Kiralık işçilik meğer nelere kadirmiş! İşsizliğin ilacı kiralık işçilikmiş! Hükümet kiralık işçilik yoluylaw işsizliğin düşeceğini söylerken karşı çıktım. BirGün’de “kiralık işçilik işsizliği azaltmaz” başlıklı yazılar yazdım. Meğer hata bendeymiş! Mea culpa!

Meğer kiralık işçilik işsizliği azaltıyormuş, hem de yüzde 2 (tam olarak yüzde iki) azaltıyormuş!

Necip Türk basınının “amiral gemisi” Hürriyet sihirli kiralık işçilik formülünü keşfetti. İşsizliği çözüldü bilin!

Aslında Hürriyet bu sihirli formülü yeni bulmadı. Biz zamanında bu kıymetli hizmetten faydalanmadık! Üç yıl önce 4 Şubat 2013’te Hürriyet kiralık işçilik ile şöyle bir haber yapmış:

“Amerika ve Avrupa’da yaygın bir şekilde kullanılan, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından Türkiye için uyarlanan ‘Geçici İş İlişkisine’ ilişkin kanun taslağı sosyal paydaşlarla masaya yatırıldı. Uygulamaya geçtiği ülkelerde ilk 5 yıl içinde işsizlik oranını yüzde 2 azaltan kanun, Türkiye’de de yasalaşmasıyla milyonlarca kişiyi işsizlikten kurtaracak.”

Hürriyet benzer bir haberi kiralık işçiliğin yasalaşmasının ardından 29 Mayıs 2016’da yaptı. Üç yıl önceki iddiaları tekrarlayan haber şöyle:

“Geçici iş yasası ile işsizliğin yüzde 2 azalması bekleniyor” Dünya genelinde her yıl 260 bin özel istihdam bürosu 40.2 milyonu dönemsel projeler aracılığı ile olmak üzere, 60.9 milyon insanı iş piyasası ile tanıştırıyor. Geçici işler ile her ülkede işsizlik oranı yüzde 2 aşağı çekiyor.”

Hangi birini düzeltelim! İsa değil Musa, baston değil asa, dere değil Kızıldeniz!



Yasa “geçici iş yasası” değil. Geçici çalışma, geçici iş zaten on yıllardır iş mevzuatında var. Yeni düzenlemenin adı “Özel İstihdam Bürosu aracılığıyla geçici iş ilişkisi” yani işçi kiralama. “Amiral gemisi” nedense “kiralık işçilik“ diyemiyor.

Haberde yer alan kiralık işçiliğin yaygın biçimde kullanıldığı iddiası ise safsata. Kiralık işçiliğin dünya istihdamı içindeki payı yüzde 1,5 ile 2 arasında. Haberdeki bir diğer safsata ise kiralık işçilik yoluyla her yıl yeni 40,2 milyon insanın iş piyasası ile tanıştırıldığı iddiası. Oysa durum böyle değil. Bu sayı kiralık işçiliğin toplam işgücü piyasası içindeki paydır.

Eğer her yıl 40 milyon yeni insan kiralık işçilik yoluyla işgücü piyasasına katılsaydı şu an kiralık işçiliğin hacmi yüz milyonlarca işçiye ulaşırdı. Nitekim doğru bilgiler şöyle: 2012 yılında 36 milyon olan kiralık işçi sayısı 2013 yılında 40 milyon olmuştur. Yılda 40 milyon değil 4 milyon insan kiralık işçilik yoluyla işgücü piyasasına girdi.

Hürriyet’in büyük mucizesi ise kiralık işçiliğin işsizliği tam olawrak yüzde iki azaltacağı iddiasıdır. “Tam olarak” diyorum çünkü üç yıl arayla yapılan iki haberde de “yüzde iki” iddiası yineleniyor. Yüzde iki iddiasının Özel İstihdam Bürosu temsilcilerinin söylediklerine dayandırıldığı anlaşılıyor. Peki sendikalar bu konuda ne diyor, neden sorma zahmetine katlanmıyor büyük gazete?

Kiralık işçilik uygulamaya geçtiği ülkelerde ilk 5 yılda işsizliği yüzde iki azaltıyormuş! Kiralık işçilik 1990’ların sonunda uygulanmaya başlandı, dolayısıyla 2000’li yıllarda işsizlik oranlarını azaltmış olmalı.
Peki nerede azaltmış? Daha yoğun kullanıldığı ABD’de mi? ABD’de 2000 yılında kiralık işçiliğin istihdam içindeki payı 2,2 civarındayken işsizlik yüzde 4 idi. ABD’de kiralık işçilik oranı günümüzde de bu düzeyde seyrediyor. Günümüzde ABD’de işsizlik oranı ise yüzde 5 civarında. ABD’de işsizlik artmış. Kriz döneminde fırlayan işsizlik de cabası. ABD’de kiralık işçilikle işsizlik oranları arasında anlamlı bir ilişki kurmak mümkün değil.

ABD’de kiralık işçilik işsizliği azaltmıyormuş. Peki Avrupa Birliği ülkelerinde böyle bir ilişki var mı? 2000 yılında AB ülkelerinde kiralık işçilik oranı 1,6 civarındaydı, günümüzde 1,7 civarında seyrediyor. AB 15 ülkelerinde işsizlik 2000 yılında yüzde 9,1 iken, günümüzde ise 10,4’e yükseldi. Görüldüğü gibi AB açısından da iddia doğru değil.

Mızrak çuvala sığmıyor. Kiralık işçiliğin işsizliği azalttığına dair bilimsel, karşılaştırılabilir veri yok! Kiralık işçilik düzeyi ile işsizlik arasında da ilişki yok!

İşin kötüsü bu haberlerle gazetecilik arasında da ilişki yok. Veri kontrolü yok, bilgi kontrolü yok, mantıksal ilişki yok, farklı tarafların görüşleri yok. Haber değil, kiralık işçilik için PR çalışması adeta!

Aslında gazetecinin de pek günahı yok. Patronaj böyle haber istiyor. Örgütsüz gazeteci ve editör ne yapsın. Patronaj kiralık işçilik, kiralık gazetecilik istiyor.