Amerikan Öğretmenler Federasyonu  (AFT), AKP hükümetlerinin laik eğitimden uzaklaşmasını eleştiren ve buna karşın mücadele de eden Eğitim Sen’e desteğini bildiren bir mesaj yayımladı. AFT Başkanı Randi Weingatten imzalı ve Eğitim Sen Genel Başkanı Kamuran Karaca’ya hitaben yazılan destek mesajı, 6 Mart günü Eğitim Enternasyonali Genel Sekreteri Fred Van Leeuwen, ABD Türkiye Büyükelçisi John Bass, Türkiye ABD Büyükelçisi Serdar Kılıç, Avrupa Sendikalar Konfederasyonu (ETUC) Avrupa Kordinatörü Martin Romer, ABD Devlet Bakanlığı Uluslararası Emek Departmanı Özel Temsilcisi Sarah Fox ve  ABD Emek Departmanı Uluslararası Emek Bürosu Asya-Avrupa- MENA (Ortadoğu ve Kuzey Afrika Ülkeleri)- Bölüm Başkanına da gönderilmiş. Mesaj şöyle:

“Sevgili Genel Sekreter Karaca,

Amerika Öğretmenler Federasyonu olarak Eğitim Sen’le Türkiye’de ülkenin laiklik geleneğini sürdüren kamu okullarında giderek daha fazla görünür olan din eğitimine karşı sizinle dayanışma içinde olduğumuzu belirtmek isteriz.

Türk eğitim sisteminde din üzerine çalışmalar, tarih ve kültür müfredatlarına entegre edilmektedir. Ancak, biz daha çok hükümetin son dönemde eğitim sistemini politikleştiren adımlarından ve Türkiye’nin laik yapısının hiçe sayılmasından endişeliyiz.

Din sınıflarının sayısını artırarak, dini misyonlara sahip okulları daha fazla açarak ve liselerde başörtüsünü serbest kılarak, Erdoğan’ın hükümeti Türkiye’yi son derece yanlış bir yola sürüklemekte ve -dünyanın farklılıklara sahip en büyük ülkelerinden biri olarak- ülkenizi demokratik ve laik geleneklerden uzaklaştırmaktadır.

İçtenlikle selamlıyorum”

Mesaj Avrupa merkezli demokratik kuruluşlardan gelmiş olsaydı hükümet de dahil muhataplar bunu olağan karşılardı. Avrupa hem daha dayanışmacı hem de Türkiye’de ve dünyada olup biten her olumsuz gidişe müdahil olma konusunda daha duyarlı. Buna karşın merkezi ABD’de bulunan uluslararası finans ve politika merkezlerinin daha çok hükümetleri uyaran telkin içerikli mesajları dışında ABD’li sivil nitelikli kuruluşların ikinci ülke hükümetlerini doğrudan hedef alan ya da mağdurlarla dayanışma içinde olduğunu bildiren mesajlarına pek tanık olmayız. Diğer ülkelerdeki gazeteci ve politikacılara yönelik baskılar, işkence gibi insan hakları ihlalleri bizzat ABD yönetimi tarafından hazırlanan raporlarla eleştirilir. ABD sendikalarının kendi yönetimleri ile çelişmekten kaçınan tutumu ve ABD çıkarlarına hizmet etmeyen oluşumlarla ilişki kurmaması haklı olarak bizim gibi ülkelerde ABD sendikalarının yönetim araçlarından biri olarak algılanmasına yol açıyor.  Bu bakımdan AFT’nin AKP hükümetinin eğitim politikasından kaygı duyduğunu etkili kurumlara iletmiş olmasını, ABD yönetiminin resmi tutumu olarak okumak da gerekir.  

Laiklik, bilimsellik gibi ulus devlet kazanımlarını sorunsallaştıran ve eğitimi piyasa ihtiyaçlarına göre planlayan neoliberal eğitim sisteminin ABD ve etkin olduğu kuruluşların projesi olduğunu biliyoruz. Neoliberal eğitim, demokratikleşmenin temel dayanağı olan laikliği özellikle problemli hale getirdi. Ancak laik olmayan bir eğitimin özellikle Müslüman ülkelerde radikal dini hareketleri beslediği Kuzey Afrika, Ortadoğu ve Türkiye deneyimi ile görüldü. ABD’nin, radikal eğilimleri besliyor diye Mısır müfredatından çıkartılmasını istediği “cihat” dersinin filli uygulamalarla Türkiye müfredatına girmesi karşısında sessiz kalınması düşünülemezdi. Mesajdan benim çıkarmaya çalıştığım sonuç, Batı’nın İslamcılara verdiği liberal desteğin Boko Haram (Batı eğitimi haram) olarak geri döndüğünün görülmüş olduğu ya da görmezden gelemeyeceği yönünde.  

Mesajın Eğitim Sen’e iletilmiş olmasının özel bir nedeni olmadığını da belirtmek gerek: Eğitim Sen ve bağlı olduğu KESK, Uluslararası Sendikalar Konfederasyonu (ITUC) ve Avrupa Sendikalar Konfederasyonu (ETUC) üyesi. Yani Eğitim Sen, Türkiyeli öğretmenlerin uluslararası arenadaki tek temsilcisi olduğu ve eğitimdeki dinselleşmeye daha çok direnç gösterdiği için muhatap. KAMU SEN ve MEMUR SEN’in de bu kuruluşlara üyelik başvurusu var ancak bunlar, uluslararası standartlara uygun (ideolojik, kültürel ve dini farklılıkları kabullenme, üyelerinin talebini işveren kazanımına bağlama, demokrasiye sahip çıkma gibi) sendikalar olarak kabul görmedikleri için üyelik başvuruları kabul edilmiyor.