Stanford Üniversitesi dünyada HIV’e karşı 30 yıldır süren aşı arayışında tünelin sonundaki ışığı gördü. Prof. Bali Pulendran: Araştırma bulguları koronavirüs gibi diğer hastalıklarla mücadeleye de katkı sağlayacaktır

HIV’e karşı umut ışığı göründü

HABER MERKEZİ

Stanford Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde HIV'e karşı bağışıklığı güçlendiren ve bağışıklık süresini uzatan yeni bir aşı stratejisi geliştirildi. Üniversitenin Tıp Fakültesi ve bir dizi başka kuruluştan araştırmacı bu çalışmayla, yeni tür bir aşının HIV'e karşı daha uzun ve güçlü koruma sağladığını gösterdi.

Maymunlarda denenen bu aşıyı anlatan bir makale Nature Medicine'da 11 Mayıs tarihinde online olarak yayınlandı. Araştırma ekibinde yer alan Stanford Üniversitesi Mikrobiyoloji ve İmmünoloji Profesörü Bali Pulendran, araştırma bulgularının koronavirüs ve diğer hastalıklar için etkili bir aşı arayışında olan immünologlara da katkı sağlayacak kapsamlı çıkarımlar sağladığını belirtti.

BU AŞI HÜCRESEL BAĞIŞIKLIĞI DA GELİŞTİRDİ

Standord Üniversitesinin Bruce Goldman tarafından hazırlanan basın bildirisinde bu yeni aşı adayına ilişkin şu sözlere yer verildi: "Çoğu aşı, edinilmiş bağışıklık sistemini, enfeksiyonlarla tek kolu arkadan bağlı bir şekilde savaşmaya yönlendiriyor. Maymunlardaki bu yeni araştırma ise diğer kolu da serbest bıraktı."
Yeni aşının viral enfeksiyondan koruma sağlamasının anahtarının da, şu an kullanımda olan neredeyse diğer tüm aşılardan farklı olarak, bağışıklık sisteminin diğer aşıların uyumaya bıraktığı kısmını uyandırma becerisi olduğu iddia edildi.

Çoğu aşının işgalci patojene karşı antikor geliştirerek kan bağışıklığını amaçladığını belirten Pulendran, "Bu aşı ise aynı zamanda patojenin enfekte ettiği hücreleri kovalayan bağışıklık hücreleri ordusu olan hücresel bağışıklığı da güçlendirdi. Biz (bu aşı adayıyla) iki tür bağışıklık etkinliği arasında sinerji yarattık.”


38 MİLYON İNSAN HIV'LE MÜCADELE EDİYOR

Dünyada 38 milyon insan, bir zamanlar kaçınılmaz bir şekilde ölümcül olan HIV'le yaşıyor. HIV bugün antiviral ajanların karışımıyla kontrol altında tutulabilse de yıllık 1.7 milyon insanı enfekte etmeye ve her yıl 770 bin ölüme sebep olmaya devam ediyor.

Pulendran, 30 yıldır süren yoğun araştırmalara rağmen, henüz önleyici HIV aşısı olmadığını belirtti. Böyle bir aşıya yönelik erken umutlar aylar önce hüsranla sonuçlanmış ve aşının başarısız olduğu açıklamasını geçtiğimiz Şubat ayında ABD Ulusal Alerji ve Bulaşıcı Hastalıklar Enstitüsü Başkanı Dr. Anthony Fauci yapmıştı.

Edinilmiş (adaptif) bağışıklık cevabının iki kolu var: Kan (serum) bağışıklığı ve hücresel bağışıklık. Ancak çoğu aşı, edinilmiş bağışıklık sistemini kollarından biri arkadan bağlı halde enfeksiyonlarla savaşmaya itiyor.


Pulendran, “Bugüne kadar tüm lisanslı aşılar, bir virüsü nötralize eden antikorları üreterek çalışıyorlar. Ancak HIV'e karşı yeterince yüksek düzeyde nötralize edici antikor üretmek zorlu bir iştir. Biz bu araştırmayla, bağışıklık sisteminin hücresel kolunu da devreye sokarak, daha düşük nötralize edici antikorla bile HIV'e karşı daha güçlü koruma elde edebiliyoruz" şeklinde konuştu.

Bu yeni çalışmada Pulendran ve arkadaşları, "iki kollu" bu yaklaşımı benimseyerek hem kan hem de hücre bağışıklığını devreye soktular. 40 haftalık bir süreçte 15 maymunluk üç grup aşıladılar. 40 haftanın sonunda tüm hayvanların 40 hafta daha dinlenmesine izin verildi. Ek dozlar verilerek 4 hafta daha dinlenen maymunlar, 10 hafta HIV'nin bir versiyonuna maruz bırakıldılar. Sonuçta sadece destek dozu verilen maymun grubunun enfekte olduğu, iki tür aşı dozu ve destek dozu alanların enfekte olmadığı gözlendi.

Pulendran, “Bu sonuçlar gelecek aşı çalışmalarının, hem hücresel hem de nötralize edici antikor cevabı üretmeye odaklanması gerektiğini gösteriyor. Bu da sadece HIV'ye değil, aynı zamanda tüberküloz, sıtma, hepatit C, influenza ve koronavirüs türleri gibi diğer patojenlere karşı üstün koruma sağlayabilir" şeklinde konuştu.