Attila Aşut

yazievi@yahoo.com

Daha önce “Kirletilmiş Sözcükler”le bir ucundan girmiştik konuya. Günümüzde siyasal iktidarlar eliyle kirletilmiş, içi boşaltılmış, anlamı tersyüz edilmiş öyle çok sözcük ve kavram var ki! Bunlardan biri de “reform”

“Reform”, Fransızca bir sözcük. Anlamı “form değiştirme”dir. Türkçe söylemek gerekirse, “Daha iyi duruma getirmek için yapılan değişiklik, iyileştirme” demektir. Bu tanımda altı çizilmesi gereken sözcük, “iyileştirme”dir. Yani yapılan bir değişikliğin “reform” niteliği taşıması için, onun eskisinden daha iyi bir duruma getirilmesi gerekir.

Bizde bu kavram için eskiden “ıslahat” sözcüğü kullanılırdı. Bilindiği gibi Osmanlı’nın değişik dönemlerindeki yenilik girişimleri de “Islahat Hareketleri” diye anılır…

★★★

“Reform” sözcüğünün kökeni, 16. yüzyılda Avrupa’da Katolik Kilisesi’ne karşı başlatılan harekete dayanır. Başlangıçta Alman ilahiyatçı Martin Luther’in “Dinde Reform” hareketi için kullanılan bir sözcük iken sonraları tüm toplumsal yenileşme girişimlerini niteleyen bir anlam genişliği kazanmıştır. Böylece her alanda yapılan ve toplumları ileriye taşıyan “köklü dönüşümler” genel olarak “reform” diye anılmaya başlamıştır.

Ne var ki küresel kapitalizm çağında pek çok olumlu kavram gibi bu sözcük de kimlik değiştirmiş ve gerici/piyasacı hükümetler eliyle sermayeden yana yapılan her yasa değişikliği halka “reform” diye yutturmaya çalışılmıştır.

Anımsanacağı üzere, ülkemizde de sağcı iktidarlar, “özelleştir, güzelleştir!” söylemiyle geniş kesimlerin aklını çelerek bu kavramı halkı aldatmanın aracı olarak kullandılar. Kamuculuğa savaş açan bu iktidarlar, KİT’leri devletin sırtında “yük”, ekonomi için “kambur” ve de “bütçenin karadeliği” gibi göstererek Cumhuriyetin yüzyıllık birikimini yağmalamanın yolunu açtılar. Devlet, kendi işletmelerine kaynak ayırmadığı için bu kuruluşlar verimli ve nitelikli üretim yapamaz duruma geldi. İşbirlikçi iktidarlar, kamu iktisadi işletmelerinin mal ve hizmet üretmelerini bilinçli olarak engelledi. Sonra da kara propagandayla KİT’leri halkın gözünden düşürmeye çalıştılar.

Ne yazık ki örgütsüz ve bilinçsiz yığınlar, sermaye sınıfının yaldızlı propagandasının etkisinde kalarak kendi aleyhlerindeki düzenlemelere başlangıçta sessiz kaldı. Özellikle AKP iktidarına destek veren liberal kalemlerin bu süreçteki uğursuz rolünü de unutmamak gerekiyor…

★★★

O dönemde Prof. Dr. Mümtaz Soysal ve arkadaşları, özelleştirme talanına karşı KİGEM (Kamu İşletmeciliğini Geliştirme Merkezi) öncülüğünde sıkı bir hukuk savaşımı yürüttü. Bu ekip, kimi sendikalarla birlikte neoliberal saldırı karşısında bir direnç merkezi ve savunma hattı oluşturmaya çalıştı. Anayasaya ve yasalara aykırı olarak ihaleye çıkarılan birçok kamu işletmesi için dava açtı. Başta Telekom olmak üzere çok sayıda işletmenin özel sermayeye peşkeş çekilmesini önledi. Ancak ülkede rejim değişince, AKP iktidarının talan ve yağma politikası durdurulamadı. Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’ndaki “sosyal devlet” kavramı hepten rafa kaldırıldı.

Günümüzde “reform” güzellemesi yapmak, halkı aldatmanın en güvenli yollarından biridir. Nitekim ülkemizde 1986 yılından sonra hız kazanan özelleştirmeler hep “reform” diye sunulmuş; ülkemizin kentleri, kıyıları, doğası, çevresi böyle talan edilmiştir!

★★★

Bakın, anlamı tersyüz edilmiş “reform” sözcüğü nerelere getirdi bizi!

Siz siz olun, “kentsel dönüşüm”müş, “sağlıkta dönüşüm”müş, bütün bu albenili sözlerin gerçekte “rantsal dönüşüm” olduğunu unutmayın!

Bugünlerde AKP iktidarından yeni “reform” sözleri duyarsanız, hiç duraksamadan “Aman aman, bizden uzak olsun!” deyin!

Çünkü bilin ki bu iktidarın her “reform” paketi, gerçekte “deform” tasarımıdır! Yani her şeyi bozmanın, geriye doğru değiştirmenin ve elde kalan son kazanımlarımızı da geri almanın hazırlığıdır!