Vaktiyle bir huni “Deniz benden sorulur,” demiş. “Benden geçmeyen balığa bu deniz yasak artık.” Kimisi gülünç bulmuş. Ama kanan birkaç ufaklık umutla yaranmak istemiş: huniyi övmüşler, geçmişler, övülmüşler, övünmüşler. Huni ödül diye akvaryuma koymuş hepsini. Artmış özgüveni: Denizler yeter mi? “Benden geçmeyen canlıya okyanus yok artık!” “Yok artık!” demiş yunuslar, balinalar -kahkahalarla. Ama birkaç ufak […]

Vaktiyle bir huni
“Deniz benden sorulur,” demiş.

“Benden geçmeyen balığa
bu deniz yasak artık.”
Kimisi gülünç bulmuş. Ama
kanan birkaç ufaklık
umutla yaranmak istemiş:
huniyi övmüşler, geçmişler,
övülmüşler, övünmüşler. Huni
ödül diye akvaryuma koymuş hepsini.
Artmış özgüveni: Denizler yeter mi?
“Benden geçmeyen canlıya
okyanus yok artık!”

“Yok artık!” demiş yunuslar,
balinalar -kahkahalarla. Ama
birkaç ufak balık daha
şimdi akvaryumda.

Durum gittikçe zor:
Huniden geçebilen su
artık yetemiyor.

Panikte hunici balıklar;
plastik tıkamış, bakın.
Düşünüyor bir yunus:
“Çıkar umarken övünenler
bu dövünenler.”