Hukuksuzluğa ortak olmayın
Başörtüsü ve aileye yönelik Anayasa değişikliği teklifi TBMM Anayasa Komisyonu’nda, HDP ve TİP dışındaki tüm partilerin katılımıyla gerçekleştirildi. Teklif ile kadınlar için cehennemin kapısının açıldığını bildiren kadınlar görüşmeleri boykot etmeyen CHP ve İYİ Parti’ye tepki gösterdi. Kadınlar “AKP ile Anayasa yapılmaz” ifadelerini kullandı.
Hüseyin ŞİMŞEK
AKP, MHP, BBP ve Saadet Partisi’nin imzacı olduğu, kadınların kıyafetlerine ve LGBTİ karşıtı ifadelere yer veren Anayasa değişikliği teklifinin TBMM Anayasa Komisyonu görüşmelerine, HDP ve TİP dışındaki tüm partiler katıldı. “Anayasa değişikliği ile kadınlar için cehennemin kapılarının açıldığına” işaret eden feminist aktivist ve siyasetçiler ise görüşmelere katılan muhalefetin de bu hukuksuzluğa ortak olduğunu söyledi.
TBMM Anayasa Komisyonu’nda gerçekleştirilen başörtüsü ve aileye yönelik Anayasa değişikliği teklifinin son derece tehlikeli bir düzenleme olduğunu kaydeden 21’inci dönem İstanbul Milletvekili, siyasetçi Nesrin Nas, “Kendi yaptığı Anayasa’yı dahi uygulamayan ve Anayasa’yı yok sayan iktidarla Anayasa değişikliği yapmak için komisyon görüşmelerine katılmayı anlamak mümkün değil. Muhalefet, iktidarın kendisine çizdiği sınırların ötesine geçemiyor. Seçmenle güven ilişkisi kuramamasının temel nedeni de bu” dedi.
SEÇMENİ KÜSTÜRÜYOR
“Son derece tehlikeli bir düzenleme ile karşı karşıyayız” diyen Nas, bu durumun sakıncaları ile gelecek dönemde sıkça karşılaşılacağını bildirdi. Nas, BirGün’e yaptığı açıklamada şunları söyledi: “İktidar, başörtüsünü ve aile kavramını kendi seçmenini duygusal kutuplaşmaya hapsetmek için kullanıyor. Teklifin amacı budur. Muhalefete ilişkin de bir algı oluşturmak istiyor. Muhalefet ise iktidar bloğundan oy kazanmak için hala kendi seçmenini küstürmeyi göze alabiliyor. Anayasa değişikliği teklifinin baştan sona sorunlu bir sürecin ürünü olduğu unutuluyor.”
TARTIŞMAYA AÇTILAR
“Muhalefetin tamamının, Anayasa’yı yok saydığından övünerek bahseden iktidara, ‘Hodri meydan’ diyerek komisyon toplantısına katılmaması gerekiyordu. Teklifin tartışılacağı komisyona katıldıkları andan itibaren kadınların kılık kıyafetini, hepimizin eşit yurttaşlık hakkını tartışmaya açmış oldular. Bu sadece Anayasa değişikliği teklifi değildir. Anayasa maddesi oluğu için ilgili yasalar, yönetmelikler, genelgeler hazırlanacak. Valiler, kaymakamlar, şekillendirdikleri genelgelerde kadınlara kılık kıyafet dayatır pozisyona gelecek. Kadınlar için cehennemin kapılarını aralıyorlar. Öğretmenlerin, doktorların, diğer kamu görevlilerinin kıyafetleri nedeniyle şikayet edilmesinin de önünü açıyorlar. Kimse bunların hiçbirine itiraz edemeyecek çünkü Anayasa’da bir düzenleme olmuş olacak.”
ANAYASA KONUSU OLAMAZ
Eşitlik İçin Kadın Platformu (EŞİK) Üyesi Hülya Gülbahar da iktidara ve muhalefete tepki gösterdi. “EŞİK olarak kadınların kıyafeti adı altında yapılacak yasal ve Anayasal değişikler gündeme geldiği andan itibaren kadınların kıyafetinin yasa ve Anayasa konusu olmaması gerektiğini, hem iktidara hem muhalefete anlatmaya çalıştık” diyen Gülbahar, şunları söyledi:
“Özellikle AKP’nin başını çektiği iktidar blokunun teklifi açıkladığı anda bu düzenlemenin kadın, erkek fark etmeksizin herkesin hayatını derinden etkileyecek gerek kamusal alanda gerek özel alanda büyük kaosa neden olacak, ciddi sonuçlara neden olacak bir teklif olduğunu anlatmaya çalıştık. Anayasa’nın eşitlik ve laiklik ilkelerine tamamen aykırı olan, Anayasa’nın birçok hükmünü ihlal edecek olan bir değişiklik olduğunun altını çiziyoruz.”
GÖRÜŞMELER DURMALI
“Artık kendini dini otorite olarak gören herkes ya da dine sığınan sokaktaki vatandaş bile kadınların kıyafetlerine müdahale edebilir. İktidarın bu teklifi, tüm vatandaşlara başörtüsü kullanmayan kadınların kıyafeti konusunda sınırsız müdahale hakkı veriyor. Bu nedenle kadınların hayatının cehenneme çevrileceğini anlatmaya çalışıyoruz. Aynı şekilde tekrarlamaya gerek olmayan hakaretleri gerekçelerine yazarak sadece LGBTİ evlilikleri engelleyen değil, LGBTİ’yi nefret suçu öznesi haline getiren bir düzenleme olacak. Muhalefeti, bu teklifi görüşmemeye, alternatif teklif hazırlamamaya, komisyona katılmamaya davet ettik. HDP dışında bu yönde hareket eden olmadı. Yine de CHP ve İYİ Parti’de de aklı selimin egemen olacağını, kadınların sesine kulak verileceğini umut ediyoruz. Özgür tartışmanın yapılmayacağı bir ortamda görüşmeleri daha fazla sürdürmeye gerek yok. En azından TBMM Genel Kurulu’nda bu görüşmelere katılmamalılar.”
SEÇİM PROPAGANDASI
Komisyon görüşmelerini boykot eden HDP’de adın Meclisi Sözcüsü Ayşe Acar Başaran, kadın bedeni üzerinden yürütülmek istenen seçim propagandasının bir parçası olmayacaklarını söyledi. Her gün Anayasa’yı çiğneyen iktidarla Anayasa görüşülemeyeceğini vurgulayan HDP’li Başaran, şunları söyledi:
“AKP, kadın düşmanı politikalarına hız kesmeden devam ediyor. İktidarın kadın bakış açısı ailenin içerisine hapsolmuş, biat eden, geri adım atan; açlıkla, yoksullukla, sefaletle ve ölümle yüz yüze kalan bir tabloyu sürekli kadınlara dayattığını görüyoruz. Bunun karşısında bizler taleplerimizi, mücadelemizi yükseltirken yine bu süreçte bir seçim yatırımı olarak bir anayasa teklifinin gündemimize geldiğini görüyoruz. Kadınlar ve çocuklar evlerde şiddete, istismara, tacize, tecavüze uğruyor. Bunların içerisinde makul olma dayatılıyor. Türkiye bu tabloyla karşı karşıyayken iktidar seçim yatırımı olarak anayasa düzenlemesiyle karşımıza geldi. Anayasa teklifine dair AKP'nin görüşme talebini reddettiğimizi kamuoyuyla paylaşmıştık. Yine, Anayasa Komisyonu'nda yapılacak görüşmelere katılmayacağımızı da kamuoyuna deklare etmiştik. Buradan bir kez daha altını çizmek istiyoruz. Çünkü bu ülkede kadına yönelik katliamlar artarken, tecrit, yoksulluk, baskı almış başını giderken ve bunun müsebbibi olan AKP-MHP iktidarının yapacağı bir Anayasa düzenlemesinde biz yokuz.”
***
SOL FEMİNİST HAREKET’TEN TEPKİ
SOL Feminist Hareket Üyesi Gizem Gül Kürekçi de BirGün’e yaptığı açıklamada, TBMM Anayasa Komisyonu’nda gerçekleştirilen görüşmelere tepki gösterdi. Kürekçi şunları söyledi: “Milyonlarca kadının hayatını cehenneme çeviren AKP iktidarıyla, kadınların Medeni Kanun dahil olmak üzere kazanılmış haklarını hedef alan, yaşam güvencemiz olan İstanbul Sözleşmesi’nden çıkılmasına sebep olan tek adam rejimiyle Anayasa tartışılamayacağını söylemiştik. Tüm gerçekler ortadayken toplumda değişim isteyen milyonların en yüksek sesi kadınların taleplerini hiçe sayan bir muhalefet anlayışı, toplumun kazanma inancını parçalamaktadır. Her düzeyde yönetme kabiliyetini ve yarattığı ekonomik, toplumsal ve siyasal krizle meşruiyetini yitirmiş tek adam rejimine Anayasa tartışmasında ısrar edilerek muhalefet eliyle kalp masajı yapılmıştır. Ancak en karanlık günlerde direncini ve umudunu yitirmeyen ilerici milyonlar bu memleketin değişimden yana gerçek teminatıdır ve ne yaparlarsa yapsınlar memleketi bir grup gerici azınlığa teslim etmemekte kararlıdır.”