Son zamanlarda ülkede bir yandan kan akıyor, kentler darmadağın, diğer yandan ekonomi çöküyor, işsizlik artmış, emek sömürülen bir mal haline getirilmiş, iş adamları mafyanın tasallutu altında, can ve mal güvenliği kalmamış, insanlar korktuklarını beyan etmekten artık çekinmiyorlar!...

Biz emperyalizme karşı mücadele vermek yerine, diktatörlüğe özenen bir anlayışın iktidar olmasına bakıp duruyoruz!..

Herkesin üzerinde bir karabasan var. İntiharlar, saldırılar, darp, kadın cinayetleri...

Ve son nokta çocuklara cinsel saldırılar... Ahlak tefessüh etmek üzere...

• • •

Neden?! Çünkü her gün birisi, hepimizi aşağılayan, ayrıştıran, ötekileştiren ve de düşmanlaştıran konuşmalar yapıyor!...

Bizi bölüyor!.. Yetkisi yokken pervasızca “Anayasa’yı tanımadığını” açıklıyor.

“Rejimin değiştiğini” söylüyor. Fiilen tek yönetici olduğunu belirtiyor.

Başbakanı görevden alıyor, yeni hükümeti atıyor. Ve Kuzey Kore misali herkesi ayakta mum gibi tutuyor...

Kısaca milletin egemenliğini tek başına kullanıyor.

Ve kimse, başta yargı “sen ne yapıyorsun?!” demiyor!..

Sonra yaptığı bunca hakarete, yalana rağmen kendisine muhalefet edenleri iftira atmakla suçluyor... Dokunulmazlıkları kaldırarak TBMM resen kapatıyor!...

• • •

Türkiye hukuk devleti olmaktan çıktığı için çok rahat!.. Anayasa’yı askıya aldığı, yaptığı darbeye ses çıkaran olmadığı, hesap soracak “Yüksek Yargı Başkanları” onunla birlikte siyasi gezilere çıktığı için rahat!...

Anayasa’nın 105. Maddesi’ni bildiği için rahat...

Darbeci olsa da Anayasaya göre, “vatana ihanetten” başka hiç bir suçla “cumhurbaşkanları yargılanamaz” maddesini kendince yorumladığı için rahat!...

• • •

Vatana ihanet veya vatan hainliği nedir?; “Meşru egemenlik organını devirmeye veya otoritesini yıkmaya, bağlı olduğu devlete karşı savaşmaya veya düşmanla işbirliği etmeye yönelik eylemleri” kapsayan suç türüdür!...

Tarih boyunca birçok hukuk sisteminde tüm suçların en büyüğü olarak değerlendirilmiş ve en şiddetli biçimlerde cezalandırılmıştır.

Vatana İhanet, “bir kişinin ülkesinin güvenliğine, bütünlüğüne ve egemenliğine karşı işlediği suçtur!..

Altını çizerek yazıyorum... Bu suçlar size hiç yabancı geliyor mu?..

• • •

Türk hukukunda vatana ihanet değişik yasalarda düzenlenmişti!..

Bu düzenlemelerden ilki, 1920 tarihli Hıyanet-i Vataniye Kanunu’dur.

1930’da çıkarılan Askeri Ceza Kanunu’nda ve Türk Ceza Kanunu’nun ilgili hükümlerinde vatana ihanet kapsamına giren suçlar arasında “ülkenin ulusal egemenliğini tehlikeye düşürecek, dini kullanarak devletin düzenini değiştirecek ve güvenliğini bozacak davranışlar ile ulusal savunma aleyhinde hareketler, savaş ihaneti, ulusal direnişi kırmak” gibi suçlar da sayılmıştı!..

Günümüzde; “2 sayılı Hıyanet-i Vataniye Kanunu, 12 Nisan 1991 tarih ve 3713 sayılı “Terörle Mücadele Kanunu” düzenlemesiyle yürürlükten kaldırılmıştır!...

Dolayısıyla günümüzde “vatana ihanet suçu tanımlanmamıştır!...

Millet sustukça bu durum, birilerine güç vermektedir!...

• • •

Oysa bugün Türk Ceza Kanunu’nun; “devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozmak, düşmanla işbirliği yapmak, devlete karşı savaşa tahrik, temel milli yararlara karşı hareket, askeri tesisleri tahrip ve düşman askeri hareketleri yararına anlaşma, düşman devlete maddi ve mali yardım” konularını işleyen “302/309.maddeleri,” geleneksel olarak “vatana ihanet” kapsamına giren suçları içermektedir...

Bu nedenle Anayasa’nın 105. Maddesi, TCK’nın ilgili maddelerince işler hale gelmelidir.

• • •

Şöyle bir hatırlatma yapalım.

» Cumhurbaşkanı olduktan sonra Anayasa’da tarafsızlık yemini edip, partisi ile tüm ilişiğini keserek tarafsız olma zorunluluğunu yerine getirmeyip, Anayasa’ya saygı duymadığını, Anayasa’ya aykırı davrandığını ve bunu sürdüreceğini beyan ederek TCK 309. Maddesi’nde yer alan; “Türkiye Cumhuriyeti Anayasa’nın öngördüğü düzeni ortadan kaldırmaya veya düzen yerine başka bir düzen getirmeye veya düzenin fiilen uygulanmasını önlemeye teşebbüs etmek”,

» Yüzde 49,5 oranında seçim ile seçilen bir AKP’li Başbakanı görevden alarak onun yerine sadece kendisinin göstereceği başka birini Başbakanlık görevi vermeye yönelik hareketi ile de Anayasa’nın teminatı altındaki parlamenter sistemi yıkarak yerine tek kişinin iradesindeki diktatöryayı getirmeyi amaçladığı,

» MİT TIR’ları olayı ile somutlaşan İŞİD’ e yani savaşan bir örgüte silah yardımı yaptığı, bu yardımın engellenmesi için yargının yaptığı işleme el koyarak görevini yapan kişileri tutuklatması ile yeni bir savaş suçu işlediği,

» Anayasa’nın “Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin Görev ve Yetkileri”ni düzenleyen 87. Maddesi ile “Savaş Hali ve Silahlı Kuvvet Kullanılmasına İzin Verme”yi düzenleyen 92. Madesi’ne ve Uluslararası Hukuka açıkça aykırı olarak, Meclis kararı olmadan ülkemizin komşu Suriye Devleti ile savaş haline getirilmesi ve 5237 Sayılı TCK’nun 304. Maddesi’nde öngörülen “Yabancı Devlete Karşı Savaşa Tahrik”, 306. Maddesi’nde düzenlenen “Komşu devlete karşı asker toplama ve hasmane hareket”, suçları ile bu suçlar nedeniyle oluşan fiili savaş ortamında gerçekleşen Reyhanlı saldırısın da 46 kişinin ölmesine sebep olmak, 100’e akın kişinin yaralanmasına sebep olmak, bu saldırıyı gerçekleştiren teröristleri gizlemek ve suçlularla ilgili işlem yapmamak suçlarını işlemiştir.

» Bu suçların tamamı vatana ihanet suçu ile ilişkilidir.

• • •

Tarihin her döneminde önemli bir suç sayılan vatana ihanet ortaçağdan beri korkunç cezalarla cezalandırılırdı!..

Ama bugün özellikle otoriter rejimleri koruyan bir kalkan olmuştur!..

Daha iyi anlaşılabilmesi için ABD eski Dışişleri Bakanı Kissinger’ın meşhur sözünü tekrarlamakta yarar var.

Diyor ki Kissinger; “ABD’ye ihanet edeni asarız. Ama kendi ülkesine ihanet edeni ABD olarak kahraman yaparız!...”

• • •

Not; Ben hiç Fettullahçı olmadım. Üstelik onların çok saldırısına uğradım. Ama Fethullah Gülen’e yanaşmak için bir önceki dönemde türlü taklalar atan ve sıkı cemaatçi olan Sabahattin Önkibar (Komisyoncu) dün eline geçirdiği Gazete ve TV aracılığıyla yine bana çamur atmaya kalkışmış. Müthiş çelişkiler. Yalanlar. Yazdığı ve söylediği her şey gerçek dışı.

Söyledikleri ispat etmesi için yargıya başvurduk. Yargıda yüzleşeceğiz.

Bu arada Komisyoncuyu savunacak kadın avukatları uyarmak isterim. Her an tacizle karşılaşabilirsiniz!. Aman dikkat!.. Hikáyeyi meslektaşlarınızdan dinleyin. Örneği meslektaşlarınızın arasında var...