Türkiye, AKP’nin Meclis’ten geçirdiği “İç Güvenlik Yasası”nın faşizan yüzüyle 1 Mayıs’ta kitlesel bir şekilde tanıştı. Gözaltında tutulanlar, dört gün boyunca avukatlarıyla görüştürülmedi

'İç Güvenlik' böyle işledi: Gözaltılar depoda tutuldu

ELÇİN YILDIRAL - e.yildiral@gmail.com

Hükümetin yasak inadı nedeniyle olaylı geçen 1 Mayıs “İç Güvenlik Yasası”nın faşizan karakterini net bir şekilde gösterdi. Yasayla polise verilen “önleyici gözaltı” yetkisiyle, 1 Mayıs’ta çok sayıda kişi “başkalarının can güvenliğini tehdit ettikleri” gerekçesiyle ya alandan uzaklaştırıldı ya da alana girmelerine izin verilmedi. Anayasa’da hâkim, savcı ya da acil hallerde yetkili merciin yazılı emri dışında kimsenin üstünün ve özel eşyalarının aranamayacağı açık ve net belirtilmesine rağmen polis hâkim kararı olmadan gözüne kestirdiği kişilerin üzerini aradı.

GAZ MASKESİ GÖZALTI NEDENİ

Yeni düzenlemeyle yüzlerini tamamen veya kısmen örterek toplantı ve gösteri yürüyüşüne katılmak da suç kapsamına alındı. Polis, 1 Mayıs’ta  gaz maskesi,  şal, poşu gibi eşyası olanları anında gözaltına aldı. Beşiktaş’ta liseli bir genç “gaz maskesi taşıdığı” gerekçesiyle gözaltına alınmak istendi. CHP Milletvekili Süleyman Çelebi’nin araya girmesiyle liseli genç gözaltına alınmaktan son anda kurtuldu. Sadece İstanbul’daki 1 Mayıs eylemlerinde gözaltı sayısı “Adalet İçin Hukukçular”ın tespitine göre 452 iken, emniyete göre bu sayı 408. 20 kişi tutuklandı. 2014’te bu sayı 173 kişi olarak kayda geçmişti ve tamamı adliyedeki sorgularının ardından serbest bırakılmıştı.

4 GÜN BEKLETİLDİLER

Yasayla polise toplu işlenen suçlarda hâkim kararı olmaksızın 48 saate kadar gözaltına alma yetkisi verildi, gözaltına alınanların 4 gün içinde hâkim önüne çıkarılması düzenlendi. 1 Mayıs gözaltıları 4 gün boyunca havasız, dar nezarethanelerde tutuldu. Üstelik nezarethane kepenkle kapatılarak gözaltındakilerin dış dünyayla bağlantıları kesildi.

GÖZALTI KAYBIYLA KARŞI KARŞIYA

Gözaltı işleminde hâkim kararı aranmaması ise 90’lı yıllarda yaşanan “faili meçhul”leri hatırlattı. Bu madde ile o  yıllara dönülmesinden kaygı duyan hukukçular ve insan hakları savunucuları, gözaltı kayıplarının yeniden yaşanabileceğine dikkat çekmişti. Nitekim 1 Mayıs’ta 8 kişi bir depoda 3 gün boyunca hiçbir resmi işleme tabi tutulmadan, kayıtsız olarak keyfi bir şekilde tutuldu. Yakınlarının avukatlara haber vermesi üzerine avukatlar 3 gün bu kişileri emniyette ve adliyede aradı. Ancak emniyetin gözaltı listelerinde bu kişilerin isimlerine rastlanmadı. Olayın basına yansıması üzerine 8 kişi serbest bırakıldı

POLİS SİLAH ÇEKTİ

Polisin silah kullanma yetkisinin genişletilmesiyle 1 Mayıs’ta polis, Semih Kundakçı’ya silah doğrultarak “etkisiz kılma” teşebbüsünde bulundu.

AVUKATLAR GÖRÜŞTÜRÜLMEDİ

“İç Güvenlik Yasası”nın adliyedeki pratiği ise hukuksuzluklar zincirinin devamı niteliğindeydi. Avukatlar gözaltındaki müvekkilleriyle görüştürülmedi, emniyet gözaltı listelerini avukatlarla paylaşmadı, avukatlar emniyete alınmadı. Dosyaya erişemeyen avukatlara savcı ve Sulh Ceza Hâkimliklerinin kapısı da kapatıldı. Savunma hakkının kullanılmasına izin verilmedi. Savcı şüphelilerin ifadelerini dahi almadan tutukluluk talebiyle nöbetçi hâkime sevk etti. Avukatlara bir şüpheliye bir avukat uygulaması dayatıldı.

1 Mayıs'a gittiler, 'insanlığa karşı suçtan' yargılanacaklar!

Çağlayan'da sansür: Avukatlar savcı katına alınmıyor, sadece polis çekim yapıyor

Çağlayan Adliyesi'nde polis saldırısına uğrayan Av. Akbaş: Bizi tekmelerle dışarı sürüklediler

1 Mayıs'ta gözaltına alınan Adnan Özkaçmaz BirGün'e konuştu: 3 gün boyunca bir depoda tutulduk