İş cinayetlerinde yakınlarını kaybeden yurttaşlar, BirGün'e konuştu. Anayasa referandumunda ‘Hayır’ diyeceklerini belirten işçi yakınları, "Hukukun, demokrasinin olmadığı, tek adamlığın olduğu yerde iş cinayetleri daha da artar" diyor

‘Hukuk ve demokrasi yoksa iş cinayetleri artar’

SEVGİM DENİZALTI

Yakınlarını iş cinayetlerinde yitiren yurttaşlar, 16 Nisan’da yapılacak anayasa değişikliği referandumunda ‘Hayır’ oyu kullanacaklarını söylüyor. Hukuk sisteminin zaten kötü durumda olduğunu, yapılacak anayasa değişikliği ile durumun daha da kötüye gideceğini belirten işçi yakınları, “Bizim hukuka, demokrasiye, daha fazla özgürlüğe ihtiyacımız var. Hukukun ve demokrasinin olmadığı, tek adamlığın olduğu yerde iş cinayetleri daha da artar, her şey o tek adamın insafına kalır” diyor.

hukuk-ve-demokrasi-yoksa-is-cinayetleri-artar-250771-1.

Diktatörlük varsa ölümler artıyor
Erdinç Eroğlu, henüz 17 yaşındaki oğlu Eren’i İstanbul Esenyurt’taki Özel Doğa Hastanesi’nde 4 yıl önce yaşanan iş cinayetinde kaybeden bir baba. Eroğlu yıllardır Adalet Arayan İşçi Aileleri ile birlikte oğlunun ölümünden sorumlu olan herkesin hak ettiği cezayı alması için mücadele ediyor.

Referanduma ilişkin görüşlerini sorduğumuz Eroğlu, kendisinin ve ailesinin ‘Hayır’ diyeceğini belirtiyor ve nedenini şu sözlerle anlatıyor: “Bu anayasa değişikliği kabul edilirse demokrasi ve hukuk daha da yok olacak. Dolayısıyla iş cinayetleri daha da artacak, daha çok ailenin evine ateş düşecek. Zaten mevcut durumda işverenlerin, sermayenin lehine işleyen bir hukuk sistemi var. Patronlara, üst düzey yetkililere dokunmuyorlar, işçi ölümlerine ‘kaza, kader’ gözüyle bakıyorlar. Bu anayasa değişikliği geçerse hukuk sistemi daha da kötüye gidecek.”

Meclis’te bugün kendilerinin sorunlarıyla ilgilenen, taleplerini dile getiren birkaç vekilin olduğunu belirten Eroğlu, “Meclis etkisizleşince bu vekillerin de sesi kısılacak. Almanya’ya, İsveç’e, Norveç’e bakın; sanayileri bizim ülkemize göre çok daha gelişmiş, ama iş cinayetleri oranı bizimkinin üçte biri kadar, neden? Çünkü nerede diktatörlük varsa; hukuk, demokrasi, örgütlenme özgürlüğü yoksa, orada iş cinayetleri daha fazla yaşanıyor. Bu nedenle başkanlık sistemi istemiyoruz, sonuna kadar ‘Hayır’ diyoruz” diye konuşuyor.

hukuk-ve-demokrasi-yoksa-is-cinayetleri-artar-250772-1.

‘Evet’ çıkarsa dava tek adamın eline kalacak
Soma Katliamı’nda hayatını kaybeden Uğur Çolak’ın annesi Gülsüm Çolak da, referandumda ‘Hayır’ diyeceğini, sonucun ‘Evet’ çıkmasından korktuğunu dile getiriyor. Soma davasında iki duruşmadır savcının mütalaa vermediğini hatırlatan Çolak, “Davayı referandumdan sonraya bıraktılar. ‘Evet çıkarsa artık tek bir adamın iki dudağının arasında olacağız. O istemezse adamlar elini kolunu sallayarak dışarı çıkacak. Ama ‘Hayır’ çıkarsa o zaman biraz da olsa bu ülkede yargı var, adalet var diyebileceğiz” şeklinde konuşuyor.

Soma’da yaşamını yitiren 301 işçi için adalet istediklerini, bunun için mücadele ettiklerini hatırlatan Çolak, şöyle devam ediyor: “Ben adalet diyorum, onlar ‘Para verdik ya’ diyorlar. Ben adalet diyorum, onlar ‘ev verildi ya’ diyorlar. Ben ısrarla adalet diyorum, onlar ‘Gelinler ve anneler birbirine girdi, gelinler aldı parayı gitti’ diyorlar. Şimdi bu referandumdan ‘Evet’ çıkarsa, adalet isteğimiz de davamız da yukarıdaki tek bir adamın eline kalacak.”

Çolak, Soma madenci aileleri olarak Sosyal Haklar Derneği ile birlikte önümüzdeki perşembe günü Meclis’e gideceklerini, Adalet Bakanı ve milletvekilleriyle görüşerek seslerini duyurmaya çalışacaklarını da söylüyor.

hukuk-ve-demokrasi-yoksa-is-cinayetleri-artar-250773-1.

Öğretmen kardeşimi yok yere hapse attılar
Maraş Elbistan’daki Çöllolar Maden Sahası’nda 6 yıl önce göçük altında kalarak yaşamını yitiren ve cenazesine bile ulaşıl(a)mayan işçilerden Muhsin Koşan’ın ablası Zeliha Öztürk, “Hayır diyorum elbette. Bu ülkede zaten adalet yok. Tek adam sistemi gelirse her şey daha da kötü olur” diyor.

Kardeşiyle birlikte 11 işçinin ölümüne neden olanlara 24 ay taksitle para cezası verildiğini hatırlatan Öztürk, şunları söylüyor: “6 yıldır bu davayla uğraşıyoruz, bizimle alay eder gibi bir karar verdiler. Bir de üstüne benim öğretmen olan kardeşimi hiçbir suçu olmadığı halde FETÖ üyesi diye hapse attılar. 4 ay yattı çıktı, şimdi bir daha aldılar, bir aydır içerde. Biz Atatürkçü bir aileyiz, ne ilgimiz olur? Eşitlik, özgürlük, adalet isteyenler, gazeteciler hep hapiste. 16 Nisan’da keşke herkes bir kendine gelse de, hiç değilse çocuklarımıza umutlu bir gelecek yaratabilsek…”

hukuk-ve-demokrasi-yoksa-is-cinayetleri-artar-250774-1.

Bozuk düzende sağlam çark olmaz
İstanbul Mecidiyeköy’deki Torun Center inşaatında üç yıl önce yaşanan iş cinayetinde kardeşi İsmail Sarıtaş’ı kaybeden Ferit Sarıtaş da ‘Hayır’ diyeceğini ifade ediyor. İş cinayetlerinin artarak sürdüğüne dikkat çeken Sarıtaş, şunları kaydediyor: “Anayasa değişikliği gerçekleşirse artık her şey ellerinde olacak, kimse sorgulanmayacak bile, davalar belki de açılmadan düşecek. Zaten sermayenin karşısında dik duramayan, patronlara dokunmayan, ölen işçileri suçluymuş gibi gösteren bu hukuk sistemi, o zaman tek bir kişiye bağlanacak ve iyice işlemez hale gelecek. Patronlar bu yeni sistemle vur deyince vuracaklar, kır deyince kıracaklar. Bozuk düzende sağlam çark olmaz. Bu yüzden ‘Hayır’ diyorum.”

***

hukuk-ve-demokrasi-yoksa-is-cinayetleri-artar-250775-1.

OHAL’le geçen 7 ayda iş cinayetleri yüzde 14 arttı

İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği (İSİG) Meclisi’nin raporuna göre, OHAL’in işçilere faturası ağır oldu. İş cinayetleri, OHAL ile geçen 7 ayda, bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 14 arttı, en az 1180 işçi yaşamını yitirdi. OHAL ile birlikte işçi ve emekçiler üzerinde artan baskının ve yapılan emek karşıtı yasal düzenlemelerin ölümleri çoğalttığına dikkat çeken İSİG Meclisi, OHAL uygulamalarını kalıcı hale getirecek anayasa değişikliğine ‘Hayır’ deme çağrısında bulundu.

Rapora göre, OHAL’in ilan edildiği 21 Temmuz 2016 tarihi ile 20 Şubat 2017 arasında en az 1180 işçi can verirken; bir önceki yılın aynı döneminde (21 Temmuz 2015-20 Şubat 2016) en az 1036 işçi hayatını kaybetmişti. OHAL’le geçen 7 ayda her ay ortalama 169 işçi ölürken, bir önceki yılın aynı döneminde her ay ortalama 148 işçi yaşamını yitirdi. Bu 7 ayda yaşamını yitiren işçilerin 10’u, yaşları 15’i bile bulmayan çocuk işçilerdi. 7 ayda 27 çocuk işçi can verdi.