HPV’ye yeni yılda bütçe ayrılmadı
HPV aşısının ulusal aşı takvimine alınmaması kadınların temel sağlık hizmetlerine erişimine darbe vuruyor. Av. Yarli, “Stratejik dava açma yolunu izliyoruz. Amaç örnek kararlar elde ederek devleti aşı yapmaya zorlamak” diyor.

Sarya Toprak
saryatoprak@birgun.netHPV aşısı hâlâ ulusal aşı takvimine alınmadı. 2022 yılında Eski Sağlık Bakanı Fahrettin Koca ulusal aşı takvimine alacaklarının sözünü verse de somut bir adım atılmadı. Yeni Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu ise HPV aşısına dair hiçbir açıklama yapmadı. Kasım ayında Sağlık Bakanlığı'nın 2025 bütçesi TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda görüşüldü. HPV aşısı, 2025 bütçesinde de yer almadı. Memişoğlu, vekillerin HPV aşısına dair sorularına yanıt vermedi.
Avukat Kardelen Yarli ile Doç. Dr. İpek Sevda Söğüt kasım ayında 'Tıbbi korunma hakkı bağlamında HPV aşısı ve toplumsal cinsiyet' başlıklı hakemli bir makale yayımladı. Dokuz Eylül Üniversitesi'nin Hukuk Fakültesi Dergisi'nde yayımlanan makale HPV aşısının cinsiyet eşitsizliği ve sınıfsal boyutuna dair bir çerçeve çizdi. Avukat Kardelen Yarli BirGün'e konuştu.
HPV aşısının ulusal aşı takvimine alınmaması toplumsal cinsiyet eşitsizliği noktasında nasıl sonuçlar doğuruyor?
Burada hem halk sağlığı konusunda hem de toplumsal cinsiyet eşitsizliği noktasında önemli sonuçlar var. Dünya sağlık örgütüne göre insanların %80'i hayatının bir döneminde mutlaka HPV ile enfekte oluyor. Bu halk sağlığının nasıl büyük bir tehlikeyle karşı karşıya olduğunu gösteriyor. Bu virüs erkeklerde de kansere dönebiliyor fakat kadınlardaki kadar yaygın değil. Kadınlarda rahim ağzı kanserinin %99 oranında sebebi HPV. Çözüm ise çok açık. Aşı çok büyük oranda koruma sağlıyor. DSÖ bu aşının dünyadaki en koruyucu aşılardan biri olduğunu söylüyor.
Senelerdir aşı için mücadele ediliyor. Hukuki bir mücadele de görüyoruz. Kadınlar aşı olduktan sonra dava açarak SGK’den ücret iadesi talep ediyor. Siz de bu davaları takip ediyorsunuz. Süreç nasıl işliyor?
Biz stratejik dava açma yolunu izliyoruz. Yani amaç dava sayısını artırmak değil, örnek kararlar elde ederek devleti aşı yapmaya zorlamak. Aynı zamanda uzun vadede aşı yapmamanın devlete daha fazla maddi yükü var. Kansere yakalanan bir kadın için devlet birçok harcama yapmak zorunda. Biz dava açmaya başlamadan önce SGK’den geri ödeme talep ettik fakat olumlu sonuçlanmadı. Sonra dava açmaya başladık. Kazandığımız davalar oldu, aşı bedelini faiziyle geri aldık. Bu davalar kamuoyu yaratmak açısından da araç oluyor. Biz herkesin bu aşıyı olmaya hakkı olduğunu ve ulusal aşı takvimine alınması gerektiğini bu şekilde gündemde tutuyoruz. Sağlık Bakanlığı’na da idari dava açtık.
HPV aşısının en güvenli aşılardan biri olduğu biliniyor. Buna rağmen aşıyı karalama kampanyaları yürütülüyor...
Aşı karşıtlığı dünyada ve Türkiye'de yükseliyor. Fakat sunabildikleri tek bir bilimsel argüman yok. Komplo teorileriyle kafa karıştırıyorlar. Aşının güvenilir olduğu konusunda kimsenin kaygısı olmasın.
Kadınlar artık temel sağlık hizmetlerine erişmekte zorlanıyor. Bu hizmetler neden kısıtlanıyor?
HPV aşısı başta olmak üzere birçok hizmet artık devlet tarafından ücretsiz sunulmuyor. Bu da önümüze sınıfsal bir tablo çıkarıyor. Eskiden aile sağlığı merkezlerine gidip ücretsiz bir şekilde prezervatif almak mümkündü. Bu gibi imkânlar da yönetmelikte hâlâ olmasına rağmen ortadan kaldırıldı. Bunun nüfus politikalarıyla da ilgisi var. Şimdi belediyeler gücü ölçüsünde bazı adımlar atmaya çalışıyor ama yeterli değil. HPV aşısı yapan belediyeler de bunu sadece sosyal yardım alan kişilere yapıyor. Türkiye'de aile hekimine gidecek dolmuş parası olmayan kadınlar var.
∗∗∗
AŞI ÖCÜLEŞTİRİLDİ
HPV aşısı ve kadın cinselliği hakkında bilinçlendime çalışmaları yapılmıyor. Bu da hem aşıyı hem de aşı olan kadınları 'öcüleştiriyor.' Geçtiğimiz sene HPV aşısı olduğunu paylaşan sosyal medya fenomeni Ecem Taşer linç kampanyasına maruz bırakılmıştı. Eşi olmadan (!) Fas'a tatile gittiği için HPV aşısı olduğu iddia edilen Taşer şu sözlerle tepki göstermişti: “HPV aşısı rahim ağzı kanserinden korunmak için doktorların önerdiği aşıdır. Herhangi bir hastalığa yakalanmadan önce yapılır. Yapılmak isteneni görüyorum. İstiyorlar ki kıralım dizimizi, oturalım oturduğumuz yerde, bir varlık göstermeyelim. Başarmayı denediğimiz her şeyin üstünden geçmeye çalışıyorlar."