Gazeteci-yazar Ömer Ödemiş: “Suriye’nin iki temel sorunu kaldı. Biri Kürtlerle ilgili olan sorun ikincisi de İdlib. İdlib meselesi de öyle ya da böyle çözülecek. Ancak İdlib’e ilişkin her adımda Rusya’yla Türkiye arasında sorun yaşanır. İki ülke arasında artık sorunlar pik yapmış durumda”

İdlib’teki her adımda Rusya’yla sorun yaşanır

Yaren ÇOLAK

Küresel ve bölgesel aktörlerin etkinlik mücadelesine sahne olunan Suriye’de savaş dokuzuncu yılını da geride bırakmak üzere. Yüz binlerce kişinin ölümüne neden olan savaş milyonlarca kişinin de ülkesini terk edip sığınmacı konumuna düşmesine neden oldu.

Birleşmiş Milletler İnsani Yardım Koordinasyon Ofisi’nin (OCHA) raporuna göre, 2020 yılı itibarıyla 5.6 milyon Suriyeli mülteci olarak ülke dışında yaşamakta. Raporda ülke içinde 4.8 milyonu çocuk toplam 11 milyon kişinin de yardıma muhtaç olduğu belirtildi. İdlib, Fırat’ın doğusu, Türkiye’nin kontrolündeki bölgeler olmak üzere üç parçalı Suriye’de sahada ve masada birbirinden önemli gelişmeler yaşanıyor. Suriye’deki mevcut durumu ve ülkeyi bekleyen geleceği gazeteci-yazar Ömer Ödemiş ile konuştuk.

Suriye’nin yeni bir yapılanma sürecine girdiğini söyleyen Ödemiş, Şam yönetiminin savaşı kazandığını belirtti.


► Suriye’de son durum ne?
Suriye, emperyalizme ve gericiliğe karşı verdiği savaşı kazandı ve topraklarının önemli bir çoğunluğunda kontrolünü sağladı. Cihatçı çetelerin önemli bir kısmının ülke içindeki mevzilerini ele geçirdi. Suriye’de 150 bin asker yaklaşık 25 bin çocuk öldü. Buna rağmen yıkılmadı. Özellikle de Sünni sermaye Beşar Esad’ın yanından ayrılmadı ve savaşı kazanıldı. Tabi bu süreçten sonra eski Suriye olmayacaktır. Şimdi yeniden bir yapılanma sürecine girdiler. Daha demokratik bir Suriye olacak. Suriye artık kazandı, ulusal kurtuluş savaşını verdi. Hâlihazırda Suriye’nin iki temel sorunu kaldı, biri Kürtlerle ilgili olan sorunu ikincisi de İdlib.

► Fiili olarak çok parçalı bir durum var. Suriye bölünecek mi? Özerk bölgeler oluşacak mı?
Suriye bölünmez, bölünmeyecektir. Burada Kürtlerin, PYD’nin bulunduğu bölge özerk olacak mı derseniz, böyle bir şeye ben ihtimal vermiyorum. Çünkü PYD’nin asıl gücünü oluşturanlar Suriye Kürtleri değil. Yaklaşık iki yüz bin nüfusu olan Türkiye Kürtleridir. PYD’nin asıl omurgasını da bunlar oluşturur. Suriye’de Kürtler o bölgelerde Arap aşiretlerle, Süryanilerle, Ermenilerle birlikte yaşıyorlar. Yüzyıllardır birlikte yaşayan bir halk var. Bunun yanında Kürtlerle mevcut devlet arasında İran’da, Irak’ta olduğu gibi katliamlı süreçler yaşanmadı. Bir Halepçe olmadı asla Suriye’de. Kürtler sosyolojik ve ideolojik olarak çok daha solda dururlar. O yüzden özerkliğe ihtimal vermiyorum.

► Suriye Demokratik Güçleri’nin (SDG) siyasi kanadı Demokratik Suriye Meclisi (MSD) ile Suriyeli muhalif gruplardan Halkın İradesi Partisi, 31 Ağustos’ta Rusya’nın başkenti Moskova’da Suriye’de siyasi çözüme ilişkin bir anlaşma imzaladı. Moskova’da yapılan görüşmenin içeriği neydi?
Moskova’da yapılan görüşmelerin temel ekseni Suriye’nin bağımsızlığı ve toprak bütünlüğü oldu. Bunun nasıl yapılacağına dair detaylar için heyetler Şam’da tekrar toplandı. Bu konuda oradaki Kürt siyasi hareketlerin net ve tutarlı bir çizgisi yok, çünkü kendileri belirleyecek durumda değiller. Amerika’nın tavrına göre tutum alıyorlar. Rusların girişimi de bunları oradan ne kadar kopartabiliriz oluyor. Anlaşmayı Kadri Cemil ile imzaladılar. Kadri Cemil, Suriye’de karşılığı olan bir isim değil. Kadri Cemil daha önce cezaevinde yatmış komünist diye bilinen bir adam. Ama Esad bunu getirdi, ekonomi bakanı yaptı. İki yıl sonra Rusya’ya kaçtı. Savaşın orta yerinde kaçtığı için de Suriye’de hiçbir itibarı kalmadı. Bu nedenle çok sembolik, hiçbir karşılığı olmayan bir anlaşma.

► Bir hafta sonra da Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov ve Rusya Başbakan Yardımcısı Yuri Borisov, Şam’a giderek Esad’la görüştü. Bu görüşme ne anlama geliyor?
Bu son görüşme daha çok ekonomik oldu. Savaş sonrası Suriye’de bir yokluk yaşanıyor ve yaşamın pahalılaşması var. Etin kilosu savaştan önce Suriye de 2 bin 500 Suriye lirası gibi bir şey iken, şimdi 15 bine çıktı. Şimdi Suriye, bu ağır koşulları, ambargoyu aşmaya çalışıyor. İran, Çin, Rusya hepsi yardımlarda bulunuyor. Ancak tabi bu yardımlar yeterli olmuyor. Görüşmelerin ikinci ana konusu da enerji sorunu oldu. Türkiye, Haseke kentine giden suyu kesmişti. Bir hafta falan kapalı kaldı. Daha sonra Rusların girişimiyle açıldı. Üçüncüsü Türkiye’nin asker bulundurduğu bölgeler sorunu. Artık güvenlik sorunu kalmadığına göre Türkiye çekilebilir. Türkiye’nin oradaki varlığına ilişkin yaptıklarıyla söylemleri de farklı. Güvenlik için oradayız diyor, kaymakam atıyor vs. yani söylediği geçici oradayız, yaptığı yayılmacı bir politika. Diğer mesele tabi ki İdlib.

idlib-teki-her-adimda-rusya-yla-sorun-yasanir-781291-1.



► ABD’nin dayatmasıyla Arap ülkelerinin İsrail’le barıştırılması planının Suriye’ye yansıması nasıl olur?
Ortadoğu’daki son gelişmelerin Suriye’nin geleceği açısından artı veya eksi bir durumu olmayacaktır. Çünkü Suriye zaten artık savaşı kazandı.
Suriye’de Türkiye destekli gruplar var. Onların faaliyetleri ne?

Türkiye’nin oluşturduğu, devşirdiği, milis olarak kullandığı yapılar var. Onların dışında zaten grup kalmadı. Bu milis yapısı içinde yaklaşık 30-35 bin kişi var. Bunlara maaş veriliyor, silahlandırılıyor, polis gücü oluşturuyor. Türkiye böylesi bir askeri güç oluşturdu. Bu yapılar da sadece Türkiye’nin bulunduğu bölgede varlar, onun dışında hiçbir mevziiyi ele geçiremediler.

► Suriye için bir anayasa hazırlığı süreci var. Bu anayasa Suriye için daha iyi mi yoksa daha geri bir anayasa mı olacak?
Suriye’nin anayasasını Suriye hazırlamıyor. Ortada da bir anayasa metni yok zaten. Dünyanın hiçbir yerinde görülmemiştir bir ülkenin, bir halkın anayasasını farklı ülkeler bir araya gelip hazırlasınlar. Anayasa halkın bağımsızlığıyla ilgili bir konudur. Hiç kimse bunu kabul etmez. Suriye devleti sıkıntılı bir dönemde böyle bir şeyi kabul etti. Ancak ben, hiçbir ülkenin kendi anayasasının halkıyla değil de dış devletler müdahalesiyle yapılacağına izin vereceğini düşünmüyorum. Bugünkü anayasadan da daha ileri bir anayasa yapılacağını zaten düşünmüyorum.

► Doğu Akdeniz’de gerilim düşmüyor. Suriye’nin buradaki politikası ne?
Suriye içerideki meselelerden dolayı ağırlığını oraya veremiyor. Bu konu öncelikli sorunu değil. Ama tabi ki Suriye, Akdeniz’e kıyısı olan ülkelerden birisi. Kendi kara topraklarını geri almakla uğraştığı için orayla ilgili bir politika geliştiremedi.

***

İdlib’te şeriat devleti var

M4 Karayolu, Halep ve Lazkiye’yi birbirine bağlıyor. Bu yol da İdlib’ten geçiyor. Stratejik olarak önemli bir nokta. Bu nedenle Suriye buraya lokal bir operasyon yapabilir. Hazırlıkların çoğu yapılmış durumda şimdi sadece Rusya’nın onayı bekleniyor. İdlib’e zaten son bir aydır rutin olarak hava saldırıları düzenleniyor. Kara operasyonu için de Suriye’nin onayı bekleniyor. Askeri gücün önemli bir kısmı İdlib’i abluka altına almış durumda. Radikal İslamcı cihatçıların kontrolündeki İdlib’te şu an bir şeriat devleti var. Bu şeriat devletini de koruyan güç Türkiye. Orada 60 bin civarı cihatçı var. Kafa kesmiş, katliam yapmış tüm selefiler orada. Türkiye oradaki varlıklarını siyaseten kullanmak istiyor. Suriye, Rusya, İran ne zaman bir operasyon başlatsa bir biçimde buradaki yapılar korunuyor.

Bölgedeki sivil sayısı da abartılıyor. Türkiye orada 2-3 milyona yakın sivil olduğu iddiasında bulunuyor. Ancak bölge coğrafi olarak dahi bu nüfus için uygun değil. Suriye devletinin ve yerel kaynakların belirttiği rakam en fazla 300-350 bin civarında sivil yaşadığı. Bunun da önemli bir kısmı cihatçılar ve ailelerinde oluşuyor. Buraya bir operasyon olduğu zaman cihatçılar ya orada ölecek ya da Hatay, Antep’e gelecek. Ancak Türkiye onlara kapısını kapatırsa, Türkiye’yle de çok rahat çatışırlar. Bir biçimde bu sorun da kısa zamanda çözülecektir. İdlib’in bu haliyle uzun süre mevcut durumunu sürdürmesi mümkün değil. Öyle ya da böyle İdlib meselesi de çözülecektir. Türkiye Rusya arasında tekrar İdlib gerilimi olur mu? Tabi ki olur. Orada Kafkas cihatçılar var. Rusya onların oradan sağ salim çıkarılıp gönderilmesine izin vermez. İdlib’e ilişkin her adımda Rusya’yla Türkiye arasında sorun yaşanacaktır. İki ülke arasında artık sorunlar pik yapmış durumda.

***

Libya’da da kaybettiler

AKP iktidarının, dış politikadaki operasyonlarının tamamı iç politikaya dönük. İçerde kan kaybettiğini gördüğü an, dışarda hamleler yapıp içerde milliyetçi duyguları devşiriyor. Trablus’taki Sarraj Hükümeti yüzde 10’luk bir alanın kontrolünü elinde bulunduruyor. Gittik Sarraj Hükümeti ile anlaşma yaptık. Bu anlaşmayı TBMM’den geçirdik. Sonra oraya bir sürü askeri mühimmat falan yolladık. Türkiye desteğiyle Hafter güçlerinin Trablus’u ele geçirmesini önlediler. Trablus yönetimi biraz rahatlama sağlandıktan sonra Sarraj’a yakın bir kişi bu anlaşmadan rahatsızlık yaşadıklarını Türkiye’nin kendilerini bu anlaşmaya zorladığını ve bu anlaşmayı sürdürmeyeceklerini belirtti. Arkasından Sarraj’ın İçişleri Bakanı Türkiye’ye geldi. Bakan buraya geldiği için darbe girişiminde bulunmakla suçlanarak görevden alındı. Libya sahasında Türkiye sıkışmış durumda. Oradaki sıkışmanın ardından Doğu Akdeniz’e geçtiler. Yine marşlarla gittiler dönüşleri hüsran oldu. Şimdi masaya oturuyorlar.