Görmediğin insan dostun olur mu? Aynı ağacı, aynı gökyüzünü sevdiysen olur mesela. Sokağında gezen kedisini, sabah uykulu gözleriyle işine ya da okuluna gitmeye çalışan insanını, havasını suyunu birlikte sevdiysen ülkenin, görmediğin dostların olur.

İçerideki içimizdeki dostlara…
Çizim: Yılmaz Aslantürk

ÜNSAL ÜNLÜ

Her zaman ‘merhaba’ diyebilmektir bence en zor olan, gerisi akar gider hep bende… Hele bir de olsa olsa ayaküstü karşılaştığın, uzun sohbetler edemediğin insanlara merhaba diyebilmek… Zor, gerçekten zor.

Görmediğin insan dostun olur mu peki?

Olur ya, hem de nasıl olur…

Aynı ağacı, aynı gökyüzünü sevdiysen olur mesela. Sokağında gezen kedisini, sabah uykulu gözleriyle işine ya da okuluna gitmeye çalışan insanını, havasını suyunu birlikte sevdiysen ülkenin, görmediğin dostların olur.

Ama ille de birlikte mücadele ettiysen onlarla, aynı iyiliğe kavga verdiysen, dostundur artık uzakta da olsa…

Sevgili dostlarım, hiçbir iyiliğin cezasız kalmadığı ülkemin iyi insanları.

Klavyenin başında oturmuş, yüzlerinizi hayal ediyorum şu an, bu mektubu okuduğunuz dakikayı...

Bizler; hızlandırılmış bir yüzyılın içinde insanlığını kaybetmemeye çalışan sıradan kişileriz aslında, sıradanlığı bozan tek şey “eyvallah” etmeyişimiz. Kimimizin işine, kimimizin özgürlüğüne hatta bazılarımızın canına mal oldu bu eyvallahsızlık, doğrudur. Bir gece vakti pis bir sokak arasında 19 yaşında can verdi Ali İsmail, Ankara’nın göbeğinde herkesin gözü önünde yitip gitti Ethem… Daha kimler kimler…

Ama eyvallah etmedik, etmediniz, etmeyeceğiz.

Sadece insanı değil; havası, suyu, dağı, tepesi, nehirleri, yaylaları… Hepsi özgür olana kadar sürecek kavgamız ve bedelini ödemekten korkmayacağız.

Doğru bildiğimizi söylerken titremeyecek seslerimiz.

Muktedirin karşısında eğilmeyecek başlarımız.

Vazgeçmeyeceğiz birbirimizden, görmesek bile…

Bugün mektup sayfasına bizim Otisabi (Yılmaz Aslantürk) de şahane bir vinyet çizdi. Ağaçların, artık iyiden iyiye kendini hissettiren kışın döktüğü yaprakların selamını yolluyor size…

Bense özgürlük kavgasının ustası Nazım’ın dizeleriyle sarılıyorum hepinize ayrı ayrı.

“… Yine görüşürüz dostlarım benim, yine görüşürüz.

Beraber güneşe güler, beraber dövüşürüz…”

Bir sonraki merhabayı, demir parmaklıklar olmadan ve birbirimizin gözlerine bakarak diyebilmek üzere…

Sevgiler.