KHK ile Mersin Üniversitesi’ndeki görevlerinden ihraç edilen üç akademisyenin açtığı “Kültürhane” ikinci ayını geride bıraktı

İhraç edilen akademisyenlerin Kültürhanesi: Burası bizim için bir inat

HÜSEYİN ŞİMŞEK huseyinsimsek@birgun.net @simsekhuseyinn

7 Haziran seçimlerinin ardından derinleşen savaş konseptine karşı yayımlanan “Bu suça ortak olmayacağız” başlıklı bildiriye imza attıkları için KHK ile mesleklerinden ihraç edilen Mersin Üniversitesi’nden akademisyenlerin kurduğu “Kültürhane” ikinci ayını geride bıraktı.

İhraç edilen üç akademisyenin açtığı Kültürhane’de geride kalan iki ay boyunca toplumun her kesiminden insan bir araya geldi. Kütüphane bölümünde kitap okumak ve ders çalışmak için uygun ortamı bulan yurttaşlar, atölye çalışmaları, söyleşiler ve imza günleri için de Kültürhane’nin diğer alanlarında buluşabiliyor.

‘Muhalefetin bir bedeli var’
24 yıl akademisyenlik yapan ve ihraç edildikten sonra Kültürhane’nin kurucuları arasında yer alan Prof. Dr. Ayşe Gül Yılgör, geride kalan iki aylık süreci BirGün’e değerlendirdi.

Uzun yıllar akademide görev yaptıktan sonra şimdi bir kafe işletmecisi olmasının kendisi adına şaşırtıcı olmadığını söyleyen Prof. Dr. Yılgör, “Hangi ülkede yaşadığımın farkında olmasaydım içinde bulunduğum duruma şaşırabilirdim, ancak ülke koşullarının farkındayım. Muhalefeti seçtiyseniz mutlaka bir bedeli vardır. Bizim payımıza düşen bedel de bu oldu. Akademiden atıldık ancak kültürel anlamda da olsa faaliyetlerimizi sürdürüyoruz. Burası bizim için bir inat” dedi.
İhraç edilmekten dolayı üzüntü duyduğunu, akademiyi ve orada bulunmayı önemsediğini dile getiren Prof. Dr. Yılgör, “Akademi bu kadar kötüye giderken tersine kürek çeken birileri kalsın istiyordum. Ben de kendimce tersine kürek çeken birisi olduğumu düşünüyordum. Ayrılmak zorunda kalmak zor bir durum ama burada bulunmaktan da memnunum” diye konuştu.

‘Bir halim diğerinden kıymetli değil’
Profesörlükten kafe işletmeciliğine geçişte uyum sorunu yaşamadığını belirten Prof. Dr. Yılgör, “Burada çalışırken emek grupları arasında bir hiyerarşi kurmamaya çalışıyorum. Profesörken doktora dersine giren halim ile burada mutfağa girip kek yapan halim arasında hiyerarşik bir kategorizasyon yok. Biri, diğerinden daha kıymetli değil” ifadelerini kullandı.

Kültürhane’de iki aylık süreçte birçok etkinliğin yapıldığını anlatan Prof. Dr. Yılgör, şunları söyledi:
“Burası, kıymet verdiğimiz bir yer. Faaliyet içerisinde olmak bizi mutlu ediyor. Haftada üç ya da dört etkinlik düzenliyoruz. Periyodik olarak bisiklet, ekoloji ve edebiyat sohbetleri düzenliyoruz. İmza günleri, söyleşiler yapıldı. Mersin üzerine kent sohbetleri gerçekleştirildi. Feminist okuma atölyesi de yapacağız, ancak bunun için mutfaktan çıkıp akademik yanımıza dönmemiz gerekiyor.”