“Biz eğer Sayın Baykal’ı desteklemiş olsaydık, ‘siz Baykal’ı seçtiniz, muhalif adı altında dinsiz, inançsız bir partinin adamını seçtirdiniz’ diye bize yükleneceklerdi”. Bu söz, MHP Grup Başkanvekili Yusuf Halaçoğlu’nun Meclis Başkanlığı seçiminde AKP adayına sundukları desteğe bulduğu kılıf gibi algılandı. Bence öyle değil. MHP, Deniz Baykal’ı desteklemiş olsaymış, AKP onlara dinsiz bir partiyi desteklediniz diyecekmiş! Der mi? Büyük ihtimalle derdi ve MHP’ye gerek kalmadan (ki Halaçoğlu böyle bir saldırı karşısında savunmasız kalacaklarını itiraf etmiş oluyor) bu ülkenin demokratik güçlerinden ağzının payını alırdı.

İfadesine bakılırsa Halaçoğlu’nun korkusu, CHP ile ittifak halinde olmalarının dinsizlerle aynı kulvarda yürüme olduğunu anlamayacak MHP seçmeninin AKP’lilerin kışkırtmasıyla durumun farkına varacak olması! Bunu aklına hakaret sayan MHP’li çıkar mı; sanmam! Daha da tuhafı, kendisinin ve partisi MHP’nin, CHP ile CHP’ye “dinsiz, inançsız” eleştirisi getireceğini varsaydıkları AKP’yi hükümet ortağı yapmadaki ısrarlarıdır. Halaçoğlu bu açıklamayı yaparken genel başkanı Devlet Bahçeli aynı saatlerde Hürriyet gazetesine AKP-CHP koalisyonundaki ısrarını anlatıyordu.

Bu kadar saçmalık olamayacağına göre Yusuf Halaçoğlu’nun AKP’ye atfen sarf ettiği sözler, kendisinin ve partisinin düşüncesi olmalı. Bana kalırsa Erdoğan’ın unutulmasın diye arada bir tekrar ettiği gibi Kemal Kılıçdaroğlu’nun Alevi olmasına gönderme var. Belki de ihtimal dışı da olsa, olası AKP-CHP koalisyon hesabını bozmaya dönük başka bir hesap peşindedirler. CHP ile koalisyona yanaşırsa AKP’yi dinsizlerle iş tutmakla suçlayacaklarının işaretini veriyor olabilirler.

Türkiye’nin ikinci büyük partisi ile siyasi ilişkisini inanca bağlayan kişi, Türk Tarih Kurumu Başkanlığı yapmış, inanç ve kültürel farklılıkların birlikte yaşamanın önünde engel teşkil etmediğini yazmış/konuşmuş; yani partisinin tahsilli milletvekillerinden biri. Bu kişi profesör, bilim yaptığını, akademik kariyeri boyunca iyi kötü bir şeyler öğrendiğini varsayıyoruz. Eğer öyleyse mensubu olduğu partinin ideolojisi edindiği bilgileri kullanması önünde set oluşturuyor demektir. Öyleyse bu dil parti dilidir.

Halaçoğlu’nunki dil sürçmesi falan değil, doğrudan partisinin bakış açısı. Ben aynı söylemi 2012’de MHP’nin AKP’nin 4+4+4 yasasına limitsiz destek verdi günlerde başka bir MHP’liden de duymuştum. Hararetli tartışmaların sürdüğü o günlerde MHP’nin eğitim departmanının başındaki kişiye “bu yasalarda pedagojik açıdan itiraz edeceğiniz hiçbir yön yok mu, mesela okula başlama yaşının altı yaşa çekilmesi gibi” diye sormuştum. Aldığım yanıt aynen Halaçoğlu’nunki gibiydi. Bana “Evet okula başlama yaşının öne çekilmesine biz de karşıyız, bunu sakıncalı buluyoruz ama Kuranı Kerim, Peygamberin Hayatı derslerine karşı olduğumuz algısı oluşur diye bu itirazlarımızı dile getiremiyoruz.” yanıtını vermişti.

AKP’nin dini söylem ve eylemlerine her gün biraz daha milliyetçilik katması, MHP’nin aynı oranda dine meyletmesi bu iki partiyi hızla birbirine yaklaştırıyor. Bahçeli’nin AKP’li koalisyona uzak duruyor gözükmesi, kırmızıçizgilerini ideolojik ilkeler yerine saraydan ayrılması, 17-25 Aralık dosyalarının açılması, yürütücüsü olduğu “Çözüm Süreci”nin durdurulması gibi Erdoğan’ı hedef alan kişisel hesaplaşma başlıklarından seçmesi aralarındaki gerilimin alan kavgası olduğunu gösterir. Türban düzenlemesi, eğitimin dinselleşmesi, alkol yasası gibi aynı dinsel ilkelerde ayrı düşmeyen, kritik konularda aynı ideolojinin farklı fraksiyonları gibi davranan bu iki partiden biri diğerini lüzumsuzlaştırıyor. Sanırım gereksiz olan MHP