‘Bana Gel Deme’ isimli yeni şarkısı ile dinleyiciyle buluşan İkiye On Kala projesinin yaratıcısı Uğur Uras Ustaoğlu “Müzik artık bir sosyal medya postu oldu. Müzikalite, şarkı sözleri, aranjman… Bunlar artık hiç önemsenmeyen konular. Tüm mesele yeni bir şarkı daha yapmak ve etkileşim almak” diyor.

İkiye On Kala: Instagram için şarkı yapıyorlar

Öykü Özfırat

Uğur Uras Ustaoğlu’nun kişisel projesi İkiye On kala, kısa sürede dinleyicinin ilgisini çekmeyi başardı. ‘Kafamda Kentsel Dönüşümler’ şarkısı ile YouTube’ta 90 milyonun üzerinde dinlenmeye ulaşan İkiye On Kala, şimdi yeni şarkısı ‘Bana Gel Deme’ ile müzikseverlerle buluştu. İkiye On Kala’nın yeni şarkısını ve müziğini Uğur Uras Müzisyen ile konuştuk.

İkiye On Kala’nın serüveniyle başladık sohbetimize. Müzisyen, 2014 yılında İzmir’de İkiye On Kala adıyla yaklaşık bir buçuk yılda 11 şarkı yayımladığını anlattı. 2015 yılında ise müzik grubu olma yolunda bir adım attıklarını söyleyen müzisyen “İstanbul’a taşınınca konser vermek için bir araya geldiğimiz müzisyenlerle kolektif çalışma sürecine giriştik” dedi. Ancak müzisyen, en nihayetinde yalnız çalışmayı sevmesi ve şarkı yaratım sürecini kolektif bir çalışmaya dönüştürememesi nedeniyle 2019 yılı başında yeniden tek başına üretmeye başlamış.

Sözü yeni single çalışması ‘Bana Gel Deme’ şarkısına getiriyoruz. Müzisyen, şarkının ortaya çıkışı ve klip sürecini şöyle anlatıyor: “Şarkının yazılması ve klibin çekilmesi çok uzun sürdü. Tam olarak kafamdaki şeyi yansıtmak için çok çalıştık. Zorlu ama keyifli bir süreçti ve yeni birçok şey öğretti bana. Sonunda başarılı bir çalışmanın çıkması, tüm bu sürecin içinde olan herkes adına mutluluk verici diye düşünüyorum.”

ŞEHİR HAYATININ TRAVMALARI

Milyonlarca dinlenmeye ulaşan ‘Kafamda Kentsel Dönüşümler’ şarkısından hareketle müzisyene şarkılarında nelerden ilham aldığını soruyoruz. Müzisyen “Şehir hayatında devinimin son derece şuursuz ve hızlı olmasının, bizlerde büyük travmalar yarattığını düşünüyorum. Bu karmaşa bir yandan da ilgimi çekiyor ve izlemeyi, içinde bulunmayı seviyorum. Karmaşaya olan bu ilgi de sanırım zihnimde yeni birleşimler gerçekleştiriyor ve böyle şarkılar ortaya çıkıyor” diye konuşuyor.

Şehirlerin müziğine olan etkisini ise “Muhakkak yaşadığımız ortam, fikirlerimize ve ifade biçimlerimize etki ediyor. İzmir’de yazdığım şarkıların çok daha sakin olması, İstanbul’da yazdığım şarkıların daha dinamik metinlere ve altyapılara sahip olması sanırım bu durumu açıklıyor” sözleriyle ifade ediyor müzisyen.

YAPIMCILAR MUSLUĞUN BAŞINDA

Müzik sektörüne dair bazı eleştirileri olduğunu söyleyen müzisyen, kalitenin gitgide düşmesinden yakınıyor. Müzisyen, sıkıntıları şöyle sıralıyor: “Bu sıralar yapımcılar yeni düzene ayak uydurmak için dağıtımcı/komisyoncu pozisyona geçmeye başlamış durumdalar. Bağımsız müzisyenlerin ellerindeki şarkıları dünkü yapım vaatleriyle alıp dağıtım yapmaya çalışıyorlar. Burada söyledikleri komisyon görece küçük olsa da musluğun başına oturup aslında söylediklerinin dışında çok daha yüksek komisyonlar alıyorlar. Tabii bunu bizler fark edemiyoruz. Diğer yandan da müzisyenler etkileşim çılgınlığına kapılmış durumdalar ve neredeyse her hafta şarkı yayımlıyorlar. Müzik artık bir sosyal medya postu oldu. Bu gidişle daha kötüsünü de göreceğiz. Müzikalite, şarkı sözleri, aranjman… Bunlar artık hiç önemsenmeyen konular. Tüm mesele yeni bir şarkı daha yapmak ve etkileşim almak…”

Pandemi sürecinin başlarında motivasyonunu yitirdiğini söyleyen müzisyen, sonrasında kendini toparladığını ve bol bol ürettiğini anlatıyor. Bir an önce sağlıklı günlere dönmeyi ümit ettiğini aktaran müzisyen, sözlerini “Sonrasında birçok konser vermek ve dinleyici ile aramızdaki bağı yeniden alevlendirmek istiyorum ve kafamdaki şarkıları gerçekleştirmek istiyorum” diye sonlandırıyor.