Türkiye, eğer Suriye rejimi İdlib’e ilerlerse Astana sürecini terk edeceğine yemin etti. Dolayısıyla Kremlin’in Kuzeybatı Suriye’de gerilimi düşürmesi son derece önemli

İdlib ve Türkiye Rusya ilişkileri

Theodore Karasyk
Giorgio Cafiero

Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Güney Afrika’daki BRICS zirvesi esnasında bir araya geldi.

Görüşmenin arka planında PYD, YPG ve Suriye rejimi arasındaki “güç paylaşımı” görüşmelerine dair Türkiye’nin duyduğu endişeler vardı.

Erdoğan ve Putin, PKK ile ilintili PYD/YPG’nin Suriye’nin geleceğinde oynayacağı role yoğunlaştılar ve İdlib’de çatışmayı önleme stratejileri görüştüler. Bu yazı 3 Ağustos günü yayınlanırken Türkiyeli ve Rusyalı yetkililer Suriye barış görüşmelerinin onuncusunda Soçi’de bir araya geliyor.

İdlib yine en hassas konu olacak. Ankara ve Moskova’nın İdlib konusunda görüş farklılıklarını ne ölçüde yenebileceği Türkiye-Rusya ilişkileri açısından büyük önem taşıyor.

Önemli bir dönem yaşıyoruz çünkü Rahip Bronson davası yüzünden Ankara’nın Washington ile ilişkileri her zamankinden kötü ve Washington Amerikalı rahibin özgür bırakılmaması halinde yaptırımlar uygulayacak.
Rusya, İran, Lübnan Hizbullah’ı ve diğer yabancı aktörlerin desteğini arkasına alan Beşşar Esad’ın Suriye Arap Ordusu (SAA) Doğu Guta, Humus, Dera ve Kuneytire’de elde ettiği kazanımlar ile yüreklendi. Muhaliflerin morallerinin düşük olduğu şu dönemde iki buçuk milyon insanın yaşadığı İdlib, şehrin kontrolünü 2015’te yitiren rejim güçleri için öncelik haline geldi.

Suriye rejiminin İdlib’e ilerlemesi Türkiye’nin Kuzey Suriye’de “barış bölgesi” oluşturmadaki rolünü baltalayacaktır. Türkler bu bölgede bir düzine “gözlem noktası” oluşturdu. Ankara’daki yetkililer, PYD ile rejim arasında yürüdüğü söylenen görüşmelerden son derece rahatsız. Görüşmelerin içeriğinin, Kürt milisleri SAA bünyesine katılması ve SAA’nın İdlib’i geri almasına destek karşılığında Afrin ve Menbiç’in YPG’ye verilmesi olduğu söyleniyor – bu iki şehir şu an Türkiye, Türkiye destekli Sünni İslamcılar ve Sünni Arap mültecilerden oluşan silahlı grupların kontrolünde.

Gelişmeler Moskova’yı jeopolitik ikilemlerle karşı karşıya bırakıyor. Esad rejimini desteklemeyi sürdürürken Türkiye ile arasında mesafe koymak zorunda kalabilir. Bir tarafta Ankara, diğer tarafta Moskova ve Tahran var ve üç başkentin yetkilileri Astana sürecini yönlendirmeye çalışırken İdlib’in gerilim konusu olması gayet olası. Bu üç taraf aynı zamanda Suriye rejiminin ülkenin geleceğinde oynayacağı rol konusunda da farklı görüşlere sahip.
Türkiye, eğer Suriye rejimi İdlib’e ilerlerse Astana sürecini terk edeceğine yemin etti. Dolayısıyla Kremlin’in Kuzeybatı Suriye’de gerilimi düşürmesi son derece önemli.

Türkiye’nin Suriye’de başlıca hedefleri arasında Suriye’nin geleceğinde söz sahibi olmak ve Kürt milislerinin Akdeniz ile Suriye-Irak sınırını birleştirecek bir koridor oluşturmasına engel olmak. Ankara açısından bu hedefleri gerçekleştirmenin en gerçekçi yolu Rusya ile ittifakta olmak.

Moskova ise Türkiye’yi bir platform olarak görüyor. Bu platform vasıtasıyla bazı isyancı gruplar ile pazarlığa girişebilir ve Baas Partisi’nin iktidarda kalması için uzlaşmaya varılmasını sağlayabilir – tabii Şam’ın Türkiye destekli muhaliflere karşı çeşitli tavizler vermesi gerekecektir.

SAA’nın son dönemdeki kazanımları sebebiyle Rusya da Esad rejimi gibi iyimser olsa da, Türkiye’nin güvenlik çıkarlarını göz önünde bulundurmadan rejimin kuzey Suriye’de ilerlemesine göz yummakta temkinli davranacaktır.

SAA, PYD ve YPG’nin İdlib’i geri almak için ortak operasyon düzeltmesi, Türkiye ile kanlı bir çatışmayı kaçınılmaz kılacaktır. Esad rejiminin ya da PKK bağlantılı Kürt milislerin kuzey Suriye’de toprak kazanması, Türkiye için kırmızı çizgi niteliğinde.

Ancak Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esad, Türkiye ile ya da Ankara’nın desteklediği İdlib’deki isyancı güçlerle görüşmeye yanaşacak gibi değil. Bunun yerine SAA’yı İdlib’e ilerlemeye hazırladığını söylüyor. Bu ihtimal Ankara için de kaygı verici çünkü İdlib’de yaşanacak herhangi büyük çatışma, Suriye’den Hatay’a yeni bir mülteci dalgası gitmesi demek.

Rejimin bölgedeki isyancıların kalesi haline gelen İdlib’i ele geçirme hedefi konusunda Türkiye ve Rusya’nın görüş birliğine varması zor. Buna rağmen, Ankara ve Moskova görüş farklılıklarını dikkatle ele alıp, birbirilerinin meşru güvenlik endişelerini tanıyacak mı? Bu sorunun cevabı, Temmuz 2016’daki darbe girişiminden sonra yüzünü Rusya’ya çeviren Türkiye’nin “jeopolitik eksenine” derinden etki yapacak.

The New Arab’dan çeviren Fatih Kıyman