Vadeli işlemler piyasası genelde “ortalama insanların” borsadan para kazanabileceği bir alan olarak tanıtılır. Halbuki pek öyle değildir. Küçük yatırımcılar genellikle sistematik olarak silkelenir.

Hızlı zenginleşme tuzağı
İngiltere’nin başkenti Londra’da hayat pahalılığı 5 Kasım'da yüzlerce kişinin katılımıyla protesto edildi. (Foto: AA)

Clark RANDALL

Ağustos ayı itibarıyla, ana akım medyanın “perakende piyasa” dediği küçük yatırımcı, pandemi esnasında piyasaya soktuğu paranın tamamını kaybetmiş oldu. Halbuki borsalar iki senedir yükselişe doymuyor, eşi benzeri görmemiş bir dönem yaşıyorlardı.

GameStop hisseleriyle ilgili geçmişte de Jacobin’e yazdım. Borsalar ortalama bir insanın gidip pasif gelir elde edebileceği bir yer değildir. Yarım yüzyıldır yükselmeyen gelirlerimizi bilge ve doğru zamanlanmış pozisyonlarla telafi edebileceğimiz bir yer de değildir. İşyerleri gibi borsalar da sermayenin sömürü alanı haline gelmiştir.

ÇÖKÜŞÜN ESERİ

Bugün hisse yatırımı yapan küçük yatırımcının durumu, konut kredisi krizi esnasında ev sahiplerinin yaşadığına benziyor. Sıradan insanlar “sürdürülebilir başarının” imkansız olduğu piyasalara sürükleniyorlar. Değişken faizli, yüksek riskli ipotek kredilerini o dönem yaşanan büyük durgunluğun eseri kabul edersek, şimdi yaşadığımız çöküşün eseri de opsiyon piyasasıdır.

Yakın geçmişe kadar pek bilinmeyen vadeli işlemler piyasasında küçük yatırımcının yaptığı işlem hacmi, son iki yılda yüzde 220 arttı. Biraz daha geriye gidecek olursak, artış daha da çarpıcı oranlara ulaşıyor. 2000 yılında günlük vadeli kontrat hacmi bir milyon sayısını nadiren geçerdi. Geçtiğimiz sene günlük hacim 50 milyon düzeyini sık sık aşar oldu.

KAYIP ENDİŞE VERİCİ

Küçük yatırımcının kayıpları ise endişe verici boyutlara ulaştı. Svetlana Bryzgalova, Anna Pavlova, and Taisiya Sikorskaya isimli araştırmacıların bulgularına göre Kasım 2019 ve Haziran 2021 dönemindeki yükselişte, küçük yatırımcılar 1 milyar dolar kaybettiler. Üstelik bu hesaplamaya al-sat makası gibi maliyetler dahil değil ve bunların toplam maliyetinin 4,13 milyar dolara ulaştığı düşünülüyor. Komisyon ücretlerinin de 800 milyon dolarlık ilave bir kayıp getirdiği düşünülüyor.

Piyasada kaybetmek ayrı bir şeydir, piyasada her şey güllük gülistanlıkken sistematik olarak söğüşlenmek ise bambaşka bir olgudur. Opsiyon borsaları sermayenin kitlelerden alınıp tepedekilere aktarıldığı bir mekanizmaya dönüştüler. Bu makine dahilinde küçük yatırımcının kaldıraçlı işlemlerle satış pozisyonu almasına izin vermek, suç işlemekle eşdeğerdir.

KARA DELİK

Vadeli işlem, bir tür “türev piyasa” ürünüdür. Karmaşık duyulsa da, aslında şu anlama gelir: Vadeli işlemler piyasasında opsiyon kontratı aldığınızda, şirketin hissesini almış olmazsınız. Hisse fiyatının hangi yöne gideceğine dair bir “pozisyon” satın alırsınız. Örneğin Apple şirketinin opsiyonlarını satın alırsanız, şirketin hisse senedi fiyatının ne yöne gideceğine dair bir öngörü satın alıyorsunuzdur. Opsiyon kontratları birkaç hafta ya da birkaç ay olmak üzere çeşitli vadelerde satın alınabilir. Vade ne kadar kısaysa, risk o kadar yüksektir. Verilere baktığımızda küçük yatırımcının ağırlıklı olarak “yüksek riskli” haftalık kontratlarda pozisyon aldığını görüyoruz.

Araştırma verilerine göre küçük yatırımcıların bilanço dönemi öncesinde de opsiyon aldıklarını görüyoruz. Bir bakıma, medyanın gece gündüz sözünü ettiği Tesla, Facebook, Apple, Amazon, Netflix ve Google hisselerine çullanıyorlar ve neticede al-sat makasları öyle bir açılıyor ki aslında birbirilerinin sermayelerini yiyorlar.

İşin çelişkili yanı şu ki vadeli işlemler borsalara ek bir enstruman olarak 1970’lerde sunulduğunda, amaç riski azaltmaktı. Bu sayede yatırım yonlarının “çift yönlü” işlem yapabilmesi mümkün olacaktı. Örneğin bir hissenin yükseliş potansiyelinden kazanç elde edecek şekilde pozisyon alıyorsanız, aynı miktarda satış yönlü pozisyon alarak kendinizi ani bir düşüşe karşı koruyabilirsiniz. Kusurlu da olsa bir “sigorta poliçesi” olarak tarih edilebilir. Bu sayede fiyatlar hangi yöne giderse gitsin kazanç elde edebilir, kayıplarınızı azaltabilirsiniz.

ÇANLAR 10 YILDIR ÇALIYOR

Finansı “demokratikleştirme” iddiasıyla yola çıkan Robinhood gibi platformları da hangi kefeye koyacağımıza dikkat etmemiz gerek. Vadeli işlemler piyasalarında alarm çanları en az on yıl önce çalmaya başlamıştı. Ekonomi emlak kredisi kriziyle sarsılırken borsalarda küçük yatırımcı işlemleri azalıyordu. Aracı kurumlar da çareyi küçük yatımcıyı vadeli işlem piyasasına çekmekte buldular.

Ekonomik durgunluk günlerinde Schwab isimli aracı kurum, “Ciddileşmek isteyenleri bekliyoruz” sloganıyla reklamlar yayınlıyordu. E*Trade ise “Vadeli işlemlerden nasıl kazanç elde edileceğini her yatırımcı öğrenmelidir” diyordu. Tabii vadeli işlemlerde komisyon oranının geleneksel borsalardakinin iki katı olduğundan söz etmiyorlardı.

Gündelik olarak vadeli işlem yapan küçük yatırımcılar üzerine yapılan farklı araştırmalar var. Bunlardan biri, 70 bin Hollandalı küçük yatırımcı ile yapıldı. Bulgular, küçük yatırımcıların son iki yıldır yaşadığı hezimeti doğrular nitelikte. Araştırma kapsamındaki küçük yatırımcıların aylık ortalama kaybı yüzde 4,5 olarak ölçüldü ve yatırımcıların bir sene içinde sermayelerinin yarısını yitirdikleri tespit edildi.

RUS RULETİ

Araştırmacılar, “Vadeli işlem yapanlar için işin cazibesi kumar ve eğlence arasında bir yerde” diyorlar. “Çift yönlü pozisyon alarak risk azaltma ise önemsenin bir konu değil.”

Bu yazıda amacım, insanların paralarıyla ne yapacaklarına karışmak değil. Çemberin tamamı mermiyle doluysa, rus ruleti oynamak anlamsız bir hal alır. Vadeli işlem piyasası, yazı tura atmaktan çok, işte böyle acayip bir rus ruleti oyununa benziyor. Vadeli işlemler piyasası halk arasında yaygınlaşacaksa bile, “ciddi yatırımcıların” ya da hızlı kazanç elde etmenin bir yolu olarak pazarlanmamalı. Sigara paketleri gibi uyarı metinleriyle, iflas riski uyarılarıyla satılmalı.

Çeviren: Fatih Kıyman
Kaynak: Jacobin