İktidarın mega projelerinin saldırısı altında olan Kuzey Ormanları, taşocakları tarafında da kuşatılmış durumda. Milyonlarca ağacın katledildiği Kuzey Ormanları’nın sınırları içerisinde bulunan Kalfa köyü de tahribattan nasibini almış durumda. Köylerinin ocaklarla çembere alındığını belirten bölge halkı, ağaçlarının ve sularının ellerinden alındığını anlattı.

İktidarın mega projeleri, şirketlerin maden ocakları: Ormana, hayvana, suya düşmanlar

Gökay BAŞCAN

İstanbul’un ve çevre illerin oksijen deposu olarak adlandırılan Kuzey Ormanları içerisinde birçok endemik bitki türü, sucul ekosistemleri ve yaban hayatı bulunuyor. Kuzey Ormanları, İstanbul’daki mega projeler, barajlar, isale hatları, taş-kum ve maden ocakları gibi insan etkileriyle büyük tehdit altında.
Kuzey Ormanları sınırları içerisinde yer alan neredeyse her köyde bir maden ocağı bulunuyor.

Bu köylerden biri de İstanbul Çatalca sınırları içerisinde bulunan Kalfa köyü. Genellikle geçimini ormancılıkla sağlanan köyde ayrıca ve tarım ve hayvancılık yapılıyor. 2006 yılında köye kurulan kuvarsit ve kum ocağı bölge halkının suyuna ve ormanına el koymuş durumda.

BirGün’e konuşan bölge halkı köylerinin maden ocaklarıyla çember altına alındığını belirtti. Köylerindeki derenin kuruduğuna vurgu yapan yurttaşlar susuzluk nedeniyle köylerinde çiftçilik, hayvancılık yapamaz hale geldiklerini söylediler.

İSTANBUL’A YETECEK SUYUMUZ VARDI

Köyün sularının eskiden çok berrak olduğuna ve gür aktığına vurgu yapan 78 yaşındaki Zeki Çatuk, “Ocağın köyümüze verdiği zararlar saymakla bitmez. Ocak açıldı bizim işler bitti. Hayvancılık ve çiftçilik yapıyorduk ancak ocakla beraber bunları yapamaz olduk. O zaman hayvancılığın da, çiftçiliğin de en iyisi yapılıyordu ancak şimdi hayvanı nereye götüreceğiz, kuru dereye mi? İstanbul’a yetecek kadar su vardı ama onlar geldi oraya fabrika kurdu, maden açtı ve bizim suyumuzu kuruttular. Şimdi köyümüz öyle bir hale geldi ki bahçemizi ekecek suyumuz yok” şeklinde konuştu.

iktidarin-mega-projeleri-sirketlerin-maden-ocaklari-ormana-hayvana-suya-dusmanlar-785570-1.


BU OCAĞIN BİZE ÇOK ZARARI OLDU

Ormancılıkla geçimini sağlayan Sait Yumul, “Devlet, gidip ormanı kum ocağına peşkeş çekiyor. Onlarda gelip ormanlarımızı tıraşlıyor. Bu ocak için dinamit patlattılar bilmem ne yaptılar bize çok zararı oldu bu ocağın” dedi.

TARIMA BÜYÜK ZARARI VAR

Bölge esnafı olan Hediye Sar, “Bölgede üretilen süt ve tarım ürünlerini satıyorum. Tarhana reçel pekmez turşu gibi bölgede yetişen organik ürünler de var. Ancak sularımızdaki kirlilik bu organik tarıma çok büyük zarar veriyor. Biz Çatalca’da taş ocağı istemiyoruz” ifadelerini kullandı.

10 HEKTARDAN FAZLA ALANI KESTİLER

Madenler nedeniyle hem doğaya hem de sağlıklarına verilen zarara dikkat çeken Sezai Çınar, “Köyümüzü ocaklarla çembere aldılar. Ben madende de çalıştım. Şimdi KOAH hastasıyım. Madende çalıştım diye mi oldu bilmiyorum ama her yer toz. Taşocağını yapmak için 10 hektardan fazla alanda orman kestiler” dedi.

iktidarin-mega-projeleri-sirketlerin-maden-ocaklari-ormana-hayvana-suya-dusmanlar-785571-1.

Kuzey Ormanları Savunması’nda Aktivist Seda Elhan ise, “Kuzey Ormanları, Trakya’nın Bulgaristan sınırından başlayıp Düzce’ye kadar uzanan bir alanda yer alıyor. Uzunca bir bütüncül ekosistem. Ancak bu alan uzun zamandır tehdit ve tahrip altında” dedi.

KATLİAM PROJELERİ

Bölgede yapılan mega projelerin verdiği tahribatları işaret eden Elhan, “Üçüncü köprü, üçüncü Havaalanı, Kuzey Marmara otoyolu, ve yapılması planlanan Kanal İstanbul. Bu projelerin hepsi ciddi katliam projeleri. Bugüne kadar yapılan mega projeler sonucunda zaten büyük ormanlık alan kaybı ve tahribatı oldu. Ayrıca bölge ekosistemler bütünü olduğu için sadece ormanlarımızı kaybetmedik bu projeler nedeniyle su kaynaklarımız da oldu, yaban hayatı da tahrip edildi. Mega projeler yapılan projenin kendisi olmakla kalmıyor. Bu projeler için açılan yollar, bu proje için sağlanacak malzemelerin temini için taş ocakları, maden ocakları inşa ediliyor. Ve maalesef bunların hepsi orman alanlarından temin ediliyor. Dolayısıyla biz Çatalca’da ciddi orman kaybı verdik. Hala en az bin 800 hektarlık ruhsat alınmış alan var” ifadelerini kullandı.

Önceki gün kum ocağının tarihi yapılara verdiği zararlar nedeniyle suç duyurusunda bulunduklarını hatırlatan Kalfa köyü mahalle muhtarı Hayati Avcıoğlu, “Diğer muhtarlar bölgede yaşayan halka birlikte tepkimizi dile getirdik” dedi. Terkos Gölü’nü besleyen derelerin ocağın içinden aktığını ve ocağın derelerde kum yıkaması yaptığını belirten muhtar Avcıoğlu, “Derelerimizden batak akıyor. Burada bölge halkı ormanı tahrip etmeden mangal kömürü için ağaç kesiyor. Tüm bölge halkı bu ocaklara karşı” diye konuştu.

***


AĞAÇLARIN KATİLİ MEGA PROJELER

Türkiye Ormancılar Derneği ve Kuzey Ormanları Savunması’nın geçen mayıs ayında yaptığı açıklamada 1971 orman envanterine göre yaklaşık 270 bin hektar olan İstanbul orman varlığının 2018 yılında 243 bin hektara gerilediği belirtildi. 47 yılda kaybedilen orman alanı 27 bin hektar olduğu, bu kapsamda 8 bin 700 hektarlık orman alanının da 3. Havaalanı ve 3. Köprü bağlantı yollarının yapımı için son 8 yılda kaybedildiği aktarıldı. Ayrıca açıklamada Kanal İstanbul projesi kapsamın da çevresinde oluşturulacak yeni yerleşim yerleriyle birlikte 3 bin hektara yakın orman alanının yok olacağı vurgulandı.