İç savaşa bir santim kala
Eğer her iki taraf da tekrar tekrar seçim kaybetmenin dünyanın sonu olduğunu söylüyorsa, insanların eninde sonunda şiddete başvurmaları şaşırtıcı değil.

Naomi SCHALIT
13 Temmuz 2024’te Pennsylvania’da bir mitingde Donald Trump’a yönelik bir suikast girişimiyle, ABD giderek artan kutuplaşmış siyaseti içinde bir başka şiddet olayı daha yaşadı. Eski Başkan Trump, 2024 seçimlerinde Cumhuriyetçi Parti’nin başkan adayı olmaya hazırlanırken, ilk raporlara göre kulağını sıyıran bir kurşunla suikast girişiminden kurtuldu. Ancak bir miting katılımcısı öldü, iki izleyici yaralandı ve şüpheli silahlı saldırgan da öldü.
The Conversation’ın siyaset editörü Naomi Schalit, olaydan sonra Massachusetts Üniversitesi Lowell öğretim üyesi Arie Perliger ile konuştu. Perliger, olaya ilişkin siyasal şiddet ve suikastlar üzerine yaptığı çalışmalarına dayanan düşüncelerini paylaştı. ABD’deki keskin siyasi kutuplaşmayı göz önünde bulundurarak Perliger, “insanların eninde sonunda şiddete başvurmasının sürpriz olmadığını” söyledi
Haberi duyduğunuzda ilk düşündüğünüz şey neydi?
İlk düşündüğüm şey, potansiyel bir iç savaştan bir santim uzakta olduğumuzdu. Eğer bugün Donald Trump gerçekten ölümcül yaralar alsaydı, şimdiye kadar gördüğümüz şiddet seviyesi, önümüzdeki birkaç ay içinde olacakların yanında hiçbir şey olacaktı. Bu durum, ABD’de uzun yıllardır görmediğimiz bir öfke, hayal kırıklığı, kin ve düşmanlık seviyesini serbest bırakabilirdi.
Bu suikast girişimi, en azından bu erken aşamada, birçok Trump destekçisi ve aşırı sağdaki birçok kişi arasında güçlü bir duyguya meşruluk kazandırabilir. Bu duygu, kendilerinin gayrimeşrulaştırıldığı, savunma pozisyonunda oldukları ve Trump’ın Beyaz Saray’a dönmesini ve siyasi süreçte rekabet etmesini engellemeye yönelik çabaların olduğu yönünde.
Bugün gördüğümüz olay, aşırı sağdaki birçok kişi için son birkaç aydır inşa ettikleri ve yaydıkları anlatıya çok iyi uyuyor.
TRUMPİZM YAŞAYACAK
Siyasi suikast girişimleri yalnızca birini öldürmeyi amaçlamaz. Daha büyük bir hedefleri vardır, değil mi?
Birçok yönden, suikast girişimleri, uzun ve zahmetli bir süreç olan siyasi rakipleri zayıflatma ve yenme sürecini baypas eder. Çünkü bu uzun siyasi mücadelenin bile yeterli olmayacağına dair bir duygu vardır. Birçok fail, suikastları çok hızlı, çok etkili ve çok fazla kaynak veya organizasyon gerektirmeyen bir şekilde siyasi hedeflerine ulaşmalarını sağlayacak bir araç olarak görürler. Bugün gördüğümüz olayla bağlantı kurmaya çalışırsak, birçok insan Trump’ı bir “tek boynuzlu at” gibi benzersiz bir varlık olarak görüyor; birçok yönden gerçekten tüm muhafazakâr hareketi özümsemiş bir figür. Bu yüzden onu ortadan kaldırmanın sorunu çözeceğine dair bir his var.
Bence muhafazakâr hareket, Trump’ın ilk kez seçildiği 2016’dan bu yana dramatik bir şekilde değişti ve Trumpizm’in birçok özelliği, muhafazakâr hareketin farklı kanatlarında oldukça popüler hale geldi. Bu yüzden Trump bir noktada emekli olmaya karar verse bile, Trumpizm – popülist fikirler seti olarak – Cumhuriyetçilerde kaybolmayacaktır. Ama bunu bir tehdit olarak gören insanların, Trump’ı ortadan kaldırmanın tüm sorunları çözeceğini düşünmelerini kesinlikle anlayabiliyorum.
Siyasi suikastların nedenleri ve etkileri üzerine yaptığınız bir çalışmada, "en yoğun siyasi şikayetleri giderecek seçim süreçleri olmadığı sürece ... seçim rekabetinin siyasi figürlerin suikastlarını da içeren daha fazla şiddeti teşvik etme potansiyeline sahip olduğunu" yazdınız. Bu suikast girişiminde de bunu mu gördünüz?
Demokrasi, farklı partiler, farklı hareketler bazı konularda birlikte çalışmaya istekli olmadıkça çalışamaz. Demokrasi, birden fazla grubun müzakereler yoluyla bir tür uzlaşmaya varmaya, işbirliği yapmaya ve birlikte çalışmaya istekli olduğu zaman işler.
ŞİDDETE YÖNELTİYORUZ
Son 17 yılda, 2008’den ve Cumhuriyetçiler içindeki Çay Partisi hareketinin yükselişinden bu yana ABD’de artan bir kutuplaşma gördük. Bu kutuplaşmanın en kötü yanı, Amerikan siyasi sisteminin işlevsiz hale gelmesi. Çünkü diğer tarafla işbirliği yapmaya istekli olan tüm politikacıları ve politika yapıcıları dışlıyoruz. İkinci olarak, diğer tarafla işbirliği yapmaya istekli liderleri gayrimeşru kılıyoruz, böylece onları değerlerine ve siyasi partilerine ihanet eden bireyler olarak sunuyoruz.
Üçüncü olarak, siyasi rakiplerimizi gayrimeşru kılıyoruz. Siyasi bir anlaşmazlığı, üzerinde birlikte çalışarak çözüm üretme alanı olmayan bir savaşa dönüştürüyoruz.
Bu üç dinamiği birleştirdiğinizde, her iki tarafın da bunun sıfır toplamlı bir oyun olduğuna, diğer taraf kazanırsa ülkenin sonunun geleceğine, demokrasinin sonunun geleceğine ikna olduğu işlevsiz bir sistem yaratırsınız.
Eğer her iki taraf da insanlara tekrar tekrar seçim kaybetmenin dünyanın sonu olduğunu söylüyorsa, insanların eninde sonunda yasaları kendi ellerine alıp şiddete başvurmaları şaşırtıcı değildir.
Çeviren: Umut Can Fırtına
Kaynak: The Conversation