Ekonomik bunalım sürdükçe, reform paketlerinin de sonu gelmiyor. Hükümet sanki iktidara yeni gelmiş gibi yine bir reform paketi açıkladı. Paketin içinde geniş kesimleri doğrudan ilgilendiren bir şey bulunmaması bu sefer de şaşırtmadı.  İktisatçı Sönmez “Kabak tadından bile yavan” derken DİSK Başkanı Çerkezoğlu,  “Salgın süresince destekler bir avuç patrona aktarılmış, halka bütçeden tek kuruş destek sunulmamıştır. Son açıklanan pakette de bu tercih değişmemiştir” ifadesini kullandı.

İçi boş paketler karın doyurmaz: Kabak tadından bile yavan paket

Haber Merkezi

Ekonomik bunalım uzadıkça, reform paketlerinin de ardı arkası kesilmiyor. Daha önce Berat Albayrak tarafından yapılan sunumlarla gündeme gelen ekonomik reformlara dün bir yenisi daha eklendi. Ancak bu sefer sunumu AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan gerçekleştirdi. İktidara yeni gelmiş bir hükümet gibi reform paketi açıklayan Erdoğan, yine “Türkiye’yi dünyanın 10 ekonomisinden biri yapacağız” demeyi ihmal etmedi. Türkiye ekonomisinin yarınlarını şekillendireceğine inandıkları reform programının hazırlıklarının geçen yılın kasım ayından bu yana yürütüldüğünü dile getiren Erdoğan, böylece damadı Berat Albayrak’tan sonra ortaya çıkan tahribatı, yeni ekonomi yönetimiyle planladıklarını da itiraf etti.

ALBAYRAK’A DOKUNDURDU

AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Berat Albayrak dönemine ilişkin eleştirileri satır aralarında gizliydi. “Borç stokunun dış şoklara karşı duyarlılığını azaltabilmek için döviz cinsi borçların toplam borç stoku içerisindeki payını düşürüyoruz. Ağırlıklı olarak kendi paramızla borçlanacak, Türk Lirası cinsi senetleri kullanacağız” diyen Erdoğan, Albayrak döneminde artan döviz cinsi borçlara vurgu yapmış oldu.

ÜÇ YILDIR HEP AYNI LAF HEP AYNI TERANE

Ülkenin risk priminin yüksek olması, dış borcun maliyetini artıran en önemli neden. Riskli sayılan Türkiye, bu nedenle dışarıdan ancak yüksek faizle borçlanabiliyor. Daha önce 2018’de, 2019’da ve 2020’de Berat Albayrak tarafından dile getirilen vaatleri, Erdoğan da dillendirerek “Ülkemizin risk primini düşürerek, borçlanma maliyetlerimizi aşağıya çekecek politikaları tahkim ediyoruz” dedi.

GELİR VERGİSİNDEN MUAF TUTULDULAR

Pakette geniş toplum kesimlerini ilgilendiren nadir detaylardan biri basit usulde vergilendirilen esnafın gelir vergisinden muaf tutulmasıydı. Bu konuya ilişkin Erdoğan “Basit usulde vergilendirilen kuaför, tesisatçı, tuhafiyeci, marangoz, tornacı, çay ocağı işletmecisi, terzi ve tamirci gibi yaklaşık 850 bin esnafımızı gelir vergisinden muaf tutuyor, beyan yükümlülüklerini de kaldırıyoruz” diye konuştu. Ancak basit usulde vergilendirilen esnafların vergi yüklerinin zaten yüksek olmadığı ortaya çıktı. Uzmanlara göre bu kişilerden toplanan vergiler yıllık yaklaşık 1 milyar TL. Böylece esnaf başına yıllık yaklaşık 1200 TL’lik bir vergi avantajı çıkıyor.

İSTİHDAMDA YİNE EZBER BOZULMADI

İşsizlik AKP dönemi ülke ekonomisinin en büyük başarısızlığı. Son verilere göre resmi işsizlik bile geniş tanımlı söylendiğinde 10 milyonu geçmiş durumda. Bu nedenle ekonomi paketinde halkı en çok ilgilendiren gündem işsizlikti. Ancak pakette işsizliğe çare olacak gerçekçi bir program yerine, yine bildik ifadeler çıktı. “Firmalar, istihdama kattıkları her bir ilave kişi için Kredi Garanti Fonu kefaletiyle 24 ay vadeli, ilk 6 ayı ödemesiz 100 bin liralık kredi kullanabilecektir” diyen Erdoğan, önünü göremeyen firmalara finansman desteği sundu. Benzer destekler geçmiş yıllarda da verilmişse de işsizliğe çare olmamıştı.

HEDEF ENFLASYON VURGUSU

Şubat ayı enflasyonu yüzde 15,6 ile son 18 ayın rekorunu kırmıştı. Bu nedenle enflasyon ekonomi paketinin içinde vurgulanmak zorundaydı. Pakette enflasyona ilişkin israfı önleme, tespit komisyonları oluşturma gibi yapısal olmayan tedbirlerin adı geçirilirken, “hedef enflasyon” vurgusu dikkat çekti.

Konuya ilişkin olarak Erdoğan “Enflasyonda risk oluşturan yapısal şokları değerlendirmek, gerekli politikaları belirlemek ve yönetmek için Fiyat İstikrarı Komitesi’ni tesis ediyoruz. Kamunun yönettiği ve yönlendirdiği fiyatlardaki artışlar, gerçekleşen enflasyon yerine hedef enflasyona göre yapılacaktır” dedi. Başka bir ifadeyle örneğin, yüzde 14,6’lık 2020 enflasyonu yerine yüzde 9’luk 2021 enflasyon hedefi zamlara konu edilecek. Şu zamana kadar neden böyle bir uygulamanın yapılmadığı ise merak konusu oldu.

kabak-tadindan-bile-yavan-paket-851865-1.

ERDOĞAN’IN ŞOV YAPARAK AÇIKLADIĞI PAKETİ EMEK TEMSİLCİLERİ DEĞERLENDİRDİ

'Tercihler değişmeli'

Arzu Çerkezoğlu-DİSK Genel Başkanı: Covid-19 salgınının birinci yılında açıklanan ekonomik bir paketten beklenen elbette ki yaraların sarılmasıdır. Ancak hükümet ekonomik krizin ve salgının başından itibaren tercihini hep sermayenin çıkarlarını korumak yönünde kullanmış, salgın süresince milli gelirine oranla en düşük kamu desteği veren iki ülkeden biri olan Türkiye’de, oldukça sınırlı destekler bir avuç patrona aktarılmış, halka bütçeden tek kuruş sosyal destek sunulmamıştır. Son açıklanan pakette de bu tercih değişmemiştir. İlan edilen tek sosyal destek, zaten gelir elde etmeyen, gelir beyan edemeyecek durumda olan esnafı, olmayan gelirinin vergisinden muaf tutmaktır. Oysa yapılması gereken gelir kaybına uğrayan küçük esnafa asgari gelir desteği sağlanmasıdır. Bu ülkenin ihtiyacı olan tercihlerin değişmesidir. İşten çıkarma yasağı, ücretsiz izin uygulaması ve istisnaları kaldırılarak devam etmeli, kısa çalışma ödeneği sürdürülmeli. Memleketin gündemi, emekçilerin beklentisi budur.

'Enkazın sahibi zaten onlar'

Mustafa Sönmez-İktisatçı/Yazar: Erdoğan’ın günlerdir beklenen ekonomik reform paketinden ne çıkacağı aşağı yukarı belliydi. Bu anlamda da yine kabak tadında bir konuşma çıkacaktı. Sonuç, kabak tadını bile aratacak bir suya tirit. Aynı nakarat: Bütçe disiplini, fiyat istikrarı, büyüme, ihracat artışı vb. Sanki, çiçeği burnunda bir iktidar, devraldığı enkazı nasıl aşacağını anlatacak. Oysa enkazın sahibi de onlar, sabah akşam kozmetik atraksiyonlarla gün bulup gün yemeye kalkanlar da. Her birinin üstünde durmak bile yorucu ve zul. Değmez. Bu rejim, uzatmaları oynuyor. Krediyi tüketmiş. İçeride ve dışarıda, bitse de gitsek hali hâkim. Konuşma metnini hazırlayanlar bile çok zorlanmıştır. Neresine ne eklesek, yeni nasıl kelimeler bulsak diye. 2020’de bastırılmış kredi ve bastırılmış dövizle sağlanmış yüzde 1.8 büyümenin şamatasından medet umar haldeler. Arka yüzünde ne enkazlar taşıdıklarından bahsetmeden.

'21 kalem vergi ödüyoruz'

Murat Akbaş-Türkiye Esnaf Platform Sözcüsü: Bizden 21 kalemde vergi topluyorlar. Bu 21 kalem vergiyi işletmelerimizi kapatmalarına rağmen toplamaya devam ettiler. Hatta süregelen vergi toplama pratiğiyle bizden elde edilen gelirleri sermaye gruplarına peşkeş çektiler. Kredilendirme programları da sermaye sınıfına yönelik. Bizim vergilerimizin muaf tutulması küçük de olsa bir gelişme gibi gözükse de şu an ölümle karşı karşıya kalan esnafın derdine çare olmayacaktır. Esnaflar iflas etti. İcrayla karşılaştılar, elektrik, su, doğalgaz sayaçları söküldü, iş yerlerini terk etmek zorunda kaldılar. Küçük esnaf elindekileri kaybedince yoksullar sınıfına katıldı. Bu paket bizim derdimize derman olmayacak.

'Bin 500 lira maaş veriliyor'

Hıdır Kurtulmuş- Tüm Emekli Sen Kadıköy Şube Başkanı: Açlık sınırı 3 bin liraya dayanmış, yoksulluk sınırı 9 bin liraya dayanmış bir ülkede bin 500 lira maaş veriliyor emekliye. Bu durumda emeklinin durumu ne olabilir? Emekli olduktan sonra mecburen çalışanlar var. Bir de pandemi sürecinde işe gitmek zorunda olanlar vardı ancak 65 yaş kısıtlamasıyla sokağa çıkamaz duruma geldiler. Emeklinin yoksulluğuna karşı mücadele etmek gerekiyor. Her emeklinin açlık sınırı üzerinde maaş alması gerekiyor. Peynirin kilosu 50, yumurtanın kolisi 30 lira. Emekliye veriyorsun 1.500 lira. Bu insanlar bütün ömrünü çalışarak geçirmiş insanlar.