Erdoğan’ın açıkladığı ‘mevduatta kur farkı modeli’ni anlatan BirGün yazarı iktisatçı Prof. Dr. Hayri Kozanoğlu, “Rantiye kesime verilen bu garanti tüm yurttaşların, yani hepimizin cebinden çıkacak. Adaletsiz bir durum söz konusu” dedi.

İktisatçı Prof. Dr. Hayri Kozanoğlu anlattı: Mevduatta kur farkı modeli nedir?

İktisatçı BirGün yazarı Prof. Dr. Hayri Kozanoğlu, AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın dün Kabine toplantısı ardından açıkladığı “Mevduatta kur farkı” modelini anlattı.

Kozanoğlu, modeli örneklerle detaylandırırken fark sebebiyle mevduat sahibine ödenecek para hakkında, “Rantiye kesime verilen bu garanti tüm yurttaşların, yani hepimizin cebinden çıkacak” dedi.

Bu durumun adaletsiz olduğunu söyleyen Prof. Dr. Hayri Kozanoğlu’nun kişisel Twitter hesabından paylaştığı yorumları şöyle:

Mevduatta kur farkı modelini adım adım anlatacağım.

Bu teknik anlamda mevduat sahibine forward kur üzerinden bir satın alma opsiyonu hediye etmektir.

Opsiyon belli bir varlığı önceden belirlenmiş bir fiyat üzerinden alma veya satma hakkıdır.

Burada döviz bazında bir alım hakkı verilmektedir.

Peki hangi kur üzerinden?

Örneğin bankada 3 aylık mevduat nominal faiz oranı %20 olsun.

Bu mevduat sahibinin 100.000 bin lirasına %5, yani 5000 lira faiz kazanması anlamına gelir.

Aynı anda döviz kuru 1$=10 TL ise;

Forward kur 10x1.05= 10.50 lira olarak belirlenir.

Diğer bir ifadeyle 3 ay sonra piyasadaki dolar/TL döviz kuruna bakılır. Eğer 10.50 liranın altında ise mevduat sahibi %5 faiz kazancı ile yetinir.

Ancak 10.50’nin üzerinde, örneğin 11.50 ise aradaki 1 lira fark,100000 lira için 10.000 lira mevduat sahibine ödenir. Sonunda kazancı 15.000 lira olur.

100.000 lirası 115.000 liraya yükselir.

Özetle mevduat sahibi en az döviz artışı kadar bir getiri elde eder. Döviz artmazsa veya %5’in altında artarsa %5 getiriyi yine garantiler.

Burada mevduat sahibi avantajlı görünüyor.

Tabii ki farkı ödemeyi taahhüt eden Hazine’nin, yani devletin sözünde durması halinde.

Diğer bir ifadeyle rantiye kesime verilen bu garanti tüm yurttaşların, yani hepimizin cebinden çıkacak. Adaletsiz bir durum söz konusu.

İşin teknik kısmına dönersek opsiyonlar, yani bir varlığı alıp satma hakkı bir bedel karşılığı satılır.

Hâlbuki burada opsiyonu veren devlet bir para almıyor. Ama bir yükümlülük altına giriyor.

Peki o zaman bu opsiyon fiyatı kimin cebine giriyor?

Cevap: Bankaların.

Açıklayalım; tüm mevduat sahipleri dövize endeksli mevduatı seçmeyecekler.

Neden?

Çünkü piyasada iki mevduat faizi oluşacak. Örneğin düz faiz %24 ve dövize endeksli faiz %20 gibi.

İşte aradaki %4 opsiyonun fiyatıdır. Bu da Hazine’nin kesesinden bankalara aktarılan bir ranttır.

Niye iki faiz oluşur?

Çünkü bazı mevduat sahipleri döviz fazla oynamaz diyerek %24 yüksek faizi tercih eder.

Bazıları ise hem %20 kazanayım, hem de kur artışına karşı korunayım der.