiden iniyorlar. Gemiye el koyma olayı çok nadir yaşanıyor.

Hindistan ve Endonezya’nın bu anlaşmayı korsanlığı önlemek için imzalamış olması uzak ihtimal. Bu, Singapur ve ABD donanmalarının Malakka Boğazı’nda yaptığı ortak tatbikat için de belirttikleri neden. Fakat bu büyük tatbikatlar, korsan tehditinin boyutuyla orantısız. O halde bu üsler ve tatbikatların bu sularda ne işi var?

Çin’e baskı
Çinli yetkililer, Sabang’daki bu yeni üssün Hint Okyanusu’na giren Çin gemileri üzerinde baskı kurmayı amaçladığını söylüyor. Çin, sadece ürünlerini Afrika ve Avrupa pazarlarına göndermek için değil aynı zamanda Ortadoğu ve Afrika’dan petrol ve diğer hammaddeleri taşımak için, bütünüyle Malakka Boğazı’na bel bağlamış durumda. Çin uzun zamandır denizden gelen tehditlere karşı hassas. Korsanlardan gelen tehdit, ABD ve onun bölgedeki Singapur ve Hindistan gibi müttefiklerinden gelen tehdit kadar büyük değil.

Boğazların etrafını sarmak için Çin, Pakistan ve Myanmar’a kendi limanlarını inşa etmeye teşebbüs etti. Şu anda her ikisi de sorunlu. Aynı zamanda, Pakistan ve Myanmar; Gwadar (Pakistan) ve Kyaukpyu’ya (Myanmar) yapılan limanların finansmanını sorgulamaya başladı. Endişelerinin nedeni açık. Geçen yıl, Sri Lanka hükümeti, inşaat ödemelerini yapamadığı için Hambantota’daki limanını 99 yıllığına Çin’e verdi. Sri Lanka’nın güney kıyısında olan Hambantota limanında, Gwadar ve Myanmar’daki gibi, askeri varlık bulunmuyor. Hint Okyanusu’ndaki tek Çin askeri limanı Doraleh limanına yakın Cibuti’de.

Çinliler, Myanmar limanını Kyaukpyu’ya genişletti ve buradan Çin’deki Kunming şehrine kadar giden petrol ve gaz borusu döşedi.

Projenin maliyeti 9 milyar dolar. Myanmar’ın yaptırımlarla enkaza dönen ekonomisi, bu hatrı sayılır borçla baş edemedi. Borcun gayrisafi yurtiçi hasılaya oranı neredeyse yüzde 36. Toplam dış borç ise 9 milyar. Kyaukpyu limanının maliyeti Myanmar’ın borcunu ikiye katladı. Geçen hafta Myanmar hükümeti, maliyet nedeniyle limanın yarısını inşa edebileceklerini söyledi. Hükümet, borcunu ödememesi durumunda, Çin’in, Sri Lanka’da olduğu gibi, limanın sahibi olmasından korkuyor.

Bu arada, Mayıs ayında, Pakistan hükümeti, Gwadar Limanı’ndaki Çinli operatörlere uyguladığı vergi kolaylığını askıya aldı. Pakistanlılar ve Çinliler, 23 yıllık vergi muafiyetini nereden başlatacaklarını tartışıyor - 2007’den mi yoksa 2013’ten mi. Pakistanlılar ilkini, Çinliler ikincisini istiyor. Burada kalıcı bir kriz beklentisi yok, fakat, Pakistan ve Çin işbirliği üzerinde bir gerginlik var. Pakistan ve Myanmar’daki Çin gerginliği, Hindistan’ın, Mauritius Adası’ndan, Endonezya’daki Sabang Adası’na kadar güney Hint Okyanusu’nun iki ucunda, çabaladığı bir anda geldi.

Açık denizlerde gerginlik
Geçen ay, üç Hindistan donanma gemisi, Vietnam donanmasıyla ortak tatbikat için Tien Sa Limanı’na gitti. Hindistan’a dönüş yolunda, Hintli gemiler, Çin savaş gemilerinin “güvenli bir mesafeden” peşlerine takıldığını iddia etti. Gemiler arasında bir iletişim olmadı. Çin iddiayı doğrulamıyor.

Barış bölgesi olması gereken Hint Okyanusu’nda, bunun gibi tehlikeli gerilimlerin tırmanması olası. Bu sularda savaş gemisi sayısının artmasıyla, kaza riski de artıyor. Eğer bu kalabalık sularda bu gemilerden biri diğerini vuracak olursa, Çin ve Hindistan arasında yeni bir savaş başlar. Bu, 1962’den daha kanlı olur.


İki taraf da savaşı istemiyor. İstedikleri birbirlerine göz dağı vermek için bu üsleri kullanmak. Çin deniz yollarının açık olmasını istiyor. Öte yandan, Hint Okyanusu (Diego Garcia Adası’nda) Hindistan ve Singapur’daki en büyük deniz üslerinden birine sahip olan ABD, bu gerginlikler karşısında istifini bozmamış görünüyor. ABD gemilerini, Diego Garcia’dan Güney Çin Denizi’ne doğru hareket ettirerek, Çin’in uluslararası geçitlerdeki sevkiyatını tehdit etmeye devam ediyor. Şimdi Hindistan gemileri de onlara katılacak. Burada niyet Çin’i karşılık vermesi için kışkırtmak. Oysa bir karşılık -askeri bir karşılık- felaket olur.

Çeviri: Ömür Şahin Keyif