Saray’a yakın isimlerden Prof. Dr. Özgenç’in ekonomik kriz sonucu OHAL ilan edilebileceğini söylemesi tepki çekti. İktidarın seçim öncesi baskıyı artırmak için yeni yöntemler deneyeceği konusunda endişeyi de artırdı.

İktidarın yapacağı iyilik gitmektir

Umut SERDAROĞLU

AKP’nin ekonomik krizi mili güvenlik ve OHAL kelimeleriyle bir arada kullanması yeni bir tartışmayı ateşledi. Bu söylemin ve ardından gelecek uygulamaların ne tür sonuçlar doğuracağını ekonomist Dr. Cüneyt Akman ve Prof. Dr. Metin Günday ile konuştuk.


BİR ŞEY İFADE ETMEYEN YETKİ

Dr. Cüneyt Akman, Cumhurbaşkanı’nın ‘ekonomik bunalım halinde’ OHAL ilan etme yetisi olduğunu söylerken, "OHAL kanununda ‘Ağır ekonomik bunalım halinde alınacak tedbirler’ başlığı altında yapılan düzenlemeler Cumhurbaşkanı’na sermaye ve dış ticaret kontrolleri getirebilecek kararnameler çıkarma yetkisi tanıyor. Ancak varsayalım ki AKP böyle bir OHAL ilan etmiş olsun, bunu sadece zaten yeterince ağır sonuçlar doğurabilecek sadece ekonomik kısıtlamalarla sınırlı tutacağını, veyahut tutabileceğini düşünmek çok zor" değerlendirmesinde bulundu.

Prof. Dr. Metin Günday ise böyle bir yetki olsa bile ülke tarihinde hiçbir zaman ekonomik nedenli bir OHAL gerçekleşmediğini ifade etti.

FİİLİ OHAL DEVAM EDİYOR

Günday, 2018 seçiminden hemen sonra OHAL’in kaldırıldığını ancak yapılan yasal düzenlemeler ile OHAL yetkilerinin 2024 yılına kadar uzatılıp fiilen devam ettiğini söyledi. Günday, OHAL’in tekrardan resmi olarak yürürlüğe sokulmasının, hükümetin elindeki gücü olağanca bir şekilde genişletmek istemesiyle açıklanabileceğini söylerken “OHAL, 2935 sayılı OHAL Kanununa göre uygulanması halinde temel hak ve özgürlüklerin kullanılması kısmen ve hatta tamamen yasaklanabilecek. Bununla yetinilmeyip, OHAL kanun hükmünden hiçbir denetim olmadan birçok kararname çıkartılabilecek” dedi.

Cüneyt Akman ise hükümetin kendini siyasi bekası açısından mecbur hissetmedikçe ekonomik OHAL saçmalığına başvurmayı tercih etmeyeceğini dile getirdi. Akman, vatandaşlar ve muhalefet partilerinin medya ve sosyal medya üzerinden bu ihtimali yeterince deşifre etmeleri ve tepki göstermeleri halinde böyle bir OHAL ihtimalinin tasarlanmışsa bile büyük ölçüde ortadan kalkacağını ve hükümetin OHAL’i ilan etmesinin zor olacağını savundu.

SUSULURSA AKP KAZANIR

Akman, ekonomik sebepler bahane edilerek ilan edilebilecek bir OHAL’in hem siyasi hem de ekonomik olarak Türkiye’nin uçurumdan aşağıya atlaması anlamına geleceğini belirtirken, “OHAL ilan edilmesi halinde oluşacak siyasi sonuçlar ise siyasi aktörlerin duruşuna göre değişir. Eğer muhalefet sesini hiç olmadığı kadar yüksek çıkarır ve OHAL’e karşı çıkarsa, AKP bu koşullarda seçime gitse bile bu kez sonuç alamaz. Ancak eğer muhalefet “tatsızlık olmasın” diye sesini çıkarmaz veya kendi arasında bölünürse AKP istediğini alır ve seçimi de kazanır.” dedi.

OHAL ilan edilmesinin Türkiye’nin AB’nin dışında kalmasına yol açacağını bubub da ekonomik sonuçları olacağını aktaran Akman, “Ekonominin iyice çökmesinin sebebi ise Türkiye’nin ithalat ve ihracat partnerlerinin başta Almanya olmak üzere Avrupalı ülkeler olması. İkili ilişkilerde ekonomik-siyasi partnerlerinle tümden bir kopuş yaşarsan girilecek siyasal ve ekonomik bunalımda, eski krizlerin tersinen uzun süre çıkılamaz. Avrupa Konseyi kurucu üyesi olan Türkiye’nin buradan uzun süreli dışlanması ülkenin bir vasat Ortadoğu diktatörlüğüne mahkûm olması demektir. Yol yakınken daha kötü projelerin peşine düşmek yerine demokratikleşme yoluna geri dönmek AKP dâhil herkesin yararına” diye konuştu.