Google Play Store
App Store

Bulunamayan ilaç sorunu sürerken, hastaların ödediği katılım ve fark ücretleri de her geçen gün artıyor. Eczacılar "Örneğin 100 liralık bir ilacın yüzde 50-80’ine kadar varan farklar hasta tarafından ödenmekte. Sağlık, ilaç tasarruf yapabileceğiniz bir alan değil" dedi.

İlaca ödenen farklar katlandı

Ülkede ilaç ve eczacılık alanında yaşanan sorunlar her geçen gün artıyor. Çok sayıda ilaç bulunamazken, hastaların sağlıkta ödediği katılım ve fark ücretlerinin payı da artıyor. Bu durum hastaların cebinden daha çok para ödemesine yol açıyor. Eczacılar, bir an önce önlem alınması çağrısı yaparken "İlaçta ve sağlıkta tasarruf olmaz" dedi.

Pharmetic Girişimci Eczacılar Derneği (PGED) tarafından düzenlenen "Geleceğin E Hali Kongresi" İstanbul’da gerçekleşti. Kongrede gıda takviyeleri ve ilaçların insan sağlığına etkisi, koruyucu hekimlik, bilinçsiz gıda takviyeleri kullanımındaki tehlikeler, ilaçların web sitesi, sosyal medya ve marketten satışının yol açabildiği sağlık sorunları ele alındı.

YÜZDE 60 FARK

Pharmetic Girişimci Eczacılar Derneği (PGED) Yönetim Kurulu Üyesi Ecz. Nurdan Gürgen, ilaca erişim sorununun sürdüğünü belirterek "Artık kalıcı önlemlerin alınması gerekmektedir. Maliyetlerinin karşılanmadığı gerekçesiyle, çok sayıda ilaç firması ürettiği ve ithal ettiği ilaçları ya hiç getirmemekte ya da çok az, hastaların ihtiyaçlarını karşılayamayacak miktarda piyasa vermektedir. Halkın ilaca erişiminde büyük sorunlara neden olan İlaç Fiyat Kararnamesi yeniden düzenlenmelidir. Avro kuru nedeniyle ortaya çıkan ilaç yoklarının önüne geçilmelidir. Eczacılar bulunamayan ilaçlar nedeniyle özellikle nöbetlerde çok zor zamanlar geçirmektedir, hastalarla karşı karşıya gelmektedir. Unutulmamalıdır ki, ilaç yokluğunun sebebi eczacılarınız değildir" dedi.

Hastaların ödediği katılım ve fark ücretleri de her geçen gün artığını kaydeden Gürgen, şöyle devam etti:

"Örneğin 100 liralık bir ilacın yüzde 50-80’ine kadar varan farklar hasta tarafından ödenmektedir. Sağlık, ilaç tasarruf yapabileceğiniz bir alan değildir. Kamu eczacılarının özlük hakları ve çalışma koşulları iyileştirilmelidir. Plansız şekilde, ardı ardına açılan eczacılık fakülteleri nedeniyle ortaya çıkan istihdam problemlerine son verilmelidir. Şiddet, birçok sektörde olduğu gibi sağlık alanında da toplum huzurunu tehdit eden önemli bir halk sağlığı sorunu haline gelmektedir. Sağlık çalışanlarına yönelik şiddet, sağlık hizmet sunumunun tüm aşamalarında yaşanır hale gelmiştir. Eczaneler de bunlardan birisidir. Son yıllarda gündüz mesai saatlerinin yanı sıra gece nöbetleri sırasında, Türkiye'nin farklı illerindeki eczanelere yönelik sözlü ve fiziki şiddetin yanı sıra gasp suçu kapsamında değerlendirilen, malvarlığı değerlerini hedef alan saldırı olaylarında da artış gözlenmektedir. Biz eczacılar korumak, iyileştirmek ve yaşatmak için kesintisiz ve nitelikli sağlık-ilaç hizmeti sunarken her an şiddete uğrayabileceğimiz endişesi ile yaşamak istemiyoruz. Koruyucu, önleyici ve caydırıcı hukuki düzenlemeler vakit kaybetmeden hayata geçirilmelidir."

SARI SERUM MUCİZE DEĞİL

Ecz. Pelin Tuba Fotan Ersoy ise şu uyarılarda bulundu:

"Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de yanlış ve gereksiz ve bilinçsiz ilaç kullanımı halk sağlığını etkileyen ciddi bir sorundur.Ülkemizde ne yazık ki sağlık profesyoneli olmayan kişilerin önerdiği, arkadaş veya komşunun önerdiği ilaçların kullanımı çok yüksek bu durumdadır ve toplum sağlığı için ciddi riskler oluşturmaktadır.Her gün ikinci sayfa haberlerinde yanlış ilaçlar, doktor kontrolü olmadan yapılan tedaviler, merdiven altı uygulanan medikal estetik uygulamalar sonucu birçok vatandaşımızın hayatını kaybettiğini okumaktayız.Bunlardan birisi de, son günlerde kamuoyunun gündeminde olan ve halk arasında atom veya vitamin eklenmiş serum ismiyle bilinen serumlardır. Bu serumlar mucizevi vaatlerle pazarlanmakta, özellikle pandemi dönemiyle birlikte artan evde serum uygulamaları sosyal medyanın da etkisiyle giderek yaygınlaşmaktadır. Yalnızca hekim tarafından, gerekli görüldüğünde uygulanmalıdır. Özellikle internetten satılan, ‘merdiven altı üretilen’ kozmetik-güzellik ve bakım ürünlerinin de zararları konusunda farkındalık oluşturmayı hedefliyoruz. İnsan sağlığını hiçe sayarak, hiçbir yasal denetimden geçirilmeyen sahte ilaçların kullanımı çok ciddi sağlık sorunlarına yol açabilmektedir. Pandemi ile birlikte ivme kazanan internet satışları, online satışa yapılan yatırımların danışanlarımızın da online satın alma davranışlarını etkileyerek arttığını gözlemliyoruz."