Büyük Britanya imparatorluğunun hükümdarı Kraliçe Elizabeth’in ölümü monarşi sevdalılarını, kapitalist liderleri ve tüm egemenleri yasa boğdu. Monarşinin mutlaka yıkılması gerektiğini söyleyen Britanyalı sosyalistler “Elizabeth’i, işlediği suçların sorumlusu olarak hatırlayacağız” ifadelerini kullandı.

II. Elizabeth öldü, yaşa cumhuriyet
II. Elizabeth’in ölümünün ardından 73 yaşındaki oğlu Charles tahta çıktı. (Fotoğraflar: DepoPhotos)

Ömür ŞAHİN KEYİF / Edinburgh

Büyük Britanya emperyalizminin hükümdarı Kraliçe 2. Elizabeth'in ölümü nedeniyle İngiltere’de on günlük ulusal yas ilan edildi. İskoçya’daki Balmoral Kalesi'nde önceki gün 96 yaşında yaşamını yitiren Kraliçe’nin ölümü nedeniyle ülkede bayraklar yarıya indirildi, kültür ve spor etkinlikleri iptal edildi.

Monarşi sevdalıları, egemenler sınıflar ve sömürgeci güçleri yasa boğan ölüm nedeniyle ilan edilen yasın 13 gün sonra gerçekleşmesi planlanan cenaze törenine kadar sürmesi bekleniyor.

İngiltere’nin en uzun süre tahtta kalan hükümdarı Kraliçe 2. Elizabeth 70 yıldır tahttaydı. Hükümdarlığı boyunca Winston Churchill'den başlayarak 15 başbakana hükümet kurma yetkisi verdi. Son olarak ölümünden iki gün önce Liz Truss, Balmoral'da hükümeti kurma yetkisini Kraliçe'den aldı.

CHARLES 14 ÜLKENİN KRALI

Kraliçe’nin ölümüyle büyük oğlu 73 yaşındaki Galler Prensi Charles, Birleşik Krallık’ın ve İngiliz Milletler Topluluğu üyesi 14 ülkenin de yeni kralı ve devlet başkanı oldu.

Birleşmiş Milletler (BM) Cenevre Ofisi, Avrupa Birliği (AB) ve NATO’da da bayraklar yarıya indirilirken ABD Başkanı Joe Biden’dan Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’a, Kanada Başbakanı Justin Trudeau’dan Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Guterres’e, Hindistan Başbakanı Narendra Modi’den Pakistan Cumhurbaşkanı Arif Alvi’ye dünya liderleri birbirleriyle yarışırcasına Kraliçe’ye methiyeler dizdiler. Ürdün 7, Lübnan, Birleşik Arap Emirlikleri, Bahreyn ve Kuveyt 3 gün yas ilan ettiklerini duyurdu. Umman’da da yas nedeniyle bayraklar yarıya indirildi.

SOSYALİSTLER TEPKİLİ

Milyon dolarlık düğünleri, skandalları, sınırsız servetiyle tüm dünyada ana akım medyanın ilgisini çeken Kraliyet Ailesi aslında hem Birleşik Krallık halkları hem de dünyanın geri kalanı için ‘sembolik’ olmanın ötesinde. İskoç Sosyalist Parti Sözcüsü Colin Fox ve Britanya Komünist Parti Üyesi Dr. Richard Shillcock, Kraliçe’nin mirasını BirGün’e yorumladı.

“Kraliçe Elizabeth devletin seçilmemiş, kalıtsal başkanıydı” diyen İskoçya Parlamentosu Eski Üyesi ve İskoç Sosyalist Parti Sözcüsü Colin Fox, Kraliçe’nin görevlerini şöyle anlattı: “Tüm yasaların yürürlüğe girmeden önce onun onayından geçmesi gerekiyordu, ordunun, yargının başkanı ve parlamentonun hükümdarıydı. Birleşik Krallık yasal olarak onun “tebaası” olarak tanımlanıyordu. Bu 70 yıllık hükmü bir şekilde önemsiz ya da olduğundan daha güçsüz diye görüp kenara koymak kolay. Fakat Monarşi bugün hâlâ Britanya’da çok güçlü bir politik kurum. Örneğin bütün milletvekilleri göreve Kraliçe’ye “biat yemini” ettikten sonra göreve başlayabilir.”

MİADINI DOLDURMUŞ KURUM

Kraliyet Ailesi, Birleşik Krallık’taki politik kararlar açısından da önemli. İskoç Bağımsızlık Referandumu’nu hatırlatan Fox, “2014’te Kraliçe seçimi Birleşik Krallık’ın lehinde etkilemek için ‘ayrılmaya karşı olduğunu’ açıklamıştı. Bu tür konularda monarşinin etkisi kullanılıyor.”

Britanya halkının Kraliyet Ailesi’ni devletin sağ kanadının ve neoliberal büyük şirketlerin temsilcileri olarak gördüğünü söyleyen Fox, İskoçya’daki sosyalistlerin Kraliçe’nin ölümünü nasıl değerlendirdiğini şöyle özetliyor:

“Medyan bu miadı dolmuş feodal kurumla ilgili dalkavukça ve şakşakçı haberleriyle vites yükseltecek. Bundan hoşlanmayacağız. Ayrıca bir süre modern demokratik cumhuriyet isteyen seslere hiç yer verilmeyecek.”

KAPİTALİZM İÇİN

Britanya Komünist Parti Üyesi Dr. Richard Shillcock, Kraliyet Ailesi’nin tarihsel rolünü şöyle anlatıyor:

“Britanya kapitalizmi dünyanın en önde gelen emperyalist gücü oldu, sömürgeler, pazarlar oluşturup, silah zoruyla dünyanın dört bir yanındaki ham maddeye erişimi sağladı. İkinci Dünya Savaşı sırasında bu lider pozisyonunu ABD’ye kaybetti. İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra, bağımsızlıklarını kazansalar da eski sömürgeler, büyük ölçüde Britanya kapitalizmine entegre şekilde kaldılar. “İmparatorluk” kavramı yerine “Commonwealth” (Uluslar topluluğu) geldi. Bu her zaman temelde Britanya kapitalizminin tesirini devam ettirmek içindi.”

SEMBOLİK DEĞİL

İngiltere’deki ana akım görüş, Kraliyet Ailesi’nin turistik bir çekim öğesi olduğu yönünde. Shillcock bu görüşü şöyle yorumluyor: “Kraliyet ailesinin sınırsız bir serveti olduğu açık. Britanya’daki ana akım medya Kraliyet Ailesi’nin ve kraliyet törenlerinin turistik değeri olduğunu söylemeye devam ediyor. Önemli bir nokta kaçırılıyor. Kraliyet Ailesi’nin gerçek rolü, Britanya toplumu içinde sebat ve süreklilik sembolü olması. Bu da var olan hiyerarşik, kapitalist Britanya toplumunun bazı bakımlardan ‘normal’ ve ‘tam da olması gerektiği gibi’ olduğunu imliyor.”

ii-elizabeth-oldu-yasa-cumhuriyet-1062206-1.

KRALİYET TASFİYE EDİLMELİ

Britanya Komünist Partisi (CPB) sosyal medya hesaplarından yaptığı açıklamada, Kraliçe Elizabeth’in temsil ettiği sisteme vurgu yaptı: “Elizabeth Windsor, idaresindeki krallığı daha büyük fakirlik, giderek artan gelir ve servet eşitsizliği, berbat bir vurgunculuk ve vergi kaçakçılığıyla ve Avrupa’daki vekalet savaşları da dahil süregiden saldırgan sömürgeci faaliyetleriyle baş başa bırakarak öldü. Hataları doğasından gelen monarşi, imparatorluk ve sınıf hükümdarlığı içinde yüzyıllardır kapitalist sınıfın aktif bileşeni olarak rol oynamıştır. Bu, ilerlemenin ve her yurttaşın toplumun kuruluşunda aktif rol oynama fırsatının olduğu eşitler toplumunun önünde engeldir. Önümüzdeki günlerde sesleri kısılacak belki ama zamanla, Cumhuriyet’i görmek isteyen milyonlarca işçi sınıfı üyesi görünür olacaktır. Halkın egemenliği, halkın ve onların seçtiği temsilcilerin parlamentolarda, hükümetlerde, kitle hareketlerinde egemen olması demektir. Bu da monarşiyle ilintili tüm kuvvet ve kurumların tasfiyesini gerektirir.”

SUÇLARlYLA HATIRLAYACAĞIZ

Kuzey İrlanda’dadaki İrlanda Cumhuriyetçi Sosyalist Partisi (IRSP) de açıklamasında Birleşik Krallık’ın sömürgeci geçmişine vurgu yaptı: “İrlanda’da ve hatta dünyadaki Cumhuriyetçi Sosyalistler, Britanya Hükümdarı Kraliçe Elizabeth’in ölümü için gözyaşı dökmeyecek ve taziyelerini iletmeyecek. Bunun yerine hem yurdumuzda hem de yurtdışında Britanya ordusu ve vekillerinin ellerinde can veren kurbanları düşüneceğiz. Kraliçe Elizabeth’i başkumandan olarak işlediği suçların nihai sorumlusu olarak hatırlayacağız. Tebriklerimiz ve dayanışmamız, bağımsızlıklarını kazanarak yüzyıllardır süren karanlık geceleri sonlandıran ve Britanya sömürgeciliğinin zincirlerini kırarak özgürleşen tüm halklaradır. Dünya halklarından gasp ettikleri altınlar ve elmaslarla süslü taçlarıyla gerçekleştirdikleri sömürgeci zafer törenleriyle kendilerini açık bir şekilde gösteren Britanya Monarşisi’nin modern toplumda yeri yok. İrlanda, Britanya Sömürgeciliği’yle bağlarını koparmaya çalışırken, bu olayı monarşinin tiranlığı altında hayatlarını sürdürenlere ve onların benzer arkaik ve adil olmayan baskıcı rejimlere karşı direniş haklarına desteğimizi açıklamak için bir fırsat olarak görüyoruz. Biz bu fırsatı Cumhuriyet fikrinin evrensel güzelliğini ve doğruluğunu tasdik etmek için kullanacağız.”