Anaparası 1,7 trilyon lira olan iç borçların ekim itibarıyla hesaplanan faiz yükü 2,3 trilyon liraya çıktı. İç borçların faiz yükü bir yılda 1,6 trilyon arttı.

İç borç faiz yükü katlandı
Fotoğraf: AA

EKONOMİ SERVİSİ

İktidarın, ekonomi politikalarının en olumsuz sonuçlarından biri de Hazine’nin borç ve dolayısıyla faiz yükünü artırmak oldu.

Hazinenin borç stoku, geçen yıl eylül ayından bu yana 1 trilyon 493 milyar lira artarak bu yıl eylül sonunda 3 trilyon 675 milyar liraya kadar yükseldi.

CHP TBMM Grubu'nun ekonomi notunda borç stokunun vadesine kadar ödenecek faiz yükü ise 3 trilyon 119 milyar lirayı bulduğuna dikkat çekildi.


Anaparası 1 trilyon 738 milyar lira olan iç borçların ekim ayı itibarıyla hesaplanan faiz yükü 2 trilyon 327 milyar lirayla anapara tutarının oldukça üzerinde bulunuyor.

İç borç stokunun faiz yükü geçen yıl ekimde 757 milyar lira olarak hesaplanmıştı. Son bir yılda faiz yükü 1 trilyon 570 milyar lira yani yüzde 107 oranında arttı.

Son bir yıldaki bütçe açığı ise Kasım 2021-Eylül 2022 aylarını kapsayan dönem 175,9 milyar lira olarak gerçekleşti. Aynı dönemde Hazine’nin bütçe açığının finansmanı için yaptığı net iç ve dış borçlanma ise 200,3 milyar lirada kaldı.

Borç stokunun 1,5 trilyon lira arttığı ancak bu ölçüde bir bütçe açığı ve dolayısıyla net borçlanma yapılmadığı halde borç stokunun ve stokun faiz yükünün artmasında iktidarın, yanlış ekonomik politikalarının yanı sıra yanlış borçlanma politikaları belirleyici oldu.

Faiz oranlarını yapay olarak düşük tutmak için döviz, altın ve enflasyona endeksli borçlanmalara ağırlık veren iktidar, döviz kurları, altın fiyatları ve enflasyonun yükselmesiyle halka çok büyük bir borç faturası çıkarmış oldu.

Son bir yılda sadece kur farkı nedeniyle Hazine’nin borç yükündeki artışın 1,3 trilyon lirayı bulduğu tahmin ediliyor.

Hazine’nin borç stoku yüksek bir döviz ve faiz riski taşıyor. Çünkü borç stokunun yüzde 65,7’si döviz ve altın cinsinden alınmış borçlardan oluşuyor.
Değişken faizli ve döviz cinsinden borçların toplamının stok içerisindeki payı ise yüzde 83,4’ü buluyor. İç borç stokunun bile yüzde 27,5’i döviz cinsinden, yüzde 47,3’ü değişken ve TÜFE’ye endeksli borçlardan meydana geliyor.

Dış borç stokunun da yüzde 14’ü değişken faizli. Dolayısıyla Türkiye’de enflasyonun ve döviz kurunun artmasının yanı sıra ABD ve AB ülkelerindeki faiz artışları da Türkiye’nin borç stokunu ve faiz yükünü büyütüyor.