Hippi: Her renkten özgürlük

AYNUR KULAK

90’lı yıllardı. Edebiyat, sinema, müzik, resim alanında ne olup bittiyse kelimenin tam anlamıyla patlama yaşanıyordu. Üst sıralara tırmanan her eser gerçekten okunuyor, seyrediliyor, dinleniyordu. Bu gerçekten olup bitme hali 90’lı yılları sahici yapan en önemli unsurdu. Zira 2000’li yılların mış gibi yapma, mış gibi yaparken anlığında anlığı ruh hali geçişleri hemen hemen hiçbir şeyi kalıcılık seviyesine yükseltmezken 90’ların sahici duyguları ortaya konan eserlerin kalıcı olmasında önemli etkendi. Mesela Paulo Coelho’nun Simyacı kitabı 90’lı yıllarda yayınlanmış ve gerçekten okunmuş, gerçekten üstüne kafa yorulmuş ve gerçekten kitabın ışığında birçok hayat değişmişti. Bazı dönemler ve yıllar özeldi, bir daha yaşanmayacaktı ve sadece yaşandığı yıllarda etkili olmayacak sonraki kuşakları da etkileyecekti.

Mesela 1970’li yılların Hippi’lik dönemi.

Can Yayınları tarafından yayınlanan bir Paula Coelho kitabı olan Hippi Coelho’nun şimdiye kadar yayınladığı ve hemen hemen hepsi Türkçe’ye çevrilmiş kitapları arasında belki de en kişisel olanı. Çünkü 1970’in Hippilik dönemini eksenine alan kitapta Coelho’nun dünyanın her yerinde yaşadığı, yapıp ettiği ve düşündüğü şeyler üzerine özel bir biyografi olan Hippi okuyucuyu çok özel bir döneme götürmekte.

Sadece seçkin kişilerin uçağa binebildiği, dünyayı gezmenin çoğu kişi için ütopik bir hayale yakın olduğu bir dönemde Hippi’lik ruhunun patlaması tabii ki tesadüf değildi. 1970’li yılların başında yazarlık hayalleri kuran Coelho bu hayalinin eşliğinde özgürlüğünün peşinde koşarken Karla ile tanışınca ikisinin de yaşamı kökten değişecektir. Bu değişim özgürlüğün kapılarını onlara ardına kadar açarken dünyanın çeşitli yerlerinde binlerce insan ve karakterle tanışmalarına sebebiyet verecektir.

“Karla Dam Meydanı’nda oturmuş, kendisine bu büyülü serüvende eşlik edecek kişinin ne zaman ortaya çıkacağını düşünüyordu. Trenle bir saatlik mesafede bulunan Roterdam’daki işinden ayrılmış, tasarruf etmek uğruna otostop çekerek gelmiş ve yolculuğu neredeyse bir gün sürmüştü. (…) Karla bir haftalık bekleyişin ardından kaygılanmaya başlamıştı. Dünyanın her bir yanından onlarca oğlanla karşılaşmıştı ama hiçbir şey ilgilerini çekmiyordu, tek istekleri orada kalmaktı; yani cesaretlerini kamçılamaya bile yaramayan fallik biçimli bir anıttan başka çekiciliği olmayan meydanda. Hayır bu oğlanlar adı sanı duyulmamış yerlere gitmeye hiç hevesli değillerdi.”

hippi-her-renkten-ozgurluk-486464-1.

Karla yolculuğuna başlamıştı. Bu yolculukta ona eşlik edecek kişiyi bulması zor görünüyordu çünkü tanıştığı kişiler kurulu düzenleri içinde kemikleşmiş rutinlerini asla bırakmak istemeyen kişilerdi. Fakat 70’li yıllar ütopik de olsa hayal etmekten asla vazgeçilebilecek yıllar değildi. Paulo ile elbet yolları kesişecekti. Paulo da yolculuğuna başlamıştı yanında sevgilisi ile. Hippi’lerle ilk karşılaşmaları La Paz’da olmuştu.

“Birbirlerine karşı sorumluluk hisseden ve dayanışmanın öneminin bilincinde olan bu insanlar küresel bir kabile gibi davranıyor, simge olarak da amuda kalkmış bir Viking rününü andıran o ünlü sembolü kullanıyorlardı. Bolivya gibi herkesin rengarenk pançolar, hırkalar, gömlekler ve ceketler giydiği bir ülkede hırkalara ya da pantolonlara dikilmiş rünleri görmeden kimin kim olduğunu anlamak neredeyse imkânsızdı.”

Hippi’lik 1970’lerin o siyah-beyaz haline, kapitalizmin ben geliyorum ayak seslerine karşılık bir renk cümbüşü idi. Kimin kim olduğunun öneminin olmadığı, sıfatların raflara kaldırıldığı, edinilecek olan kişisel başarıların tanınmadığı; tüm bunlara karşılık oluşabilecek kolektif bir bütündü. Bu bütününün her bir bireyi ayakları yere basan, kendi başına özgür bireylerdi. Karla ve Paula’nın özgürlük hikâyeleri üzerinden resmedilen Hippi’lik ne olursa olsun hayal etmenin ve hayallerini gerçekleştirebilmenin en renkli ve şık haliydi.

Can Yayınları bu kitabın kapak tasarımı için, özellikle kitap kapağının renk seçimi için okuyucusuna danışmış; okuyucu tarafından tüm renkler beğenilince tüm renkleri kullanmaya karar verip Hippi kitabını son derece Hippi’ce bir hareketle her renkten basmıştır. J Bende yeşil rengi bulunan Hippi Emrah İmre tarafından çevrilmiş ve yine Türk Edebiyat severin uzun yıllar elinden düşüremeyeceği her rengi çok güzel olan bir Paulo Coelho kitabı daha Can Yayınları’nın özenli çalışmasıyla raflardaki yerini almıştır.