İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi, “PKK’nin hedefleri doğrultusunda faaliyet yürüttüğü” öne sürülen DİAYDER hakkında devam eden davada, tutuklu 3 sanığın tahliyesine karar verdi. 3 gizli tanığın bir sonraki celse dinlenmesi için gerekli işlemlerin yapılmasına karar veren mahkeme, duruşmayı 18 Mart'a erteledi.

İBB teftişinde adı geçen DİAYDER’e yönelik davada 3 tahliye kararı

İstanbul'da faaliyet yürüten Din Alimleri Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (DİAYDER) Başkanı Ekrem Baran ile 8 kişinin tutuklu olduğu, toplam 23 kişinin yargılandığı davada ilk duruşmanın ikinci oturumuna devam edildi.

“PKK/KCK’nin hedefleri doğrultusunda faaliyet yürüttüğü” öne sürülen DİAYDER yöneticileri ile üyelerinin de aralarında olduğu 23 kişinin yargılandığı duruşmaya, tutuklu yargılanan DİAYDER Başkanı Ekrem Baran ile 8 kişi bulundukları Silivri Cezaevi’nde Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile katıldı. Tutuksuz yargılanan DİAYDER üyeleri ve aileleri yanı sıra çok sayıda kişi duruşmada hazır bulundu.

İddia makamı, sunduğu mütalaasında tutuklu bulunan 9 kişinden 8 kişinin tutukluluk hallerinin devamını, Enver Karabey hakkında ise ev hapsi şartıyla serbest bırakılmasını talep etti.

Duruşmada savunma yapan tutuksuz sanıklarından Fahrettin Ülgün, İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nde (İBB) gassal olarak çalıştığını belirterek, şunları söyledi: “Seçimlerden önce vaatlerden biri de İnançlar Masası kurulacağıydı. Masa kurulmuş, Diyanet'in görüşü dışında kalan inanç gruplarının cenazelerinin yıkanması ve ibadetlerinin yerine getirilmesi için kadro açılmıştır. Sınava girdim ve kazanarak işe girdim. Yıllarca topluma hizmet etmiş biri olarak zaten yaptığım bir işi yapıyorum İBB'de. Derneğe bir katkım olmadı, çünkü nasıl zor durumda olduğumu biliyorlar. Akrabalarım ve çocuklarım bana bakıyor. Siyasi bir torpille işe girmedim, çalıştığım yerde siyaset de yapmadım" dedi.

‘KENDİMİ TERÖRLE BAĞLANTILI GÖRMEYİ HAZMEDEMİYORUM’

Tutuksuz sanıklardan Hasan Karahan ise, “Terörle, teröristlerle anılmak çok ağrıma gidiyor. Bazı geceler ağlıyorum. Öz kardeşimin oğlu askerde şehit oldu. Din adamıyım. Kendimi terörle bağlantılı görmeyi hazmedemiyorum. İBB'nin her mezhepten insanı gassal olarak işe alacağını duydum. Bir işim olsun evime ekmek götüreyim istedim. İnternetten çok anlamadığım için çocuğuma söyledim. Başvuru yaptık. Ancak işe alınmadım" dedi. İfadesi alınan diğer tutuksuz sanıklar da suçlamayı kabul etmedi.

'İDDİANAMEDE YER ALAN VAAZLARI BEN VERMEDİM'

Dini olarak kimseden emir almayacağını söyleyen tutuksuz sanık Lütfi Büyükefe savunmasında, “Örgüt olsun devlet olsun bana kimse dini konuda emir veremez. Bana Allah ve peygamber dışında kimse emir veremez. Hafit Tunç ile görüşmem olmuştur. Onların köyünde medrese eğitimi aldım, o sebeple Hafit Tunç'u tanırım. Dosyada örgütün sivil sorumlusu suçuyla suçlanıyorum. İmamlık yaptığım köylerde araştırılabilir. Kandil ve örgütle bağlantım varsa ortaya çıkarılabilir. Benim şimdiye kadar parti üyeliğim olmamıştır. Varsa araştırılıp ortaya çıkarabilirsiniz. Bana çevremde hala terörist gözüyle bakan var, ben terörist değilim. Ben vaazlarım da kesinlikle siyaseti karıştırmam karıştırmadım. İddianamede yer alan vaazları ben vermedim, Cumhurbaşkanına hakaret ettiğim yönündeki vaazı ben vermedim" şeklinde konuştu.

Duruşmada görüşünü açıklayan Cumhuriyet savcısı, tutuklu sanıkların tutukluluk halinin ve 3 sanığın ev hapsi şeklinde adli kontrol tedbirlerinin devamını talep etti. Savcı, 3 sanığın ev hapsi şeklindeki adli kontrol tedbirlerinin, 5 sanığın ise hakkındaki imza şeklindeki adli kontrol tedbirlerinin kaldırılmasını ve tüm tutuksuz sanıkların yurtdışına çıkış şeklindeki adli kontrol tedbirlerinin devamına karar verilmesini istedi.

TUTUKLU 3 SANIK HAKKINDA TAHLİYE KARARI

Ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, tutuklu sanıklar Sefa Mehmetoğlu, Nezir Erdemci ve Enver Karabey'in tahliyesine karar verirken, DİAYDER Başkanı Ekrem Baran'ın da aralarında bulunduğu 6 sanığın tutukluluk halinin devamına hükmetti. 3 sanığın ev hapsini kaldıran mahkeme, 4 sanığın ise ev hapsinin devamına karar verdi. Mahkeme, ayrıca gizli tanıkların dinlenmesine dair karar oluşturdu.

Bir sonraki duruşma 18 Mart’ta görülecek.

NE OLMUŞTU?

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nca hazırlanan iddianamede, “DİAYDER’in referansı ile İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde işe alınan örgüt üyesi ve sempatizan şahısların aldıkları maaşın bir kısmını derneğe verdiklerinin tanık beyanları ve görüşmeler doğrultusunda tespit edildiği” iddia edilmişti. Savcılıkça hazırlanan iddianamede, şüphelilerin 'silahlı terör örgütüne üye olmak' ve 'silahlı terör örgütüne bilerek ve isteyerek yardım etme' suçlarından 3,5 yıldan 15 yıla kadar hapisle cezalandırılması talep edilmişti.

DHA-MA