İçişleri Bakanlığı, kayyum kararını gözden geçirecek

Görevden uzaklaştırılan HDP’li Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Adnan Selçuk Mızraklı, yasa gereği resmen belediye başkanı olduğunu, İçişleri Bakanlığı’nın geçici görevden almayı 19 Ekim’de yeniden değerlendireceğini açıkladı.

Mızraklı, “Şartlar, 2016’daki kayyum atama durumları gibi hiç değil. Kamuoyunun bu yöndeki güçlü duruşu da o yönde değil. Gerek yurtdışında gerekse de yurt içinde muhalif olur, sivil toplum örgütleri olur. Herkes seçim sonrası ortaya çıkan bu durumun ne vicdani ne ahlaki ne de seçim sonrası ortaya çıkan iradeye uygun olmadığını yüksek sesle söylüyorlar. Yapılan anketlerde AKP’ye oy verenler bile bunu bir haksızlık hukuksuzluk olarak görüyor…” dedi.

HDP’li Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Adnan Selçuk Mızraklı, Tarafsız Haber Ajansı’na konuştu.

Mızraklı, "19 Ağustos’ta yapılan tebligatta ve yasa hükümlerine bakıldığında, bakanlığın bu tür tasarufları kullanırken iki aylık zaman dilimleri ile görevden uzaklaştırma kararı olduğu görülüyor. Zaten direk görevden alacak suç üstü halleri veya kesinleşmiş cezalar yani bir daha o görevi yapmasına imkan vermeyecek cezalar söz konusu olduğunda ancak görevden almak söz konusu olabiliyor. Fakat, bizim durumumuz yani 3 Büyükşehir ve iki ilçe söz konusu olduğu zaman bu görevden uzaklaştırma şeklinde oldu. 19 Ekim’de tekrardan gözden geçirilmesi gerekiyor veya bizim idare mahkemesine yaptığımız yürütmeyi durdurma başvuruları var. İşlemin hukuka uygun olmadığı ve göreve iade kararı da verilebilir. Şu anda resmi olarak da Diyarbakır Büyükşehir belediye başkanıyım…” dedi.

Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Selçuk Mızraklı, kayyum protestoları, yaptıkları girişimler ve kayyuma karşı gösterilen tepkiler konusunda şunları söyledi:

“Şunu görüyoruz ki Türkiye kamuoyunun büyük bir bölümü ve bölgenin önemli bir kesimi de tepkili. Burada sadece bizim irademizin gaspı söz konusu değil seçmen iradesinin de gaspı ve bir darbe söz konusu. Bu yüzden işin sahipleri de itirazlarını yükseliyorlar. Kamuoyu’nun büyük bir bölümü bu işin geri alınması için bir irade beyanında bulunmuştur. Şartlar 2016’daki kayyum atama durumları gibi hiç değil. Kamuoyunun bu yöndeki güçlü duruşu da o yönde değil. Gerek yurtdışında gerekse de yurt içinde muhalif olur, sivil toplum örgütleri olur. Herkes seçim sonrası ortaya çıkan bu durumun ne vicdani ne ahlaki ne de seçim sonrası ortaya çıkan iradeye uygun olmadığını yüksek sesle söylüyorlar. Yapılan anketlerde AKP’ye oy verenler bile bunu bir haksızlık hukuksuzluk olarak görüyor. Her şey bu kadar açık ortada dururken yapılacak şey ve durulacak yer belidir. Hakkın teslim edilmesinin yanında durmak gerekiyor. Sadece hakkın teslim edilmesi yetmiyor bu haksızlığı ortaya çıkaran maddi dayanak ve düzenlemelerin de ortadan kaldırılması gerekiyor."