İdam: sonlama

U- İki aydır her pazar günü idama karşı yazıyorsun değil mi?

B- Bu son ufaklık, umarım...

U- Ne umuyorsun?

B- Karınca kararınca görevimi yaptığımı!

U- Peki ne anladılar yazdıklarından?

B- Milleti enayi mi sanıyorsun. Dur bakalım, sen ne anlamışsın önce, söyle?

U- Haftalardır yazdıklarını mı özetleyeyim?

B- Ehh...

U- Peki yapayım. Biiirr: “İdam, devlet eliyle işlenen cinayettir”; doğru mudur?

B- Doğrudur.

U- Dünyada her yerde idam kalkmalı.

B- Evet.

U- Şeriat Mahkemesi’nin verdiği recm kararı Kuran’a aykırıdır. Zinanın cezası, Nur Suresi 2’nci ayetine göre 100 sopadır. Kuran’da recm konusuyla ilgili her hangi bir ayet yoktur. Ancak şeriatta vardır. Şeriat İslam değildir, Şeriat İslam adına, Kuran adına yapılan yorumlardır...

Araştırmalar gösteriyor ki, örneğin ABD’de idam cezası uygulanan eyaletlerde, uygulanmayan eyaletlere göre suç oranı daha yüksek. Üstelik suçlar yıllar içinde azalmak bir yana, artıyor. Bu durum, idamın caydırıcı olmadığının önemli kanıtlarından biri...

Öldürüldükten sonra suçsuzluğu kanıtlanan örnekler var önümüzde. Ancak idam, geriye dönüşü olmayan bir yol. “Seni öldürdük, kusura bakma ama sonradan çıktı gerçek ortaya, meğer sen yapmamışsın...”

İdam, sürekli konuşularak belli bir kesime yönelik nefret, tehdit dili olarak kullanılıyor...

Ölüm cezası, sonuçta devletin intikam almasından başka bir şey değildir...

İdam insanlık suçudur...

B- Hayret, ilk kez yazıları atlamadan okumuşsun, gibi...

U- Kesmeyelim, aklımda kalanları söylüyorum,

B- Fena kalmamış.

U- Ya, iyi de seni kaç kişi okuyor?

B- Ne bileyim.

U- Bak bu iş böyle olmaz.

B- Nasıl olur?

U- Eğer idam istemiyorsak, sen ve senin gibi muhalifler, bunu halka duyurmalı!

B- Yapılan bu değil mi?

U- Yetmez bu memlekette; gazeteyle, kitapla, tiyatroyla olmaz öyle.

B- Ne ile olur ukala dümbelek?

U- Bana verdiğin filmleri izledim.

B- Dahası da var, gelecek...

U- Gördüklerim yeter de artar bile. Bu filmlerde en önemli yerler, sonuçta idamı gösteren anlar değil mi?

B- Genelde öyle.

U- Hah işte, filmlerden o kareleri kurgulamalı ve TV’lerde, sinemalarda, alanlarda, toplantılarda göstermeli; görmeli insanlar o dehşet anlarını; taşlanarak öldürülürken, elektrik verilirken, iğne yapılırken, kelle uçurulurken, ipte sallandırılırken...

B- İlginç bir öneri! Etkilemek amacıyla yapılacak bir eylem. Ne var ki bunu yapacak güç yok kimsede.

U- Hani ya muhalefet, örgütlenme?

B- Sen büyümeyecek misin daha? Söyleye söyleye dilimde tüy bitti...

U- Peki ya idam çıkarsa?

B- Ben vergilerimi ödeyeceğim, sen de devlet olarak, artık bir memurun olacak cellata yapacağın ödemeleri topladığın o vergilerin içinden yapacaksın ve o zaman ben de bir biçimde idama ortak olacağım öyle mi, yok canım!

U- Ne mantık yaa...

B- Ne diyorlar, “ya sev ya terk et”... Ben idam yeniden uygulanacaksa o zaman bu ülkeyi sevmeyeceğim ve terk edeceğim ama devlet baba, sen bir güzellik yapacaksın bana, idam olmayan bir ülkede oturma izni, emekli aylığımı falan ayarlayacaksın...

U- Kendine gel, yaşlı başlı adamsın, saçmalayıp durma...

B- Tamam ufaklık, kapatıyorum konuyu.

U- Toptan mı?

B- Şimdilik...