AKP yönetimindeki İBB'nin 2 milyar 200 milyon lira ödeyerek AKP Genel Merkezi, Irak Devlet Başkanlığı ve vakıflara araç tahsis etmesine ilişkin konuşan Ekrem İmamoğlu, "Bu derin bir israf kalemidir ve sorgulanması gerekir. Günün sonunda, bu suçu işleyenlerden de bu kamu zararının tahsil edilmesi gerekir" dedi.

İBB, AKP döneminde 2 milyar 200 milyon lira ödeyerek Saray'a ve Irak Devlet Başkanlığı'na araç tahsis etti

AKP yönetimindeki İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin (İBB), 2011-2018 yılları arasında, 2 milyar 200 milyon lira ödeyerek kiraladıkları araçların OGS-HGS ve GPRS kayıtlarını inceleyen teftiş kurulunun raporunu Yeniçağ gazetesi yazarı Murat Ağırel, köşesine taşıdı.

Raporda; Cumhurbaşkanlığı'na 480, AKP Genel Merkezi’ne 8, AKP İl Başkanlığı'na 62, Irak Devlet Başkanı’na 6, TBMM Başkanlığı’na 54, Okçular Vakfı’na 4, TÜGVA’ya da 5 araç tahsis edildiği tespit edildi. 827 aracın usulsüz şekilde kullanılmasıyla ilgili İBB'nin İstanbul Valiliği'nden istediği soruşturma izni de reddedildi.

“16 MİLYONUN PARASINI ÇARÇUR ETMEKTİR”

İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, gazetecilerin konuyla ilgili sorularını, Florya'daki İstanbul Planlama Ajansı Yerleşkesi'nde yanıtladı.

“Kamu kurumu, bir başka kamu kurumuna katkı sunabilir. Elbette bunun da bir vicdani oranı, sayısı vardır. Onu aşıyorsa, o da sorgulanmalıdır; o ayrı bir mesele. Ama onun ötesinde bir kulübe, bir derneğe, sıradan bir biçimde dağıtır gibi dağıtılması, hiçbir gerekçesi olmadan dağıtılması çok yanlış" diyen İmamoğlu, şu ifadelere yer verdi:

Tablonun en kötü verisi, bir siyasi partiye bu kadar araç, 70-80 araç niye tahsis edilir? Bunu tarif etmek, tanımlamak mümkün değil. Kamu kurumunun malını, daha doğrusu 16 milyon insanın parasını çarçur etmektir, heba etmektir. Duyduğumuz kaygı zaten buydu aslında. Geçmişte, 31 Mart seçiminden sonra görev aldığımız andan itibaren kaygı duyduğumuz buna benzer olaylar ve buna benzer konuların bizdeki verileriydi.

VALİLİK SORUŞTURMA TALEBİNİ REDDETTİ

İmamoğlu, ikinci kez göreve geldiğinde birçok aracın iki seçim arasında iade edildiğini, bazı verilerin yok edildiğini gördüklerini söyledi.

İmamoğlu “Biz, bunlara ulaşamadık, erişemedik. Elimizde olan verilerle, kurum içindeki araştırmalarımızda ortaya çıkan rapor bu. Kaldı ki, bu işin soruşturmasını, incelemesi için valiliğe, neredeyse bir yıl önce yaptığımız bir başvuru var. Ne yazık ki bu başvurumuz da valilikçe reddedildi. Biz, mevcutta kurum içindeki elde ettiğimiz bilgiler üzerinden bu raporu oluşturduk. Bu derin bir israf kalemidir ve sorgulanması gerekir. Günün sonunda, bu suçu işleyenlerden de bu kamu zararının tahsil edilmesi gerekir” diye konuştu.

“HGS VE OGS KAYITLARI YOK EDİLDİ”

"Hatırlarsanız bir veri kopyalama meselesiyle çok gündeme getirildi, soruşturmalar açıldı. Aslında bizim o zaman yapmak istediğimiz şey, işte bu verilerin bir yedeklenmesi ve günü geldiğinde kamu adına bir zarara uğratılmadan bu veriler üzerinden araştırma, sorgulama, denetleme yapılabilmesiydi" diyen İmamoğlu sözlerini şöyle sürdürdü:

Kaygı duyuyorduk ve o kaygı ne yazık ki karşılığını bulmuştur. Yani düşünsenize; arabaların tipleri değiştirildi, arabaların modelleri değiştirildi, markaları değiştirildi, başka bir manzara önümüze koydu. Yoksa bizim Yenikapı’ya yolladığımız araçların dışında markaların, modellerin de kullanıldığını biz çok iyi biliyoruz. HGS ve OGS gibi kayıtlar, ne yazık ki işte o söylediğim ara dönemde tümden yok edildi ve biz, o verilere ulaşamadık, erişemedik.

'KAMU ZARARININ TAHSİL EDİLMESİ İÇİN GEREKENİ YAPACAĞIZ'

İmamoğlu, önceki dönemde belli vakıflara, dizilere para yağdıran iştirak şirketlerinin artık İstanbulluya yardım ettiğini vurgulayan İmamoğlu şöyle devam etti:

"Bir siyasi partiye niçin verilir 70-80 araba? Sadece arabada da değil. Şoförü veriliyor; niçin verilir? Yakıtı veriliyor her şeyiyle. Bunun bütün masraflarına baktığınızda, derin…

Bir kamu kurumuna veriyorsunuz da eğer orada birileri, aileleri ya da ailelerinin ihtiyaç duyduğu bir takım kişilere kadar bu iş dağıtılıyor, suistimal ediliyorsa, ben, o kamu kurumunu da reddederim. Kim olursa olsun. Çünkü, bizim neticede kullandığımız kamu kaynağı, yine kamu yararına kullanılmalıdır; bir şahsın yaşam koşullarını iyileştirme adına kullanılmamalıdır.

Tam da Ramazan ayında söyleyelim ki; israf haramdır. Ne yazık ki, o dönemde harama imza atılmıştır. Biz, kamu adına, kamu lehine bu süreci takip edeceğiz ve soruşturmanın üstüne gideceğiz. Mutlaka kamu zararının tahsil edilmesi ile ilgili de gereken işlemi yapacağız."