İklim Adaleti sitesi yayında

2002 yılında çoğunluğu üniversitelerde oluşmuş ekoloji eksenli topluluklara üye hukukçu ve sosyal bilimci üyeler tarafından kurulan ve eşitlikçi, özgürlükçü, adil, paylaşımcı; dayanışmayı esas alan bir toplum için mücadele eden Ekoloji Kolektifi’nin hazırladığı iklimadaleti.org bugün yayına girdi.

İklim Adaleti sitesinde termik santral davaları, Türkiye’den ve dünyadan enerji politikalarına dair tartışmalar ve kent-ekoloji eksenli yerel hareketlerin hak arama mücadeleleri yer alacak.

İklim Adaleti.org sitesinin açılışında yer verilen iki dosya konusu Ekoloji Kolektifi tarafından şu ifadelerle aktarıldı:

"Herkes için iklim adaleti’ talebimizi yükseltmek için Ekoloji Kolektifi’nin hazırladığı iklimadaleti.org bugün yayına girdi.

Giderek daha can yakıcı bir hal alan iklim krizinin sosyal, ekolojik ve ekonomik maliyetleriyle bir adaletsizlik biçimi olarak ele alınması gerektiğine inanıyoruz. iklimadaleti.org’u, bir çözüm yolu olarak önümüze koyduğumuz iklim adaleti kavramını tartışmaya açıp ‘buralılaştırmak’, küresel iklim değişikliğini deneyimlediğimiz ve anladığımız şekliyle gündemleştirmek, kent ve ekoloji ekseninde hak arama bilincinin gelişmesini sağlamak ve doğayı korumaya, geliştirmeye, iyileştirmeye yönelik hukuki olanakları arttırmak için kurduk. Amacımız iklimadaleti.org’un yerel hak mücadelelerinin ve iklimi savunan çabaların birbirinden haberdar olmasını, dayanışma göstermesini sağlayacak bir kamusal alanı hayata geçirmesidir.

Düzenli olarak güncelleyeceğimiz sitede takip ettiğimiz termik santral davalarından gelişmelere, Türkiye’den ve dünyadan enerji politikalarına dair tartışmalara ve yaygınlaşmasının aciliyet taşıdığını düşündüğümüz kent-ekoloji eksenli yerel hareketlerin hak arama mücadelelerine yer vereceğiz.

Paris iklim zirvesi dosyası

Paris’te 11 Aralık’a kadar devam edecek iklim zirvesi, nam-ı diğer COP 21’i ilk dosya konumuz olarak ele aldık. Paris’ten bildiren Elif Gündüzyeli, iklim kırılganlığı en yüksek 20 ülkenin (V20) kampanyası sayesinde küresel sıcaklık artışlarını şimdiye kadar telaffuz edilen 2C derece yerine 1.5C derecede durdurma hedefinin ülke delegasyonları tarafından “genel geçer bir kabul gördüğü” haberini verdi. Paris’te zirveyi takip eden bir diğer yazarımız Arif Cem Gündoğan, müzakerelerde dün öğlen itibariyle gelinen noktayı ve kritik önem taşıyan karbon piyasasını anlattı. Fevzi Özlüer, Türkiye’nin emisyon azaltım vaatlerini tutturabilmesi için hızla hayata geçirilmesi gereken ‘karbon takip sistemi’ni yazdı. Ekonomik büyümeye alternatif olarak gitgide yaygınlaşan küçülme/büyümeme (degrowth) tartışmaları üzerine Giorgios Kallis’in kaleme aldığı zihin açıcı makaleyi Gamze Ovacık çevirdi. Baran Alp Uncu, COP21 öncesinde İstanbul’da düzenlenen İklim Forumu’nu ve ‘İklim Adaleti Hareketi’nin Türkiye ayağını değerlendirdi. Bengi Akbulut, Hande Paker ve Fikret Adaman, Türkiye’de yerel ekoloji mücadelelerinin “en aciliyet arzeden müşterek olan iklimi sorunsallaştırmadığını” savunarak “3. Köprü ve Ilısu mücadelelerinde gördüğümüz eksen genişletmeyi iklim mücadelesi bağlamında göremiyor olmamızın nedenleri ne olabilir?” sorusunu ortaya attı. İğneada’dan Dilek Özcan nükleer ile mücadelenin ahvalini kaleme aldı. Cömert Uygar Erdem, Çanakkale Karabiga’da yürütülen termik santral davalarındaki son durumu, kopyala-yapıştır usülü hazırladıkları raporları birbirine karıştıran, keşif sırasında göremedikleri gerekçesiyle bölgede Akdeniz foku yaşamadığına karar veren bilirkişilerin trajikomik tespitlerini yazdı. Ceren Gamze Yaşar Amerika’nın ızgara planlı şehirlerini, bitmek bilmeyen banliyölerini ve klimayla soğutulan eyaletlerini anlattı. Ethemcan Turhan’ın ‘kapıları açın’ çağrısı derdimizi özetler nitelikte: “Bozduğunuz bu mevsim, boğduğunuz bu kıyı, nefessiz bıraktığınız bu şehir bizim demeye, iklim adaleti talep etmeye geliyoruz!”

Termikçi şirketler ağı

Çevreyi kirleterek iklim değişikliğine yol açan yatırımların sadece ortaya çıkan mağduriyetlerle değil, bu kirli projeleri üstlenen ve finanse eden şirketlerin isimleriyle - yani iklim krizinin failleriyle - gündeme gelmesi gerektiğini düşünüyoruz. Bu kapsamda 80’in üzerinde kömürlü termik santralin - ve bu santralleri inşa eden, işleten ve finanse eden şirketlerin - ağ haritasını oluşturduk. Mülksüzleştirme Ağları (mulksuzlestirme.org) ile entegre edilen haritada termikçi firmalarının diğer yatırımlarını da (örneğin gazete, televizyon kanalı, HES, AVM) görmek mümkün. Graph Commons altyapısıyla oluşturulan haritada her termik santralin yeri, kurulu gücü ve yakıt tipi bilgileri de yer alıyor. Haritadan çekilen bu veriler, sitedeki haber ve makalelerde de - metinde adı geçen santral ve şirketlere dair bilgi kartları olarak - gözüküyor.

Ekoloji Kolektifi nedir, kimdir? Ekoloji Kolektifi 2002 yılında çoğunluğu üniversitelerde oluşmuş ekoloji eksenli topluluklara üye hukukçu ve sosyal bilimci üyeler tarafından kuruldu. 2007’de dernekleşene kadar ağırlıklı olarak GDO’lar ve tarımın tektipleştirilmesine karşı biyolojik çeşitliği korumak için ve nükleer santrallere karşı çalıştık, kampanyalar yürüttük. Yaklaşık beş senedir kömüre dayalı büyüme politikasının karşısında mücadelelere gönüllü hukuki destek sunuyor ve yerel hareketlerin ekolojik yaşam çabalarına destek olmaya çalışıyoruz. ‘Yeşil/temiz’ alternatifler de dahil olmak üzere mevcut iklim ve enerji politikalarının ekolojik krizi çözemeyeceğini düşünüyor, iklimin korunmasının ancak üretim ve tüketim sisteminin dönüşümüyle mümkün olacağını savunuyoruz. Canlıların kültürel ve biyolojik çeşitliğini koruyacakları bir üretim ve tüketim biçimi, kısacası iklim için adalet talep ediyoruz.

Twitter'dan takip etmek için: @iklimadaleti ve @ekolojikolektif
Bize ulaşmak için: iletisim@iklimadaleti.org ve iletisim@ekolojikolektifi.org
"