“Oğlum 40 yaşında, 7 yıldır tutuklu. Önceki 3 yılında Edirne, Tekirdağ ve Kandıra cezaevlerindeydi. Son olarak 4 yıldır Adana, Kürkçüler cezaevinde. Örgüt üyeliğinden aldığı cezayı fazlasıyla yatmış durumda. O ceza da daha Yargıtayca onanmadı.”

Emine Aydın ile bu yılın Şubat ayında konuştuğumda oğlu Fatih Özgür Aydın ile ilgili bunları anlatmıştı.

Konuşmamızın sebebi, Fatih Özgür Aydın’ın kronik ve ağır bir hastalığı olması ancak bir türlü tedavi edilmemesiydi.

Eylül ayındayız, Fatih hala tedavi olamıyor ve halen cezaevinde tutuklu olarak bulunuyor.

***

Ve artık sonunda kendisini hastaneye götürmeyen, doktora görünse bile yazılan ilaçları vermeyen cezaevi sorumluları hakkında suç duyurusu yaptı. Adana İnfaz Hakimliğine ve Adana Cumhuriyet Başsavcılığına verdiği dilekçede, içine girdiği kısır döngüyü anlattı:

Fatih, 17 yıldır kronik bağırsak hastalığı olan Crohn hastası. Hastalığı, hem cezaevi öncesi hem de hapishanedeyken aldığı hastane raporlarıyla sabit. Adana Şehir Hastanesi Gastroenteroloji bölümünde yapılan muayenesi ve kolonoskopi işlemi sonucunda 7 Ekim 2020 tarihinden itibaren Budenofalk adlı ilacı kullanmaya başladı. 28 Haziran 2021’e kadar da sorunsuz olarak ilacını içmeye devam etti.

Bu tarihte ilacı bitince, cezaevi revirinde ilacı tekrar yazdırdı ama iki ay boyunca ilaç temin edilemediği için kullanamadı.

“İlacımı kullanamadığım sürede hastalığım ilerledi. Ciddi oranda kilo kaybettim. 72 kilodan 62 kiloya düştüm. Kanlı ishal, ağrı şikayetlerim oldu.”

İki ayın sonunda ilaç “bulundu”, 8 Nisan 2022’ye kadar… Ve aynı yanıt: İlaç ecza depolarında ve eczanelerde bulunamıyor. Bu kez iki hafta sonra ilacı temin edildi, 3 Ağustos 2022’de yine aynı yanıtı aldı: İlacı ecza depolarında yok.

“İlaç kullanamazsam hastalığım geri dönüşü imkânsız bir hal alabilir” diyen Fatih halen ilacına ulaşamadı.

Dilekçesini de şöyle sonlandırdı: “İlacımın temin edilememesinin sorumlusu Adalet Bakanlığı ve Hapishane Müdürlüğü’dür. Tutukluların tüm ihtiyaçlarını karşılamak, Adalet Bakanlığı’nın görevidir. İlacımın temin edilememesi, ‘kötü muamele ve eziyet, görevi kötüye kullanma’ suçunun işlenmesi demektir. Bu suçları işleyen Hapishane Müdürlüğü ve Adalet Bakanlığı yetkilileri hakkında suç duyurusunda bulunuyorum.”

Bu sorunu biz “dışarıdakiler” de son iki yıldır sık sık yaşıyoruz. Geçen yıl Türk Eczacılar Birliği 645 ilacın piyasada olmadığını açıklamış, Sağlık Bakanlığı da “İlaç erişiminde yaşanan sıkıntılara ilişkin, vatandaş, hekim ve ilgili kurumların piyasada bulamadıkları ilaçlarla ilgili şikâyetleri değerlendirilerek, ilaca erişimi sağlayacak çözüm bulunmakta ve tedbirler alınmaktadır” açıklamasını yapmıştı.

***

Bu tedbirler hapishanede bulunanlar için de alınmıyor mu?

Çünkü Fatih hapishanede tedaviye ulaşamayan bin 517 hasta mahpustan biri. İnsan Hakları Derneği raporuna göre, cezaevlerindeki hasta mahpusların 651’inin durumu ağır. Özgürlük İçin Hukukçular Derneği Diyarbakır Şubesi, bu yılın 8 ayında hapishanelerden 50 cenaze çıktığını açıkladı, bazıları “intihar iddiası”, şüpheli ölümlerdi, bazıları da hasta mahpuslar.

Tutuklu ve hükümlüler de, biz dışarıdakiler gibi, kaderine mi terk edildi?