Kamu müdahalesi, kamusal düzenlemeler, gelir ve servet bölüşümüne dönük toplumcu ve kamucu müdahaleler olmaksızın Covid-19’un ekonomik ve sosyal sonuçları ile mücadele etmek olanaksız.

İki paket çocuk bezine eşdeğer sosyal yardım

Size de olur mu? Bazen çok emin olduğunuz, çok sıradan, çok temel bir bilginizden kuşkuya düştüğünüz olur mu? İyi bildiğiniz bir hukuk kuralından, emin olduğunuz bir formülden hatta dört işlem bilginizden şüpheye düştüğünüz olur mu? Çok iyi bildiğiniz bir mevzuda ortaya atılan absürd bir iddia karşısında “acaba ben mi yanlış hatırlıyorum” dediğiniz olur mu? Aslında böyle kuşkular ve sorular iyidir, çift kontrol yapmanızı, emin olmanızı sağlar. Ancak insanın dört işlem bilgisinden kuşkuya düşmesi nadir görülen bir durum olsa gerek.

274 milyonu 2,6 milyona bölebilir misiniz?

Beni dört işlem bilgimden kuşkuya düşüren soru şu: 274 milyon TL’yi 2,6 milyon kişiye bölerseniz kişi başına kaç TL düşer? 25 Mart 2021 günü okuduğum bir haber beni dört işlem bilgimden kuşkuya düşürdü. Söz konusu haber Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk’un bir açıklamasıydı. Başta AA ve TRT olmak üzere yazılı ve görsel medyada geniş yer verilen bu açıklamada Bakan Selçuk: “2,6 Milyon İhtiyaç Sahibi Vatandaşımıza Yaklaşık 274 Milyon TL Ödeme Yapacağız” diyordu. Bakan, mart ayına ilişkin şartlı eğitim/ şartlı sağlık, çoklu doğum ve kronik hastalık yardımları kapsamında yapılan sosyal yardım ödemelerinin başladığını açıklıyordu. Açıklamadan bunların iki aylık periyotlarla yapıldığı anlaşılıyordu.

Bu kadar altı çizilerek duyurulduğuna göre önemli bir sosyal yardım kalemi olmalıydı diye düşünüyor insan. Ancak sayılarda bir tuhaflık vardı: 2,6 milyon ihtiyaç sahibine 274 milyon TL olabilir miydi? Önce kafadan bölme işlemi yaptım yaklaşık 100 TL buldum. Sonra herhalde yanlış bölüyorum diye hesap makinesini açtım. 274 milyon TL’yi 2 milyon 667’ye böldüm 103 TL buldum. Acaba diyerek bu kez Excel’i açtım daha hassas bir hesaplamayla 102 TL 73 kuruş buldum. Mart ayında ihtiyaç sahibi vatandaşlara verilecek sosyal yardım kabaca 103 TL imiş (yüz üç Türk Lirası).

Muhtaç vatandaşa ayda 103 TL!

Neyse ki dört işlem bilgimde bir sorun yokmuş. Bölme işlemini doğru yapabiliyormuşum! Derin bir nefes aldım! Ancak bir sosyal hukuk devletinde iki aylık periyotlarla (velev ki aylık olsun) 103 TL sosyal yardım nedir? Çoklu doğum sonucu dünyaya gelen çocuklar, ilk ve ortaöğretim çağında olan çocuklar ve 0-6 yaş arasında olan çocuklar ile gebe kadınların gebelikleri, doğumları ve loğusalık dönemleri için ailelerin ihtiyaçlarını karşılamak için verilen ödeme 103 TL. Bu parayla aileler ne yapar, bu para neye yeter diye düşünürken. Bu kez piyasadaki fiyat bilgimden şüpheye düştüm. Acaba 103 TL benim bildiğimden daha güçlü bir alım gücüne mi sahipti? İnternette yaptığım kısa bir tarama sonucunda 103 TL’ye 4 beden 2x28 adet bebek bezi alınabildiğini öğrendim. Üstelik kargo bedavaydı! Böylece yapılan sosyal yardımın önemini idrak ettim ve bölme işleminin sonucundan kuşkuya düştüğüm ve 103 TL’nin alım gücünü küçümsediğim için kendime sitem ettim. Sosyal devlet tıkır tıkır işliyordu!

Bu değerlendirme nedeniyle “tek değişkenli” ve “mikro bir değerlendirme” yaptığımı ve abarttığımı düşünenler olacaktır. Hatta “azdan az çoktan çok” diyenler, “103 TL ödeme yapılması yapılmamasından iyidir” diye itiraz edenler olacaktır. Onlar için yapabileceğim bir şey yok. En iyisi bu mikro hesaplamadan makro bir hesaba geçelim.

Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı 1 Mart 2021 itibariyle salgın döneminde (Nisan 2020’den bu yana) Sosyal Koruma Kalkanı adı altında yapılan nakit gelir desteklerinin toplamını açıkladı. Covid-19 döneminde gelir destekleri ile nakit ödeme miktarlarına ve alınan önlemlere covid19.ailevecalisma.gov.tr adresinden ulaşılabiliyor. Bu önlemlere Sosyal Koruma Kalkanı adı veriliyor. Bakanlığa göre Sosyal Koruma Kalkanı, salgının etkilerini azaltmak ve salgınla mücadeleyi güçlendirmek için çalışma hayatı, sosyal güvenlik, sosyal hizmetler ve sosyal yardımlar olmak üzere 4 ana başlıkta yürürlüğe giren kanunlar, çeşitli düzenlemeler, bu kapsamda alınan tedbirler ve yürütülen faaliyetlerden oluşan bir koruma programıdır. Diğer bir ifadeyle Sosyal Koruma Kalkanı Türkiye’nin Covid-19’a karşı aldığı sosyal önlemler ile nakdi destek ve yardımlarım temelini oluşturuyor.

Sosyal Koruma Kalkanı Milli Gelirin Yüzde 1’i

1 Mart 2021 itibariyle salgın boyunca Sosyal Koruma Kalkanı kapsamında 53,1 Milyar TL destek sağlandığı belirtiliyor. Bunun 3,1 milyar TL’si normalleşme desteği adı altında işverenlere yapılan ödemelerden oluşuyor. Bu ödemeler doğrudan çalışanlara ve yoksullara yapılmıyor. Geriye kalıyor yaklaşık 50 milyar TL. Salgın boyunca Türkiye çalışanlara, işsizlere ve yoksullara 50 milyar TL destek sağlamış. Peki, Sosyal Koruma Kalkanının dağılımı nasıl?

8 milyon 530 bin yoksul aileye bir kereye mahsus 1.000 TL olmak üzere 8,5 milyar TL ödeme yapılmış. Türkiye’de ortalama aile büyüklüğü 3,35 olarak kabul ediliyor. Bunun yoksul ailelerde daha yüksek olduğu biliniyor. 8,5 milyon aile kabaca 27,9 milyon kişi anlamına geliyor. Bir an için bu yardımların aynı ailelere yapıldığı varsayılsa bile 8,5 milyon kişiye 11 ay boyunca sadece bir kez 1.000 TL destek söz konusu olan. 1.000 TL’yi 11 aya bölün! Her türlü dört işlem bilgisi anlamını yitiriyor!

Sosyal Koruma Kalkanının aslan payını İşsizlik Sigortası ödemeleri oluşturuyor. Toplam 7,2 milyon gelir kaybına uğrayan işçiye ve işsize 41 milyar TL ödeme yapılmış. Bunlardan yaklaşık 2,5 milyonu zorunlu izne çıkarılan ve günde 39 TL ödenen işçilerden oluşuyor. İşsizlik Sigortası Fonu sigortalı işçiler için kısmi bir gelir telefi mekanizması işlevi görmüş. Özellikle Kısa Çalışma Ödeneği sigortalı işçilerin gelir kayıplarının önemli bir bölümünün telafi edilmesini sağlamış. Şimdi kısa çalışma ödeneği kaldırılıyor. Onun yerine Ocak 2021’den itibaren günde 47 TL olan nakdi ücret desteği uygulanacak. Bu büyük hatadan hâlâ dönülmedi.

Sosyal Koruma Kalkanı kayıtdışı çalışan ve salgında işsiz kalan milyonlarca işçiyi kapsamıyor onlar için bir telefi mekanizması yok. Şanslı iseler belki salgın boyunca 1.000 TL destek almışlardır veya son açıklanan 103 TL’yi almışlardır. Türkiye’de yoksullar ve kayıtsızlar için asgari gelir desteği sigortası bulunmuyor.

Türkiye’nin Sosyal Koruma Kalkanının yüzde 84’ü işsizlik sigortası fonundan karşılanıyor. Hükümet tarafından sağlanan sosyal yardımlar ise 8,5 milyar TL ile sınırlı. Yaklaşık 50 Milyar TL civarındaki sosyal koruma kalkanı Türkiye’nin yaklaşık 5 Trilyon liralık milli gelirinin yüzde 1’ine karşılık geliyor. Türkiye salgından milli gelire oranla en düşük nakdi destek sağlayan ülkeler arasında yer alıyor. Türkiye kendi sınıflamasında (gerek G20 gerekse orta gelir düzeyi grubu ülkeler içinde) nakdi destek oranı açısından diplerde yer alıyor (Bu konuda DİSK-AR hesaplamalarına ve IMF veri tabanına bakılabilir).

Türkiye’de bu miktarların açıklandığı günlerde ABD’de Biden yönetimi yeni bir Covid-19 ile mücadele ekonomi paketi açıkladı. Bir fikir vermesi ve karşılaştırma sağlaması açısından Biden yönetimi tarafından açıklanan 1,9 Trilyon dolarlık ABD’nin yeni Covid-19 ile mücadele paketine bakmakta yarar var. Bu paketin daha önce yapılan harcamalara ek olarak hazırlandığının altını çizmek lazım. 1,9 Trilyon dolarlık yeni paket yaklaşık 21 Trilyon dolarlık ABD milli gelirinin yüzde 9’una karşılık geliyor. Peki pakette neler var?

• Biden yönetiminin Covid-19’a karşı ekonomik destek paketi kapsamında, yılda 75 bin dolardan az kazanan ABD vatandaşlarına bin 400 dolarlık doğrudan nakit yardımı sağlanması öngörülüyor.

• Paketle işsizlik yardımlarının süresi 6 Eylül’e kadar uzatılırken eyaletler tarafından sağlanan işsizlik yardımlarına haftalık 300 dolarlık işsizlik yardımı sağlanması planlanıyor.

• Eyalet ve yerel yönetimler için 350 milyar dolarlık kaynağın ayrıldığı pakette aşı dağıtımı, Covid-19 testi, kira yardımı ve okullar için de finansman desteği yer alıyor.

Covid-19’a karşı alınan önlemler pek çok ülkede on yıllardır uygulanan neoliberal politikaların da iflası anlamına geliyor. Büyük çaplı kamu kamu destekleri ve müdahalesi olmaksızın Covid-19’un yarattığı ekonomik ve sosyal tahribatın üstesinden gelinemeyeceği açık. Henüz sosyal refah devleti uygulamalarına geri dönüldüğünü söylemek için erken olsa da kamu müdahalesi, kamusal düzenlemeler, gelir ve servet bölüşümüne dönük toplumcu ve kamucu müdahaleler olmaksızın Covid-19’un ekonomik ve sosyal sonuçları ile mücadele etmek olanaksız.

Covid-19’un hem sağlığı hem de geçim şartlarını tehdit ettiği ve Covid-19 için devasa ekonomik desteklerin ayrıldığı bir dünyada milli gelirin yüzde 1’ düzeyinde koruma kalkanı ve ayda 103 TL gibi sosyal yardımlar ile övünmek… Kelimeler ve sayılar kifayetsiz!