Din Alimleri Yardımlaşma ve Dayanışma Derneğine (DİAYDER) yönelik soruşturma kapsamında, İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) çalışanlarının da aralarında bulunduğu 4'ü tutuklu 23 sanığın yargılandığı davada, tutuklu 3 sanığın yurt dışına çıkış yasağı ve adli kontrol şartıyla tahliyesine karar verildi. 18 Şubat’ta görülen duruşmada da 3 sanık tahliye edilmişti.

İBB teftişinde adı geçen DİAYDER’e yönelik davada 3 tahliye daha

Din Alimleri Yardımlaşma ve Dayanışma Derneğine (DİAYDER) yönelik açılan davaya, İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nde devam edildi.

Duruşmaya, tutuklu sanıklar Ali Fuat Hatip, Ekrem Baran, Hafit Tunç ve Mehmet Emin Aslan cezaevinden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla katıldı. Duruşmada bazı tutuksuz sanıklar ile sanık avukatları hazır bulundu.

CHP Milletvekili Sezgin Tanrıkulu'nun da takip ettiği duruşmada tanıklar dinlendi.

Tanık sıfatıyla ifade veren Esra Huri Bulduk, İBB Sosyal Hizmetler Müdürlüğünde 20 yıldır çalıştığını, cep telefon numarasının çoğu dernek, kurum ve kişilerde olduğunu söyledi.

Muhtar, öğretmen, dernek başkanı gibi kişilerin arayarak ihtiyaç sahibi biri veya birileri varsa kendilerine ilettiklerini aktaran tanık Bulduk, “Bizler de daha önce 'yardım almış mı almamış mı?' diye kontrol ederiz. Sosyal yardım almamışsa o kişilerin nereye başvurması gerektiğini söyleriz. Başvurunun ardından sosyal hizmet ekiplerince kişilerin evine gidilerek inceleme yapılır. Eğer gerçekten ihtiyacı varsa ekiplerimiz sosyal destek yardımı yaparlar. Diğer durumda ihtiyaç sahibi kişiler bize ulaştığında bunu yardımseverlere bildiriyorum. Yardımseverler, ihtiyaç sahibi kişilere zincir marketlerin 100-200 lira gibi alışveriş kartlarından alır, ben de onları ihtiyaç sahiplerine ulaştırırım. Bu kartlar İBB’nin sosyal yardım kartlarından ayrıdır” diye konuştu.

Tanık beyanlarının ardından söz alan tutuklu sanık DİAYDER Başkanı Ekrem Baran tahliye talebinde bulunarak, "Herkes İslam doğrultusunda yardım yapıyor. Bizler de bu şekilde insanlara yardım etmek istedik. Bununla ilgili hadis ve ayetler de var. Dernek bu şekilde ihtiyaç sahiplerine yardım ediyor. Bize yapılan bu suçlamaların adaletsizlik olduğunu düşünüyorum" ifadelerini kullandı.

“DİAYDER YASAL BİR DERNEKTİR”

Tutuklu sanıklardan Hafit Tunç da tahliye talebinde bulunarak, "DİAYDER yasal bir dernektir. Örgütle alakam ve ilişkim yoktur. Cezaevinde bulunduğum sürede ailem ve ben mağdur oldum" dedi.

Tutuksuz sanık Enver Karabey ise ‘din alimi’ olduğunu ve derneklerinin herhangi bir terör örgütüyle bağlantısı olmadığını dile getirerek, "Dinimin kurallarını uygular ve buna göre hareket ederim. Bunun dışına çıkmamız mümkün değildir, hiçbir illegal örgüt adına para da toplamadım. Cuma namazlarına katılmanın ve namaz kılmanın suç olmadığı açık ve nettir" şeklinde konuştu.

YURT DIŞINA ÇIKIŞ YASAĞI VE ADLİ TEDBİR

Savunmaların ve avukatların beyanlarının ardından mahkeme heyeti ara kararlarını açıkladı.

Heyet, tutuklulukta geçirdikleri süre, sağlık durumları ve dosya kapsamını dikkate alarak sanıklar Ali Fuat Hatip, Hafit Tunç ve Mehmet Emin Aslan'ın tahliyesine hükmetti.

Bu sanıklar hakkında yurt dışına çıkış yasağı ve ayda bir karakola imza atmaları şeklinde adli tedbir uygulayan heyet, sanık Ekrem Baran'ın tutukluluk halinin devamını kararlaştırdı.

Dava dosyasının, esasa ilişkin görüşünü hazırlaması için cumhuriyet savcısına gönderilmesine hükmeden heyet, eksikliklerin giderilmesi için duruşmayı erteledi.

NE OLMUŞTU?

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Soruşturma Bürosunca 23 sanık hakkında hazırlanan 335 sayfalık iddianamede, İstanbul Şirinevler'de faaliyet gösteren DİAYDER'in, KCK sözleşmesinde "Azınlıklar ve İnanç Grupları Komitesi" adı altında örgütlenen ve PKK lideri Abdullah Öcalan'ın “telkin ve yönlendirmeleriyle alternatif sözde Kürt Diyanet İşleri olarak kurulduğu” iddia edilmişti.

İBB tarafından derneğe verilen market yardım kartlarının, 'örgüt sempatizanlarınca ailelere dağıtıldığının' öne sürüldüğü iddianamede, 23 sanığın 'silahlı terör örgütüne üye olmak' ve 'silahlı terör örgütüne bilerek ve isteyerek yardım etme' suçlarından 3,5 yıldan 15 yıla kadar hapisle cezalandırılması talep ediliyor.

Davanın 21 Şubat’ta görülen duruşmasında, Sefa Mehmetoğlu, Nezir Erdemci ve Enver Karabey tahliye edilmişti.