2009’da Marksist devlet başkanı Zelaya’nın Amerikancı darbe ile devrilmesinden beri Honduras krizde. Sosyalist Castro’nun seçilmesi, neoliberalizmle mücadele için de büyük bir şans.

Honduras ABD’den, neoliberalizmden  mutlaka kurtulacak

Fransisco DOMINGUEZ

İmkânsız görünen oldu: Honduras halkı döngüyü kırdı, seçim hileleriyle, çete şiddetiyle, vahşi, yasa dışı gayri meşru suç rejimini yıktı.

Direniş, direnç, mücadele ve örgütlenmesiyle halk Juan Orlando Hernandez’in suç iktidarını seçimde yıktı. Solcu Libre (Özgürlük ve Yeniden Kuruluş) Partisi’nin Başkan Adayı olan Xiomara Castro, yüzde 50’den fazla oy alarak, en yakın rakibi Millet Partisi Adayı Nasry Asfura’ya 15 puandan fazla fark atarak, yüzde 68 ile ülke tarihinin en yüksek katılımlı seçimini kazandı.


64 ŞİDDET EYLEMİ

Honduras halkı, Hernandez rejimini adayların ve eylemcilerin cinayetle korkutulduğu bir seçim sürecinde yenerek müthiş bir direnç gösterdi. Ekim 2021’e kadar seçim sürecinde 11 saldırı ve 27 siyasi cinayet dahil, toplam 64 şiddet eylemi gerçekleşmişti. Seçim önceki son süreçte de yine adaylara yönelik bir suikast dalgası başlamıştı.

Bu suikastların ve saldırıların hiçbirinin hedefinde Hernandez’in Millet Partisi yoktu. Saldırıların hedefi muhalefeti terörize ederek, adaylarının ve seçmenlerinin güvende olmadığı mesajı vererek, 2013 ve 2017’deki gibi seçimi hile ile kazanmanın yolunu açabilmekti.

KOLOMBİYALAŞMA

Yorumcuların, Honduras siyasetinin “Kolombiyalaşması” olarak yorumladıkları süreç, iktidarda bir suç çetesinin güvenlik güçleri ve paramiliter yapılarla muhalefet üyelerinin cinayetlere kurban giderek kendi güçlerini tahkim etmesiydi. Honduras’ta bu süreçte hafızalara kazınan en önemli olaylardan biri, çevre eylemcisi, feminist ve yerli lideri Berta Caceres’in yıllarca ölüm tehdidi aldıktan sonra silahlı güçlerce evinde katledilmesi olmuştu.

Çürüme ve yolsuzluklar Honduras devletinin tamamına yayılmış durumdaydı. Millet Partisi Adayı Nasry Asfura, “makamın kötüye kullanılması, sahte belge düzenleme, kamu kaynaklarının suiistimali, rüşvet ve kara para aklamaktan” suçlu bulunmuştu.

Kolombiya ile benzerlikler bununla da sınırlı değil. Aynı Kolombiya gibi Honduras da ABD’nin askeri üslerinin yığınak yaptığı bir suç rejimi. 1980’lerde Nikaragua’da Sandinista’lara karşı ABD emperyalizminin vekalet savaşında kullanılan paramiliter güçler Honduras’a yerleştirilmişti.

Manuel Zelaya’ya 2009’da yapılan darbeden sonra gelen sağcı hükümetlerin mirası da yine dipsiz... Honduras dünyada şiddet olaylarının en çok yaşandığı ülkelerden biri, nüfusun çoğunluğu da fakirlik içerisinde (Hanelerin yüzde 73’ü yoksulluk sınırının, yüzde 53’ü açlık sınırının altında). İşsizlik yüzde 12 civarında seyrederken, eksik istihdam pandemi sonrası yüzde 60’lardan 70’lere çıktı. Ülkenin dış borcu GSYH’nin yüzde 57’sine denk geliyor (15 milyar dolar). Üstelik ülke tüm bunların yanında yolsuzluk ve devlet kaynaklarının yasadışı kullanımının da faturasını ödüyor.

Hepsinin üzerine, İstihdam ve Ekonomik Gelişme Bölgesi inisiyatifi üzerinden, ülkenin toprakları doğrudan özel şirketlere, özel bir rejim altında dağıtılarak yatırımcıların kendi güvenlik güçlerini, kendi polis ve ceza sistemlerini kurmalarının da yolu açıldı. Ulusun toprağının özel şirketlere satılması, neoliberalizmi ve çokuluslu sermayenin rüyalarını absürt seviyeye taşıdı. Honduras oligarşisi, Hernandez liderliğinde, gerçekten ülkeyi parsel parsel sattı.

Devlet Başkanı Mel Zelaya’nın 2009’da darbeyle görevden alınması ile başlayan süreçte tüm bunlar inşa edildi. Şimdi Libre Partisi Lideri Xiomara Castro’nun, bu oligarşik devleti yıkarak tekrardan Honduras halkının refahını iyileştirmesi gerekiyor. Hiçbir kırmızı çizgisi, duru durağı olmayan iç ve dış güçlere karşı yeni hükümetin halkın çıkarlarını savunması bekleniyor.

Başkan seçilen Xiomara’nın Libre Partisi, kongrede en faza koltuğa sahip (128), ayrıca koalisyon ortağı Salvadır’un da yine kongrede ciddi bir gücü var, bu da ülkenin yeniden kuruluşu için gerekli tüm referandumların kongreden geçebilmesine imkân tanıyor. Libre aynı zamanda Başkent Tegucigalpa ve ülkenin en büyük ikinci şehri San Pedro Sula’yı da kazandı. Ayrıca Xiomara’nın yetkileri de yeterince güçlü.

Fakat ABD merkezli rejim değiştirme operasyonlarının yoğun olduğu bir kıtada -Bolivya’da darbe, Nikaragua’da darbe girişimi, Venezuela’da paralı asker saldırıları, Küba’da sokak provokasyonları, Peru’da Castillo hükümetine karşı istikrarsızlaştırma hamleleri ve daha fazlası- Honduras’ın gereken tüm enternasyonal desteğe ihtiyacı olacak.

Honduras halkının kahramanca mücadelesi, neyin başarılabileceğini gösterdi: neoliberalizm ve onun vahşi yabancı ve emperyalist teşvikçilerinin yenilebileceği ve daha iyi bir dünyanın kurulabileceği. Dolayısıyla Washington ve onun Honduraslı taşeronları, Avrupalı müttefikleri ve medya şirketleri saldırılarına başlamadan biz yüksek sesle söyleyelim: ABD eline Honduras’tan çek!

* Jacobinmag’dan çevrilmiş ilk olarak solsiyaset.org’da yayımlanmıştır.