İbrahim Kaboğlu: Hukuku tekrar inşa edeceğiz

Buse İlkin YERLİ

İstanbul Barosu, yarın Olağanüstü Kurultay’a gidiyor. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nca hazırlanan iddianame ile İstanbul Barosu Yönetim Kurulu Başkanı ile üyelerinin görevlerine son verilmesi ve yeni baro başkanı, yönetim kurulu üyeleri seçilmesi talebiyle açılan dava üzerine yapılacak kurultay, seçimsiz gerçekleşecek.

İstanbul Baro Başkanı Prof. Dr. Av. İbrahim Kaboğlu, baroya açılan dava ve İstanbul’daki Haliç Kongre Merkezi’nde yapılacak kurultay hakkında BirGün’e konuştu. Kaboğlu, “Ne var ki biz göreve başladık ve bize anayasanın ve avukatlık yasasının verdiği görevi yerine getirirken bir anda İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı hakkımızda suç duyurusunda bulundu. Daha sonra hızını alamadı, bu kez ‘Hayır, görevden de alınsın’ dedi” ifadelerini kullandı.

Kaboğlu, baroya açılan dava hakkında şunları söyledi: “Birinci dava soruşturma, ceza davası. İkinci dava ise görevden alma davası. O nedenle ‘davaname’ diye pek alışık olmadığımız bir kavram kullanıldı. Çünkü savcılık, hukuk mahkemesine dava açmaz. Bu gelenek yoktur. Açınca o zaman biz, başta yönetim olmak üzere, Türkiye Barolar Birliği ve birçok baro tepki gösterdi. Dahası, benden önceki başkanlar da tepki gösterdi. Biz de olağanüstü genel kurul kararı aldık. Seçimsiz dedik çünkü biz 20 Ekim’de seçildik. Zira bizim paydaşlarımız, bizimle yarışan gruplar da bir değişim istemedi. Bizim rakiplerimiz ‘Hayır, biz buna müsaade etmeyiz. Seçimle geldiniz, seçimle gidersiniz’ dediler."

Kaboğlu meslektaşlarını “Haliç Kongre Merkezi’nde, demokrasinin ne olduğunu, hukukun ne olduğunu, anayasanın ne olduğunu, hukuk yoluyla demokrasinin neden gerekli olduğunu ve nasıl inşa edilmesi gerektiğini bütün avukatlara ve topluma haykıracağız” sözleriyle kurultaya davet etti.

∗∗∗

ÇİRKİN OYUN BUDUR

Kaboğlu, İstanbul Barosu Yönetim Kurulu Üyesi Av. Fırat Epözdemir’in tutuklanması hakkında da görüşlerini dile getirdi. Yargıyı elinde tutanların baroya dayanaksız bir biçimde dava açıldığını fark ettiği için Epözdemir üzerinden bir yaptırıma tabi tutmak istediklerini söyleyen Kaboğlu, tepkisini şu sözlerle ifade etti:

“Geçmişe mi gideceğiz biz Türkiye’de hesaplaşmak için, yoksa demokratik geleceği mi inşa edeceğiz? Çocuklarımızın, gelecek kuşakların barış ortamında yaşayabileceği bir demokratik toplum mu bizim hedefimiz, yoksa geçmişte kimin kiminle ilişkide olduğu, kimin kiminle telefonla görüştüğü, kimin kimin eline ibrikle su döküp abdest aldırdığı ile mi uğraşacağız? İşte esasen çirkin oyun budur ve kesinlikle bundan çıkmak gerekir”