Kongolu Tshimanga Khapinga yedi aylık hamileydi. Eşi ve iki çocuğuyla Türkiye’ye kaçmış, mültecilik işlemlerini başlatmış, bu sırada da oturma iznini almıştı. Eskişehir’de uluslararası koruma başvuru sahibi olarak yaşıyorlardı.

15 Ocak’ta hastalandı, önce devlet hastanesine gitti. Hastane, ikametgâh belgesi/oturma izninin süresi 14 Ocak’ta bittiği için sigortasının da bittiğini söyledi ve tedavi masrafları için normal fiyatın dört katı kadar bir ücret çıkardı. Ödeyemediler. Başka bir hastaneyi denediler, orada da aynı şeyle karşılaştılar. Birkaç gün içinde oturma izni belgeleri yenilendi ve hemen hastaneye başvurdular. Ancak geç kalmışlardı.

22 yaşındaki Tshimanga Khapinga 18 Ocak’ta hayatını kaybetti. Bebeği de öldü. Geride kocası ve iki çocuğu kaldı. Ülkelerindeki iç savaştan kaçan aile, halen mültecilik statüsü için üçüncü ülkeden kabul bekliyor.

Konuyla ilgili Eskişehir İl Emniyet Müdürlüğü de açıklama yaptı. Khapinga’nın oturma izninin 19 Şubat 2015’e dek geçerli olduğunu belirtip hastalık sırasında oturma izninin olduğunu ifade ettiler. Bu durumda hastanelerin Khapinga’yı neden “iznin yok” diyerek geri çevirdiği ya da oturma izni ve vatandaşlığı olmayanlardan istenen 3-4 kat fazla ücretin neden uygulandığı muamma?

Eskişehir’den cenaze işlemlerinde de aileye yardımcı olan avukat Alper Can Aykaç ile görüştüm. Cenaze geçen hafta çarşamba günü kaldırıldı. Ailenin hayatta kalan üyeleri yasal bir başvuru yapmaya çekiniyor. Avukat Aykaç ise durumun, “ikinci bir Festus Okey vakası olduğunu” düşünüyor. Şimdilik Khapinga ve bebeği öldüğüyle kalmış gibi görünüyor.

Onların ölümünden sadece üç hafta önce de bu kez İzmir’deki Kamerunlu mülteci Amina Tou Cady tedavi edilmediği için hayatını kaybetti.

Yeni doğum yapmış olan Amina Tou Cady, İzmir Geri Gönderme Merkezi’nde bebeğiyle birlikte bodrum katında tutuluyordu, HIV virüsü taşıyıcısı olduğu gerekçesiyle dışlanmıştı.

Havasız, karanlık, hiçbir tedaviye erişemeden kaldığı bodrum katında durumu çok ağırlaştı. Onu muayene eden merkezin doktoru, “Durumunun psikolojik olduğunu” söyledi, tedavisi yapılmadı. Avukat Emine Sarı’nın çabalarıyla hastaneye kaldırıldı, hemen yoğun bakıma alındı.

Yoğun bakımdan bir daha çıkamadı, 31 Aralık 2014’te İzmir Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde yaşamını yitirdi. 20 Ağustos 2014 doğumlu olan bebeği, Çocuk Hizmetleri Genel Müdürlüğü’ne verildi. Cady’nin ABD’de yaşayan ailesi cenazeyi ve bebeği almak için Türkiye’ye gelecek.

Cady de Birleşmiş Milletler’e iltica başvurusu yapmıştı, uzun süredir bekliyordu.

Khapinga  ve Cady doğru bir tedaviyle aramızda olabilirlerdi. Daha onlar gibi yüzlerce mülteci var. Sınır dışı edilme kararı verilerek Geri Gönderme Merkezlerinde yasadışı şekilde ve zorla “gözaltında” tutulanlar var. Yüzbinlerce Suriyeli var. Eğitim, barınma, gıda, sağlık gibi temel haklardan yoksun olarak yaşamaya çalışıyorlar, mülteci mezarlığı Türkiye’de.