Geniş tanımlı işsiz sayısı 10 milyonu aştı. Prof. Dr. Karatepe’ye göre ekonomi politikaları çözüm üretmekten uzak. Prof. Dr. Ulusoy, “İşsizliği yüzde 5’lere çekemeyen yapı, ekonomide ve siyasette başarısız demektir” diyor

İktidarın politikaları çözüm üretmekten uzak: İşsizlik kronikleşti

OĞUZ MUTLU

DİSK-Ar’ın TÜİK verilerine dayanarak açıkladığı işsizlik sayıları, ülkenin içerisinde bulunduğu ekonomik krizin boyutlarını gözler önüne seriyor. DİSK-Ar’ın verilerine göre, 2020 Haziran ayında geniş tanımlı işsiz sayısı 10,2 milyona, işsizlik oranı ise 28,9’a yükselmiş durumda. Covid-19 etkisiyle revize edilen sayılar ise tabloyu daha korkunç seviyelere çıkarıyor. Covid-9 etkisiyle revize edilen geniş tanımlı işsiz sayısı 14,2 milyon olarak hesaplandı. Ancak TÜİK’e göreyse işsizlik oranı haziranda yüzde 13,4 olarak hesaplandı.

Ülkenin en yakıcı sorunlarından biri olan işsizliği Prof. Dr. Yalçın Karatepe ve Prof. Dr. Veysel Ulusoy BirGün TV’ye değerlendirdi.

Prof. Dr. Karatepe, enflasyon ve işsizliğin ülkenin kronik iki problemi olduğunu söylüyor. Karatepe, hükümetin ekonomi politikalarının işsizliğe çözüm üretmekten uzak olduğunu şöyle anlattı: “AKP dönemindeki ekonomi politikalara baktığımız zaman da bunu rahatlıkla söyleyebiliriz ki ekonomik tercihlerin de doğal olarak kalıcı bir işsizliğe yol açtığını görüyoruz. Bizim büyüyebilmemiz için tarımda, imalat sektöründe, servis ya da hizmetler alanında kalıcı yatırımlarımızın olması gerekir ki istihdamı sürekli kılabilelim. Biz ne yapmayı tercih ediyoruz, işte kanal açacağız. Kanal teknolojik olarak zor bir şey değil. Toprağı bir yerden kazıyıp bir yere koyuyorsun içinden su geçiriyorsun. Kalıcı olarak belki o dönemde birkaç bin kişiye iş sağlayabilir ama kanal açıldıktan sonra ne yapacaksınız? Bu sefer Samsun’dan Silifke’ye mi kanal açacağız daha uzun ömürlü olsun, daha fazla insan çalıştıralım diye?”

TEMEL SORUNU ÇÖZMÜYORiktidarin-politikalari-cozum-uretmekten-uzak-issizlik-kroniklesti-789615-1.

İktidarın işsizlik hesaplamasının gerçekleri yansıtmaktan uzak olduğunu vurgulayan Karatepe, “İş gücüne dâhil olan nüfusu azalttığınız zaman, çalışanları ona oranladığınız zaman işsizlik oranı da düşükmüş gibi görünebilir. Temel sorunu çözmek yerine istatistiki göstergeleri çözmeyi iktidar tercih ediyor maalesef” ifadelerini kullandı.

Pandemi döneminde de bu yöntemin devam ettiğine dikkat çeken Karatepe, “Türkiye’de yüzde 13’lük işsizlik oranı ortalaması devam etti. Sanki Türkiye bu salgın sürecinde ekonomisini kapatmamış, servis sektörü durmamış, turizm sıfırlanmamış gibi istatistiklerimizde bir değişim olmadı” dedi.

ÖNKOŞUL EKONOMİK BÜYÜME

Ülkede işsizlik sorununun çözülebilmesinin ön koşulunun ekonomik büyüme olduğunu söyleyen Karatepe, sözlerini şöyle sonlandırdı: “Ekonomimiz büyüyecek ki yeni iş gücüne ihtiyaç duyasınız, bunları üretim sürecine dahil edebilesiniz. Sürdürülebilir ve güçlü bir büyüme patikasında olmadığımız sürece ki öyle bir patikaya maalesef giremedik uzun zamandan beri, istihdam yaratma olanağımız da maalesef sınırlı oluyor. Şimdi iktidarın ekonomiyi büyütmek için tercih ettiği sektörlere ya da alanlara baktığımız zaman, kalıcı olarak istihdam yaratan alanlar olmadığını görüyoruz.

VASIFSIZ İŞSİZLİK ARENASIiktidarin-politikalari-cozum-uretmekten-uzak-issizlik-kroniklesti-789616-1.

Üretimin işsizliğin temel fonksiyonlarından biri olduğunu ifade eden Prof. Dr. Ulusoy, “Bir ülkede bir ekonomide bir yapıda, üretmediğiniz, bölgesel olarak kalkınma planı yapmadığınız, uygulamaya koymadığınız zaman işsizlik her zaman yükselir. Uzmanlığa dayalı işsizlikten öte vasıfsız işsizliğin de çok olduğu bir arenaya bizi itebilir” açıklamasında bulundu.

SLOGANLA ŞAHLANMA

İşsizlikten hükümetin sorumlu olduğunu belirten Ulusoy, şöyle konuştu: İşsizlik, enflasyon, büyüme ve benzeri gibi makro yaklaşımların yanında, verimlilik bile tamamen hükümetin sorumluluğu altında ve kontrolü altında olması gerekiyor. Sorumluluğu hiç kimseye paylaştırmanın bir anlamı, bir manası yok. İşsizliği çözemeyen bir siyasi irade, karar vericiler mekanizması, ekonomide istediği kadar şahlanma sloganları ya da mekanizmasıyla ya da süreciyle söylemler ortaya koysun. İşsizliği yüzde 5’lere 6’lara çekemeyen bizim gibi ülkelerdeki siyasal yapı, ekonomide ve siyasette başarısız demektir. Bu nasıl başarılı gösterilir; işte makyajla olur, sloganla olur veya söylemlerle olur.”