İhraç edilen Yarbay Mehmet Alkan: Şehitlik hep garibanlar için
Yarbay Mehmet Alkan, askerde yaşamını yitiren kardeşinin cenazesindeki isyanıyla Türkiye'nin gündemine oturmuştu ve KHK ile TSK'dan ihraç edilmişti. Aylar sonra konuşan eski Yarbay Alkan, 'Albay olacakken ihraç edildim' dedi.
Yarbay Mehmet Alkan, askerde yaşamını yitiren kardeşinin cenazesindeki isyanıyla Türkiye'nin gündemine oturmuştu. Mehmet Alkan, RS FM'de Yavuz Oğhan'ın "Bi De Bunu Dinle" programına konuk oldu ve değişen hayatı ile verdiği hukuk mücadelesini anlattı.
Yarbay Mehmet Alkan, ihracına neden olan cenaze gününü şu sözlerle anlattı:
"Biz 9 kardeşiz, ben erkeklerin en büyüğüyüm. Ali, en küçüğümüzdü. Göreve gitmeden önce son 2 yıl yanımda kaldı. Aynı evi paylaştık, aynı işyerinde çalıştık. Şehit olduğu yer de benim bizzat görev yaptığım yerdi. Ben cenazede Yarbay Mehmet Alkan olarak değil şehit ağabeyi olarak katıldım ve konuştum. Kardeşimin cenazesinde o an aklımızdan geçen ne varsa dile getirdiğimiz bir husustu. Söylediklerim benim sözüm değildi aslında, milletin aklından geçen, herkesin kendi arasında konuştuğu, dile getirdiği bir husustu. Ben sadece yüksek sesle dile getirdim."
'Şehitlik hep garibanlar için'
Cenazedeki tepkisi nedeniyle uyarı alan Yarbay Alkan, TSK'deki görevine devam etse de yaşadıkları yıpratmış, psikolojik tedavi yardımı almış. Alkan görevden alınmasının kardeşi yaşamını yitirdikten sonra katıldığı bir toplantıdaki ifadeleri nedeniyle olduğunu söylüyor:
"Ali'nin olay gecesi yanında mevzide olan, hayatlarını kurtardığı, vesile olduğu 9 askeri, terhis olduktan sonra benim yanıma geldi. Evlerine, memleketlerine gitmeden benim evime geldiler. Sonra da Osmaniye'ye komutanlarının mezarına gittiler. Ben de Osmaniye'ye bir hafta sonra kardeşlerimle beraber gittim. Mezarlık ziyaretinden sonra Şehit Yakınları ve Geziler Derneği'nde yakınlarıyla bir sohbet toplantımız oldu. Toplantıda ki konuşmam da söylediklerimi bugün yine söylerim. Bu ülkede 32 yıldır şehit veriliyor ama bir türlü çözülmüyor. Çünkü ülkeyi yanlış yönetenler, yanlış kararlar alanlar bunun bedelini ödemiyor. Bedeli sadece polis, asker, korucu, öğretmenler yani garibanlar ödüyor. Şehitliği yükseltiyorlar hep. Şehitliği yükselten arkadaşların kendileri ya da yakınları şehit olmadığı sürece şehitlik süper bir şey. Çünkü onlar için öyle bir ihtimal yok. Bu ancak garibanlar için olabilecek bir şey. Konuşmalarımız basına yansıyınca bu kez hem adli hem de idari soruşturma açıldı. TSK'dan ihraç talebiyle geçtiğimiz haziran ayında Yüksek Disiplin Kurulu toplantısı oldu. Başta Ankara Barosu başkanı olmak üzere yaklaşık 40 avukat savunmak için hazır bulundu. Ama kurul bir karar vermedi."
'Albay olacakken ihraç ettiler'
Yarbay Alkan asıl savunmasını yapmak için hazırlanıp, albay olmak için de gün sayarken, 15 Temmuz darbe girişimi sonrası ilan edilen OHAL KHK'sıyla 48 bin kişiyle birlikte ihraç edildi:
"1 Eylül'de hiç beklemediğimiz bir şekilde bir kararnameyle 48 bin kişilik listeye bir satır olarak beni de koyduklarını gördüm. İnanamadım, benim 30 Ağustos'ta olmam gerekiyor. Beni atıyorsan bile albay olarak atman gerekiyor. İhraç edilmemle ilgili bildiğimiz ya da söylenen hiçbir gerekçe yok. Hakkımda işlem yapanlarla ilgili dava açtım. Çünkü benim FETÖ ile aynı işleme tabi tutmak alçaklıktır. Hakkımda herhangi bir adli soruşturma yoktur olamaz da. Hakkımda işlem yapanlar ve yaptıranlar, kendi FETÖ'cülüklerinin yüzde biri kadar FETÖ'cü olduğumu ispat etsinler her şeyden vazgeçeceğim. Yetkililer FETÖ hakkında birilerine işlem yapacaksa ilk önce kendi haklarında yapmalı."