Her karakter bir “dövüş horozu” gibi. Yer yer yan yana, yer yer karşı karşıya gelen ikilemlerinin ürünüdür.

İkilemlerin ürünü


Nuray Salman

İranlı yönetmen Majid Panahi, yıllar sonra işkencecisiyle karşılaşan savaş fotoğrafçısının öyküsünü beyaz perdeye aktardı. “Dövüş Horozu’’ filmi bir savaş fotoğrafçısının yıllar sonra işkencecisiyle karşılaşması ve ondan intikam almaya çalışmasını konu alıyor.

Majid Panahi’yle ‘’Dövüş Horozu’’ filmini ve fotoğrafçılığını konuştuk.


► “Dövüş Horozu‘’ filminiz ne zaman vizyona girecek? Oyuncu kadrosunda kimler var?
Filmin vizyon tarihi daha belli değil ama festivaller döneminden sonra yani 2021 Aralık, 2022 Ocak gibi bir tarih olabilir. Ama festivallere marttan itibaren göndereceğiz. Oyuncularımız; Ahmet Melih Yılmaz/ Gonca Vuslateri/ Mehmet Usta/Nilay Erdönmez/ Meysa Alisa/ Serkan Kuru/ Rıza Akın/ Ali Seçkiner/ Can Ali Çalışandemir/ Aydın Orak/ Tekin Alkan.

►Neden “Dövüş Horozu’’?
Horoz dövüşü bir metafor olarak kurbanların bireysel hikâyelerine gönderme yapıyor. Her karakter bir “dövüş horozu” gibi… Hazar, yıkılmışlığın; Zaidan, acının; Amira, intikamın; Kadir, hırsın; Ceylan, sevginin ve Fatima, umudun vicdanla yer yer yan yana, yer yer karşı karşıya gelen ikilemlerinin ürünüdür.

►Filminizle vermek istediğiniz mesaj nedir diye sorsam…
Film, bir savaş fotoğrafçısının yıllar sonra işkencecisiyle karşılaşması ve ondan intikam almaya çalışmasını konu alıyor. Bu coğrafyanın insanları savaşsız geçen sayılı günler görmüştür. Yangın bizim evimize düşmese bile komşularımızın evlerinde hep yangın var ve bazen o yangının dumanı nefesimizi tıkar. Dövüş Horozu, savaş tutkusunun, tutsaklarının kâbusa dönüşmüş rüyalarının hikâyesidir. Normal insanların ömür boyu taşıdığı travmaların hikâyesi. Kaybettiklerinin intikamını almak ya da yeni bir başlangıca şans vermek, bu ikilemde kalan karakterlerin hikâyesidir.

►Fotoğrafçılıkla ilgili serüveniniz nasıl başladı?
18 yaşıma geldiğim zaman ilk işime çevirmen olarak girdim. İlk maaşımla bir Zenith fotoğraf makinası aldım ve fotoğrafçılığa başladım. Hayatım boyunca amatör fotoğrafçı olarak fotoğraf çektim yani para kazanmak için yapmadım o işi. Lisede matematik bölümünü bitirdim ve mimar veya mühendis olmayı hayal ediyordum. Ama bir yıllık bir felç dönemi yaşayınca okumaya, düşünmeye daha düşkün oldum ve yürüyemediğim için doğaya çıkıp fotoğraf çekmeyi her gün hayal ediyordum. Felçlik dönemi 18 ay sürdü. Resim kitap ve şiir dolu 18 ay. Bir tepenin üstünde tek bir ağacın fotoğrafı vardı odamda ve her gün oraya gidip o ağacın fotoğrafını çekmeyi hayal ediyordum. Yıllar sonra o ağacın fotoğrafın çektim. Daha güzeli fotoğrafçısıyla da tanıştım, Abbas Kiarüstemi. İlerleyen günlerde kişisel bir sergi açmayı düşünüyorum.

►Neleri fotoğraflamayı seviyorsunuz?
Fotoğrafçılığa doğada başladım, yıllar sonra sokak fotoğrafçılığa yaptım. Şu an iki sevdiğim stili böyle yarattım. Bu ikiliyi bir araya getirerek; insan figürlerine ve doğaya şehir mimarisinin yansımasından bakıyorum ve siyah-beyaz çekiyorum. O figürler sırlarını, geçmişlerini, hasretleri ve duygularını yansımalar vasıtasıyla bizimle paylaşıyorlar.