Sicili kirli küresel şirketler COP26’ya sponsor olarak zirveyi bir aklama fırsatı olarak kullandı.

İklim Zirvesi’nde sponsorlar kendisini aklıyor

Robbie KIrk

İskoçya’nın Glasgow kentinde gerçekleştirilen COP26 konferansı, iklim krizi konusunda dünya liderlerini bir araya getirdi. Tüm dünyada TV ekranlarında cafcaflı sözleri ortaya saçılan bu liderlerin kendi profilleri de hiç tatmin edici değildi. Eldeki kanıtlar, yılın geri kalanında temel olarak göz ardı ettikleri bir meseleye dair öncülük etmeye hiç de uygun olmadıklarını gösteriyor.

Ancak kısa konuşmaların ötesinde, konferansa dair daha gerçekçi bir değerlendirme, web sitesinde gururla sunulan “temel ortaklara” daha derinden bakılarak elde edilebilir. Şayet ana akım yorumcular Greta Thurnberg’in COP26’yı “yeşil yıkama festivali” ve “nokta noktaların kutlanması” olarak tarif etmesine şaşırdılarsa, firma sponsorlukları listesine bakabilirler.

ÇEVREYİ KİRLETEN ŞİRKETLER

İlk olarak her gün 11 futbol sahası kadar alanı kaplayacak kadar plastik üreten, dünyanın en büyük çevre kirleticilerinden olan Unilever. Plastik kirliliği üzerine faaliyet gösteren STK’lera hızlı bir şekilde baktığımızda, sözüm ona plastik atıkları azaltma amacı taşıyan inisiyatiflere dahil olan firmalar ile en fazla plastik atık üretenlerin nasıl örtüştüğü teyit edilebilecektir. Geçen yıl, Unilever sürdürülebilir palm yağı üretimine yönelik attığı adımlar nedeniyle yaygın şekilde takdir kazandı. Ancak Yağmur Ormanları Eylem Ağı’na göre, bu değişim, yağmur ormanlarını yok eden aktörlerle olan uzun yıllara sarih ilişkilerin ardından geldi. (COP ile ortak olan benzer başka bir tüketici devi ise dünyaya kargolarını gönderdiğinde Amazon’dan bile fazla emisyon üreten IKEA’dır)

Unilever’i SSE ve Scottish Power takip etmektedir. Geçen yıl Ekim ayında SSE, İskoçya’nın en büyük ikinci çevre kirleticisi olarak kayda geçmiştir. İskoç Çevre Koruma Ajansı’nın 2019 yılındaki bir araştırması, SSE’nin Peterhead elektrik santralinden her yıl 1,6 milyon tondan fazla karbondioksit ürettiğini ortaya koymuştur. Ülkenin elektrik ağını işletmekten sorumlu olan firma National Grid ise 2015 Paris İklim Anlaşması’nca konan standartları karşılamama kararıyla eylemciler tarafından protesto edilmişti.

Ardından teknoloji devi Microsoft’a geliyoruz. Microsoft çocuk emeği sömürdüğü iddiası da dâhil bir takım tartışmalı çalışma pratikleriyle ünlü. Firma 2025’e kadar karbonsuz çalışmaya geçeceğine dair cesur bir irade beyanında bulundu ve kesinlikle başarılı olacağa benziyor ancak ana petrol arama şirketleriyle olan işbirliği bu etiketin faydasına dair kuşku uyandırıyor. Örneğin, Microsoft Teksas’ta Permian Havzasından günde 50 bin varilden fazla petrol çıkarılmasına yardımcı oldu. Microsoft örneği, “karbonsuz” hedefleri tekilleştirmeyle gelen ana kısıtları gözler önüne seriyor. Bu firmaların birbirlerinden kar ettikleri kolektif süreçleri anlayamamak, onlara anlamlı eleştiri ve değişimden kaçınma olanağı sağlıyor. Sky, karbonsuz çalışmaya doğru dönüşme iddiasında olan bir başka örnek; Sky’ın Katar Havayollarıyla ortaklığı bu medya grubunun 0 emisyon taahhüdüne dair farklı bir tablo ortaya koyuyor. Benzer bir şekilde, Boston Danışmanlık Grubu (BCG) “karbonsuz” çalışma iddiasına rağmen karbon yayan bir dizi sanayide ortaklık ilişkisi içerisinde.

DÜNYAYI YOK EDİYORLAR

COP26’un perakende desteği, ülke çapında 1400’ü aşkın şubesiyle İngiltere’nin en büyük süpermarket mağazalarından biri olan Sainsbury’s’den geliyor. 2019 yılında Greenpeace Sainsbury’s’i plastik atığı azaltma açısından “en kötü” süpermarket olarak isimlendirmişti. Resmi ortaklar listesinde görünen başka bir İngiltere merkezli tüketici malları firması olan Reckitt’in, palm yağı kaynakları için Wilmar International’a bağımlı olması düşünüldüğünde, iklim kampanyacılarının öfkelerini arttıran başka bir neden ortaya çıkıyor. Wilmar sadece genellikle palm yağı üretimiyle ilişkilendirilen ormansızlaştırma nedeniyle eleştirilmiyor, aynı zamanda Uluslararası Af Örgütünün verilerine göre çocuk emeği sömürüsü de dahil insan hakları ihlalleriyle de anılıyor.

Son olarak, ulaşım devi Jaguar Land Rover’a geliyoruz. Bu firma 2019’da resmi olarak belirtilenden daha fazla karbon emisyonuna neden olan 40 bini aşkın aracını geri topladı. 2017’de yayımlanan bir beyaz rapor; ortalama yeni arabalardan çok daha fazla nitrojen oksit üreten yeni Land ve Range Rover modelleriyle, Land Rover’ın emisyon açısından gezegendeki en kötü araba üreticisi olduğunu ortaya koymuştu.

COP 26’ya sponsor olan her firmanın yukarıda listelenenlerden bazıları gibi böyle açık kötü iklim sicili olduğunu söyleyemeyiz ve neredeyse tümü onlarca yıl karbonsuz çalışma taahhüdünde bulundu. Ancak bu dev şirketler çevreye çoktan zarar vermiş durumdalar ve son beyanlarına da güvenmemek için elde güçlü kanıtlar bulunuyor.

Özel firmalar iklim değişikliğiyle savaşmak ve insanların ihtiyaçlarına hizmet etmek için kurulmuyor. Onların tek hedefi kar etmek ve kar güdüleri bütün yeşil kaygılarından daha yüksek. Pek çoğu için, COP26’ya sponsor olmak, insanlığın karşı karşıya kaldığı kriz içinde sorumluluklarını yeşil aklama fırsatı sağlayarak bu hedefe hizmet ediyor.

İklim eyleminin başarılı olması için, özel sponsorlar nosyonunu bırakmak gerekiyor. Dünya liderleri, gezegeni kurtarma savaşında düşmanlarından para, yönlendirme ve ikram alamaz. İhtiyacımız olan şey, insanlığı ve gezegeni karın önüne koyan bir ekonomik sistem ve bu, şirketlerin çıkarları doğrultusunda destekleriyle inşa edilemez.


Çeviren: BirGün Çeviri Kolektifi