Baroların bölünmesine olanak sağlayan düzenlemeler TBMM Adalet Komisyonu’nda kabul edildi. Dört gün boyunca TBMM önünde nöbet tutan Ankara Barosu Başkanı Sağkan, “Genel Kurul’da da kabul edilirse büyük bir kaosa sürükleneceğiz” dedi. CHP’li Kılınç ise “Hukuk devleti ve yargı birliği ayaklar altında” diye konuştu

Hukuk devleti ayaklar altında

Hüseyin Şimşek

AKP ve MHP milletvekillerinin imzasıyla TBMM Başkanlığı’na sunulan Avukatlık Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi’nin başta baroları bölen düzenleme olmak üzere tartışmalı tüm maddeleri kabul edildi. Genel Kurul’da son kez görüşülecek düzenlemeler bu haliyle yasalaşırsa baroların bölünmesinin önünde bir engel kalmayacak.

TBMM Adalet Komisyonu’nda kabul edilen maddelere göre, aynı ilde birden fazla baro bulunması için ildeki avukatların toplam sayısının 5 bin olması, ikinci baro için de 2 bin avukatın imzası bulunması gerekiyor. Avukatlar, Türkiye Barolar Birliği (TBB) tarafından şekli belirlenen cübbeyle mahkemelere çıkacak. Avukatlara kılık ve kıyafetle ilgili başkaca bir zorunluluk getirilemeyecek. Dini motifli kıyafetlerin giyilmesi için de bir engel bulunmuyor. Aynı ilde birden fazla baronun bulunması halinde adalet dairelerinde barolara ayrılacak yer, TBB’ye tahsis edilecek. Birlik bu yeri yeni ya da eski baroya verebilecek, bu durum TBB’nin inisiyatifinde olacak.

Yeni baroların kuruluş müracaatında, kuruluş talebini içeren dilekçe ile 2 bin avukatın imzasının ve bu avukatların belirlediği 4 kişilik kurucular kurulunun isimlerinin yer aldığı liste TBB’ye verilecek. Birlik, kuruluş işlemlerini yerine getirmek üzere kurucular kurulunu görevlendirecek. Kurucular kurulu en geç 6 ay içinde yeni baronun kuruluşunu tamamlayacak ve TBB’ye bildirecek. Avukat sayısının 2 binin altına düşmesi halinde baronun tüzel kişiliği son bulacak.

ANAYASA’YA AYKIRI

Dört gün boyunca TBMM Adalet Komisyonu’nda teklifin bu haliyle kabul edilmemesi için uğraştıklarını ancak AKP ve MHP’nin geri adım atmadığını ifade eden CHP İzmir Milletvekili Sevda Erdan Kılınç, teklifin Anayasa’ya aykırı olduğunu ifade ederek, “Hukuk devleti ilkesini, yargı birliği ilkesini, dürüst yargılanma ve savunma hakkını, yargı bağımsızlığı ilkesini, hakim tarafsızlığı ilkesini, temsilde adalet ilkesini ve en önemlisi eşitlik ilkesini ayaklar altına alan bir kanun teklifiyle karşımıza çıktılar. Şimdi kabul edilmesi teklifin yasalaşacağı anlamına gelmiyor” dedi.

YARGI TASFİYE EDİLİYOR

HDP Milletvekili Şevin Coşkun da baroların yapısını değiştiren teklifin komisyonda kabul edilen birçok maddesinin TBMM Genel Kurulu’nda yeniden ele alınmasını istedi. Tek adam rejiminin tahakküm altına aldığı yargı ve yürütmenin yanında bir türlü söz geçiremediği, yapılan hukuk dışı düzenlemelere, aykırılıklara, usulsüzlüklere ses çıkaran baroları bölerek yargının bütün erklerini tasfiye etmek istediğini anlatan Coşkun, şunları söyledi:

“Yetki mekanizmalarının tamamını tek elde toplayan Cumhurbaşkanı’nın barolara yönelik yapmaya çalıştığı bölme yöntemini çoklu temsiliyet ve demokrasi ile açıklamaya çalışsa da aslında herkesin bildiği gibi mesele baroların tek adam rejimini rahatsız etmesidir. Halbuki, mesele, avukatların ve baroların sorunlarına demokratik ve pratik bir çözüm getirmek ise baro seçimlerinden önce yapılması gereken birçok şey vardır. Bunlar, avukatların gerek mevzuatta gerekse pratikte karşılaştığı problemlerdir. Örneğin uzayan duruşmalar, avukatların dosyalara erişiminin engellenmesi, cezaevlerindeki müvekkil görüşlerinde kamerayla izlenilmesi, duruşmalarda adil yargılanma ve silahların eşitliğine aykırı olarak sözlerinin kesilmesi, taleplerinin dinlenmemesi gibi.”

KAOSA SÜRÜKLENECEĞİZ
TBMM kapısında günlerce beklemelerine rağmen komisyon görüşmelerine kabul edilmeyen baro başkanları arasında yer alan Ankara Barosu Başkanı Erinç Sağkan ise “Meclis’in önüne gelmemizin asıl nedeni eylemsel bir tavır sergilemek değil, 80 baronun ve TBB’nin, ‘Çoklu baroya karşıyız’ demesine rağmen dayatmacı tavrın ülke hukuk sistemine nasıl zararlar getireceğini anlatmaktı. Bunun özellikle Ankara, İstanbul ve İzmir’i ilgilendireceği söyleniyor ama 80 baro buna karşı çıkıyor ve bunun avukat sayısı çok olan illeri ilgilendiren bir durum olmadığını ifade ediyor” ifadelerini kullandı.

MÜCADELEMİZ SÜRECEK

Baro başkanlarını taleplerinde ısrarcı olduğunu, teklifin bu haliyle yürürlüğe girmesi durumunda savunmanın “kaosa” sürükleneceğini söyleyen Sağkan, BirGün’e yaptığı açıklamada şunları söyledi:

“Tarih bizim de Meclis’in de bu tavrını yazacaktır. Teklifin kabul edilen maddelerine karşıyız. Bundan sonra bir de Genel Kurul aşaması olacak. Genel Kurul’da da bu kanunun maddelerinin ayrıntılı olarak tartışılacağını biliyoruz. Savunmanın bağımsızlığının ortadan kaldırılarak baroların tamamen siyaseten bölünmüş yapılara ayrılarak avukatların fişlenmesi, hukuk devletini tamamen ortadan kaldıracaktır. Anayasa’ya aykırı olan bu teklifin reddedilmesini bekleyeceğiz. Devletin iradesini temsil eden milletvekilleri, savunma bağımsızlığını koruması gerekiyor. Teklif kabul edilirse çok büyük bir kaosa sürükleneceğiz. Son olarak AYM süreci başlayacak. AYM’nin hukuksal çerçevede yapacağı değerlendirme ile teklifin rafa kaldırılacağına inanıyoruz. Düzenleme, AYM içtihatlarına da aykırı. Bu nedenle uzun soluklu mücadelemizin sadece komisyon aşaması sona erdi. Hukuksal çerçevede mücadelemiz sürecek.”

***

‘Devleti öldürüyorsunuz’

AKP ve MHP ittifakının, baroların mevcut yapısını değiştirerek “çoklu baro” düzenlemesi hakkında konuşan CHP İzmir Milletvekili Murat Bakan, AKP’ye seslenerek, “Devleti öldürüyorsunuz” dedi.

Baroları bölecek teklifin çelişkilerine dikkati çeken CHP’li Bakan, “Pandemi koşulları içindeyken, bu kadar zor ekonomik koşullardayken, derdiniz ‘çoklu baro’, baroların delegasyon yapısının değişmesi ve Barolar Birliği’ne istediğiniz kişinin başkan olması olmamalıydı” diye konuştu.

Baro başkanlarının TBMM’ye alınmamasının AKP’nin yargıyı tüketme hamlelerinden biri olduğunu ifade eden Bakan, şunları söyledi:

“Bütün kurumlar Türkiye’de hızla yozlaşıyordu, birinciliği yargıya verdiler. Devlette iki şeye bağlılık vardır, bayrağa ve yasalara. Sen eğer bir cemaat üyesini, o cemaatin üyesi kimliğiyle hâkim, savcı yapıyorsan, general yapıyorsan, emniyet müdürü yapıyorsan o zaman şunu göze alacaksın. Mürit, mürşit ilişkisi, Şeyh, mürit ilişkisi, tam bir teslimiyet gerektirir. Siz aklı öldürdünüz, ahlakı öldürdünüz, yargıyı siyasallaştırdığınız gün adaleti öldürdünüz, şimdi de devleti öldürüyorsunuz.”