Beş ay önce Fırat Nehri’ne siyanür karıştıran Erzincan’daki Çöpler Altın Madeni’nin kapasite artışına karşı açılan dava bugün görülecek. TMMOB’nin Avukatı Ekin Öztürk, “ÇED süreçleri hukuka aykırı işletildi” dedi.

Hukuk siyanür sınavı verecek
Fotoğraf: BirGün

Gökay BAŞCAN

12 yıldır Erzincan İliç’i siyanürle zehirleyen Çöpler Altın Madeni’nin kapasite artışına karşı açılan dava bugün görülecek. TMMOB’nin Avukatı Ekin Öztürk, “Bu doğal çevrenin tahribata uğramasına ve yürütülen sömürge madenciliğiyle ülkemizin kaynaklarının yabancı şirketlere peşkeş çeken bir proje” dedi

Birçok kez felaketlere neden olan Erzincan İliç’te bulunan Çöpler Altın Madeni’nde son olarak 21 Haziran’da siyanür sızıntısı meydana geldi. 20 ton siyanürlü solüsyon Fırat Nehri’ne karıştı. Şirkete 16,4 milyon TL ceza kesilirken maden sadece 3 ay kapalı kaldı.

Tüm yaşananlara rağmen şirket, madenin kapasite artırımı için Bakanlığa başvurdu. Kapasite artımıyla birlikte madende sülfürik asit kullanımı yıllık 9 bin tondan 122 bin tona çıkaracak. Siyanür kullanımı ise yıllık 11 bin ton olacak. Madende ayrıca 16 çeşit çok tehlikeli kimyasal daha kullanılıyor. Halk arasında kezzap olarak bilinen nitrik asit ise bir yıl içinde bin 50 kilogram kullanılacak. ÇED dosyasında yer alan bilgilere göre şirket, 10 adet evaporatör (buharlaştırıcı) inşa edecek.

Şirketin zehir kapasite artırımına karşı harekete geçen TMMOB, Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın verdiği ÇED olumlu kararına karşı dava açtı. Dava kapsamında hazırlanan bilirkişi raporu şirketin lehine çıktı. Rapor sonrası ilk duruşma Erzincan İdare Mahkemesi’nde görülecek.

Dava öncesi BirGün’e konuşan TMMOB İliç Altın Madeni Komisyonu üyesi Cemalettin Küçük, bilirkişi raporunu eleştirdi: “Buna bilirkişi raporu diyemeyiz. ÇED raporunu onaylayan, bilimsellikten uzak bir belge. Bilimsel ve hukuki bir karşılığı yok.”

Yaşanan felaketlerin kapasite artımıyla büyüyeceğini belirten Küçük, “Şimdiye kadar madende yaşananlar açık. Bu felaketler ülkenin dört bir tarafından yaşandı, yaşanıyor” dedi.

Hukuka aykırılık olduğuna dikkat çeken TMMOB’nin Avukatı Ekin Öztürk ise, “Birincisi İliç’te yürütülen faaliyet bir sömürge madenciliği. İkincisi ise siyanürlü altın işletmeciliği niteliği itibarıyla çevre ve insan sağlığı açısından göze alınmayacak riskler barındıran bir yöntem. Aynı zamanda Fırat Nehri’nin besleme havzası içerisinde yer alması itibariyle de hukuka aykırılıklar söz konusu. Yine Anayasa uyarınca koruma altında olan orman, mera, tarım arazileri ve önemli doğa alanlarını içerisinde barındıran bir alan” dedi.

Yine birçok konuda projenin hukuka aykırılık taşıdığını belirten Öztürk şöyle sıraladı:

•Çevresel etki değerlendirmesi sürecinin temelini oluşturan çevresel süreçlere katılım hakkının gözardı edildiği,

•Faaliyetin parçalanarak çevre mevzuatına ve çevresel etki değerlendirmesi ile hedeflenen amaca aykırı biçimde farklı ÇED süreçlerine konu edildiği, böylece de etkilerinin az sınır değerlerin altında küçük gösterildiği,

•Pek çok etkinin değerlendirme dışı tutulduğu bilimsel ve teknik terminolojiden uzak güvenirliği olmayan bir rapora dayalı olarak hazırlanmış olması itibarı ile de hukuka uyarlık taşımayan bir süreçtir."