Konser yasaklarının kaldırılması talebiyle aylarca ölüm orucu eylemi yapan İbrahim Gökçek yaşamını yitirdi. İktidarın taleplerini duymayı reddettiği Gökçek’in cenazesi Kayseri’ye götürülecek

İbrahim Gökçek yaşamını yitirdi: İktidar taleplerini duymak istemedi

Açlık grevini 4 Ocak’ta ölüm orucuna çeviren ve eylemini 323’üncü gününde sonlandıran Grup Yorum’un gitaristi İbrahim Gökçek, tedavi gördüğü hastanede yaşamını yitirdi. Kaldığı yoğun bakım ünitesinde nefes almakta zorlanması üzerine önceki gece solunum cihazına bağlanan Gökçek’in kalbinin saat 13.00 sıralarında durduğu öğrenildi.

40 yaşındaki Gökçek’in ölüm haberini duyuran Grup Yorum sosyal medyadan şu paylaşımı yaptı: “Az önce İbrahim Gökçek’in kaldırıldığı hastanede şehit düştüğü haberini aldık! Bütün halkımızın, gönlü bizimle atan tüm insanlığın başı sağ olsun!”

Grup Yorum sevenleri, Gökçek’in ölümünün ardından hastanenin önünde bir araya geldi. Hastane çevresine çok sayıda çevik kuvvet polisi de getirildi. Hastanenin önündeki bekleyişin ardından Gökçek’in cenazesi Gazi Cemevi’ne götürüldü. Cemevindeki törene çok sayıda yurttaş katılırken “İbrahim Gökçek ölümsüzdür’’ sloganları atıldı. Gökçek’in cenazesi Kayseri’de defnedilecek.

Çok sayıda kişi Gökçek için sosyal medyadan paylaşım yaptı. Yapılan paylaşımlardan bazıları şöyle:

Haluk Tolga İlhan: İbrahim Gökçek’i kurtaramadık; karanlık sokaklar kör, sağır ve dilsizdi…

Hüseyin Turan: Maalesef İbrahim Gökçek’i kaybettik. Çok üzgünüm, ailesi ve sevenlerine baş sağlığı dilerim.

Suavi: Değerli kardeşim İbrahim. Yorum’suz!

Orhan Aydın: Mavi bir yıldız mı oldun kardeşim… Saklan bulutların arasında... Yağmura durduğunda hayat, damla damla ol ve yağ susanların üstüne.

Gökçek, 5 Mayıs’ta grubun Valiliğe konser başvurusu yapmasının ardından ölüm orucunu sonlandırmış ve hastaneye kaldırılmıştı. Gökçek’in tedavisine ilişkin önceki gün Grup Yorum tarafından yapılan açıklamada, şöyle denilmişti: “Üyemiz İbrahim Gökçek’in sağlık durumuna ilişkin açıklamamızdır: Vücudunda kan kalmamış. Dün 3 lt kan takviyesi yapıldı. Bugün de kan verilmeye devam edecek. Beslenmeyi şuan için damar yoluyla yapıyorlar. 24 saatin sonunda mideden mama verilecek. Yoğun bakım süreci bir ay sürecek.”

‘YAŞAMAK İSTİYORUM’

Gökçek, ölüm orucunun 318’inci gününde yazdığı mektubunda yaşamak istediğini belirterek “Ben beraber besteler yaptığımız çalışma arkadaşımı yanımda istiyorum, Ali Aracı ile yeni besteler yapabilmek istiyorum” demişti.

Gökçek ile aynı taleplerle ölüm orucu yapan Helin Bölek ise 3 Nisan’da eyleminin 288’inci gününde hayatını kaybetmişti.

İbrahim Gökçek ve Helin Bölek’in talepleri şu şekildeydi:

►Konser yasaklarının son bulması.

►Grup üyelerine yönelik davaların düşürülmesi.

►İçişleri Bakanlığı’nın haklarında çıkardığı yakalama kararlarını kaldırması.

►Faaliyetlerini yürüttükleri İdil Kültür Merkezi’ne yönelik baskınların son bulması.

ibrahim-gokcek-yasamini-yitirdi-iktidar-taleplerini-duymak-istemedi-728490-1.
İbrahim Gökçek’in hayatını kaybetmesinin ardından yurttaşlar hastane önünda bir araya geldi.

TEK SORUMLUSU AKP-MHP İKTİDARI

İbrahim Gökçek’in yaşamını yitirmesine ilişkin açıklama yapan HDP tarafından, “3 insanımızı kaybetmiş olmamızın tek sorumlusu ülkeyi ‘konser verilemez, sanat yapılamaz’ hale getiren, ardından bu talepleri görmezden gelen AKP-MHP iktidarıdır. Verdikleri bedelin hepimize yüklediği büyük bir sorumluluk bulunmaktadır” denildi. Yaşam hakkının ihlal edildiğine dikkat çekilen İnsan Hakları Derneği açıklamasında ise şu ifadelere yer verildi: “Umuyoruz ki başta, Helin, Mustafa ve İbrahim’in yaşamlarını kaybetmelerinden sorumlu olan siyasi iktidar bu suçlarının hesabını verir.’’

NE OLMUŞTU?

Grup Yorum’un 7 üyesi, 2016’da İdil Kültür Merkezi’ne düzenlenen bir polis operasyonu sırasında ‘polise mukavemet ve hakaret etmek’ ve ‘terör örgütü üyesi olmak’ iddiasıyla tutuklanmıştı. Grubun 5 üyesi cezaevinden yaptıkları açıklamayla açlık grevine başladıklarını duyurmuştu. Helin Bölek ile İbrahim Gökçek açlık grevlerini ölüm orucuna çevirerek devam ettirmeye başlamıştı. Gökçek, 24 Şubat 2020 tarihinde Adli Tıp Kurumu’nun verdiği “Cezaevinde kalamaz” raporu üzerine cezaevinden tahliye olmuştu.